Müzelerden çalınıyor

Güncelleme Tarihi:

Müzelerden çalınıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 1999 00:00

Haberin Devamı

Potansiyel suçlu olarak görülmekten bıkan tarihi eser koleksiyoncuları dernek kurdu.

İki yıllık bir çalışmadan sonra 1999 Mart ayında koleksiyonerler bir dernek çatısı altında buluştu: Kültür Varlığı Koleksiyonculuğunu Geliştirme ve Yaşatma Derneği (KOLDER). Derneğin Başkanı ise Haluk Perk. 14 yıl avukatlık ve mali suçlar ve bankacılık konusundaki uzmanlıktan sonra şimdi Avcılar'da Tofaş Servisi sahibi. Bürosunda duvarlardan dolaplara kadar her yer binlerce yıl öncesinden kalan mızrak ucu, bıçak, küçük iğne, idol ve daha bir dolu tarihi eserle dolu. Ama bu sergilenenler asıl koleksiyonun sadece bir bölümü. Perk'in koleksiyonunda 2 binin üzerinde tarihi eser var. Neredeyse tam zamanını evindeki, iş yerindeki ve deposundaki tarihi eserlerine ayırıyor. Eşi de bir koleksiyoner olduğu için kimse kimsenin zamanını kıskanmıyor. Perk bir koleksiyonerin gelişiminin üçe ayrıldığını söylüyor. Bu dönemleri şöyle sıralıyor: Koleksiyoner çocukluk döneminde büyük bir oburlukla beğendiği ne varsa topluyor, bunu toplananları değerlendirme ve seçici olma dönemi izliyor, olgunluk döneminde ise koleksiyonunu başkalarıyla paylaşmak ve sergilemek istiyor. Perk koleksiyoncuların genel olarak yanlış anlaşıldığını, onlara potansiyel kaçakçı gözüyle bakıldığını, bunun da en büyük yanlış olduğunu söylüyor. O'na göre biri tarihi eser kaçakçılığı yapacaksa kesinlikle koleksiyoner olmamak zorunda, çünkü yasa gereği en ufak bir sorunda koleksiyoner devletin tüm koleksiyonuna el koyması tehlikesiyle karşı karşıya. Perk koleksiyo-nerlik ve KOLDER konusundaki sorularımızı cevaplandırdı.

GEL GÖSTEREYİM

Eşiniz hangi döneme ilgi duyuyor?

- Selçuklu koleksiyonu var, Osmanlı örtü, turalı gümüş onu daha çok heyecanlandırıyor. Benim en büyük şansım eşimin de bundan heyecan duyması. Eşim ilk tanıştığımızda hiç ilgilenmiyordu bunlarla. 'Eski eser koleksiyonumu göstereyim,' diye buluştuğumuzda kanmadı, çünkü etkilenmedi. Fakat sonra benim kadar sevdi. Zaman zaman benim heyecanımı durdurup daha doğru hareket etmemi de sağlıyor. Şimdi akıl vermeye başladı biraz sinir oluyorum aslında.

Dünyada en fazla hangi eserler satılıyor?

- Son yıllarda Amerika'da ve Avrupa'da İran ve Anodolu menşeyli eserler az satılıyor, Mısır eserleri ise aynı hızda devam ediyor. Çünkü eserler Türkiye'den artık Avrupa'ya gitmiyor, bu tür eserleri Türkiye'de koleksiyonerler önemli ölçüde tutuyor.

Tarihi eserlerle ne zamandır ilgileniyorsunuz?

- Ortaokul ve lisede altı sene tarih okumama rağmen özellikle Osmanlı tarihinden hiç bir şey aklımda kalmadı. Tarihi sevmediğimi, sanat tarihinden de nefret ettiğimi itiraf etmeliyim. Daha sonra dostlarım nedeniyle, arkeoloji merakı gelişti. Ama insanın koleksiyoner olabilmesi için öncelikle ekonomik probleminin olmaması, eserlere ayıracak fazla parası olması lazım. Ama en önemlisi, eserleri sevecek onları araştıracak, kitap okuyabilcek bol zamanı olması lazım.

Ne zamandır koleksiyonersiniz?

- İlk eseri 95 yılında aldım. Koleksiyoner olmaya karar verdiğiniz zaman önce yaşadığınız yerin bağlı olduğunuz müzeye müracat ediyorsunuz. Müze sizi araştırıyor. Eserleri nerede teşhir edeceksiniz, güvenliği sağlıyabilecek misiniz, birikiminiz var mı bunlar inceleniyor. Ayrıca tarihi eser kaçakçılığından da suçlu değilseniz bu eserleri elinizde bulundurma ya da koleksiyoner olma izni veriyor.

