Güncelleme Tarihi:
"Deli Oğlan" şarkısıyla bu yaza damgasını vuran Hadise, geçtiğimiz hafta sonu Beyaz Show'un konukları arasındaydı.
Bu şova büyük titizlikle hazırlanan şarkıcı, programın sunucusu Beyazıt Öztürk'ün gönlünde bambaşka bir yeri olduğunu söyledi.
"Ben Beyaz'ı çok seviyorum. Ama yanlış anlaşılmasın, aramızda farklı bir yakınlaşma yok. Çünkü o benim ağabeyim gibi. Birbirimize çok saygı duyuyoruz. O beni sanatçı olarak çok beğeniyor, ben de onu çok beğeniyorum."
Belçika’dan sonra, Türkiye’de müzik piyasasına girmek, mesleki açıdan size çok iyi geldi...
Duydum ki Serdar Ortaç’ı çok beğeniyormuşsunuz?
- Evet, şarkılarına bayılıyorum. Biliyorsunuz onun yeni albümünde birlikte düet yaptık. Bu teklif bana Serdar’dan geldi. Şarkıyı duyduğumda hemen kabul ettim. Çünkü çok güzel sözleri vardı. Albümündeki her şeyi kendisi yapıyor. Ben Serdar’ı sevmesem, asla düet yapmazdım. Ve düette birbirimize çok yakıştık. Kendisine müzikal anlamda sonsuz bir saygım var. Bu arada bayanlardan da Nil Karaibrahimgil’i çok seviyorum. Kendine ait bir tarzı var. Klipleri, şarkıları çok tatlı... Polemiklere hiç girmiyor. Kendi işini, kendi yapıyor. Çok güzel, çok naturel.
Siz de çok seksisiniz...
- Bu hoÅŸuma gidiyor... Bir sanatçı olarak kendimi böyle yansıtmayı seviyorum. 22 yaşındayım. Genç bir kadınım... HoÅŸ fotoÄŸraflar çektirmeyi, deÄŸiÅŸik kıyafetler giymeyi, vücut dilimi kullanarak deÄŸiÅŸik pozlar vermeye bayılıyorum.Â
"A Good Kiss" şarkınız geçen yıl piyasaya çıkmıştı ama Sezen Aksu’nun Türkçe sözleriyle bu yıl patladı. Yani "Deli Oğlan", bu yaz her yerde çok çaldı. Sezen Hanım da sizin işinizi kolaylaştırdı?
- Kesinlikle... Buradan kendisine çok teşekkür ediyorum. Müthiş sözler yazmış. Ve bu sözlerle müzikal hayatımın akışı değişti. "Hadi deli oğlan, hadi belime dolan" böyle bir söz var mı ya?
Sizin hayatınızda deli bir oğlan var mı?
- Özel hayatımla ilgili konuşmayacağım...
ERKEK ARKADAÅžIM BENÄ° YÖNLENDÄ°RMELÄ°Â
 Deli dolu erkeği mi seversiniz, yoksa sakin, ağır başlı erkeği mi?
- Ben çılgın severim. Çılgın derken, organizasyon yapsın, bana sürprizler yapsın bunu isterim. Yani erkek arkadaşımın beni yönlendirmesini istiyorum. Öyle sessiz tiplerden hoşlanmam. Elimden tutup, "Hadi gidiyoruz" demeli. Maço olmalı yani...
- Yok o anlamda değil. Doğru düzgün kararlar alabilmeli... Sertliği sevmem.
Siz sert misiniz?
- Aşk yaşarken zaman zaman sert olabiliyorum yani sinirlenebiliyorum. Ve beni en çok anlamayan adam sinirlendirir. Mesela bir klip çekiyorum ve çok seksi giyindim. Bunun sorun olmasını asla istemem. Eğer işime karışılırsa, o kişiyle hemen diyaloğumu keserim, yani ilişkiyi bitiiririm. Hiç umurumda olmaz. Benim için önce işim, sonra sevgilim gelir. Ben körü körüne aşkın peşinden gitmem. Beni kabul eden böyle kabul edecek. n Özel bir tipiniz var mı?
- Tipi hiç fark etmez. Adam gibi adam olmalı, çekici, karizmatik olmalı. Bunlar yeter benim için. Benim sevgilim, bir yere girdiği zaman kendisine baktırmalı. Bu çok hoşuma gider. Hiç kısmanmam. Bir de benim için ayakkabılar çok önemlidir. n Kolay bir kadın mısınız?
- Asla... Çok zor bir genç kadınım. Benim ilişkilerim hep uzun sürer. Flört dönemini mutlaka yaşarım. Ama bunu da ailemden aldığım terbiye doğrultusunda yaşarım.
- Doğru değil. Hiç tanımam. Bir de çocukla Roma’da buluşmuşuz. Şaka gibi.
Çok playboy, çapkın var mı peşinizde?
- Çok var... Ama Allah’tan bana ulaşamıyorlar. Çünkü sürekli numaramı değiştiriyorum. n Peki, geçtiğimiz hafta Marmaris’te bir konser verdiniz. Konser sonrasında sizin korumalarınız olay çıkardı, birilerini dövdü vs. Diskonun sahibi, sizin reklam için böyle bir şey yaptırdığınızı iddia ediyor. Siz ne diyorsunuz?
- Bu konuyla ilgili hukuk gerekeni yapacaktır. Hepimiz çok üzüldük. Ama ben yine de sahneye çıktım. Ben korumama olay çıkarsın diye söylemişim, yok reklam yapmışım falan