İzin aşamasından sonra koleksiyoner-müze ilişkisi nasıl sürüyor?

- Bir eser aldığınızda 15 gün içinde eserin ölçülerini, yaklaşık tarihini müzeye bildirmek zorundasınız. Sonra müze bu eserleri kontrol ediyor, onaylıyor ve hem kendisinde hem de sizde olan envanter defterine fotoğraflarıyla birlikte işliyor. Biz de özel bir müze gibi her sene denetim geçiririz. Bu eserleri satamayız, sadece bir müzeye ya da başka bir koleksiyonere devredebiliriz.

Koleksiyonerlerin müzayede dışında tarihi eser alma yolları neler?

- Birincisi yurt dışından geliyor, ikincisi köylüler getiriyor. Artık müzeler eserlere para vermedikleri için bu kişiler buldukları eserleri ya koleksiyonerlere ya da kaçakçılara satıyorlar. Türkiyede malesef kaçak kazılar var. Eskiden ufak kıymetli eserler yurt dışına gidiyordu. Ama artık eskisi kadar çok yurt dışına eser gitmiyor. Bu kataloglardan fark ediliyor.

Yurt dışından gelen bir eserin Türkiye'ye nasıl girdiğini araştırıyor musunuz? Bu kaçakçılık değil mi?

- Hukuki olarak bir eseri kaça aldığımızı, hangi yolla geldiğini söylemek zorunda değiliz. Yani bu durumda eser satan suçlu, alanlar ise suçsuz, tuhaf bir durum. Ancak, bir eser envantere girdiğinde artık yer yüzüne çıkmış ve Türkiye'nin malı olmuş oluyor.

Derneği ne zaman kurdunuz?

- Yaklaşık iki senedir üzerinde çalışıyoruz ama yasal olarak 99 Mart ayında kurduk.

Müzelerde çok nadir bir eser gördüğünüzde onu almak istemiyor musunuz?

- İlgilendiğim döneme ait eserlere müze kataloglarına baktığımda da aynı duyguları yaşıyorum. Görme şansınız var çünkü. Bir süre sonra o bende olsun duygusu, bencillik duygusu gidiyor. Zaten koleksiyonerliğin duygusal gelişimiymiş bu. Önce toplama-saklama, ondan sonra da bunları teşhir etmek dönemi. Birinci dönemde takılı kalan arkadaşlar da var tabii. Daha sonra da acaba bunları nasıl değerlendiririm, nasıl kamuya mal ederim, nasıl ismimi koyabilirim dönemi başlıyor.

Bir iki istisna vardır

Kaçakçılık yapanlar koleksiyoner değil. Koleksiyonerler zaten polisin merceği altında, adres belli, sürekli denetim altındayız. Müzelere biraz daha fazla denetleme yetkisi verilse çok daha iyi işler sistem, çünkü polisten çok daha fazla biliyorlar bu işleri. Bir iki istisna olabilir ama ben kaçakçı olsam koleksiyoner olmam. Koleksiyoner bir eseri bir yerden başka bir yere taşıyamaz, suçtur bu. Yönetmelik diyor ki, eseri beyan ettiğiniz yerden başka bir yerde tutamazsınız. Dışarda bir eser yakalatsam benim koleksiyonuma el koyabiliyorlar, ben bu riske giremem. Koleksiyoner olup kaçakçılık yapan olabilir ama bu çok istisnadır. Bunu da çözecek olan devlettir. Ama genelde koleksiyonerliğin ne olduğu bilinmediği için farklı gözle görülüyor. Benim arkadaşlarım da söylüyor, sen bunları aldığına göre herhalde satacaksın! Yani koleksiyonerlik bir anlamda eserlerle zincire vurulmak gibidir. Koruyacaksınız, bir tanesini kaybedemezsiniz. Müzelerden çok daha fazla eser çalınıyor. Eserlerini neşredemiyorlar, teşhir edemiyorlar bir de eser çaldırıyorlar. Türkiye'deki müzelerin bir çoğunda kayıtsız, envanteri yapılmamış eserler var. Ama neden? Malesefe Kültür Bakanlığı'nın bütçesi çok az. Dolayısıyla müzeler çok zor durumda. Bilet alıp müzeye gidersiniz, bilet geliri bile müzeye kalmaz. Eskiden çok boldu paraları eser de alıyorlardı, koruyorlardı da. Kazı alanları da böyle. 2 ay kazı yapılıyor, 10 ay boş bu alanlar. Bilgim artsın diye müzelere gidiyorum oradaki görevlilere soru soruyorum, çoğu bir şey bilmiyor. Uzmanları yok çünkü.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!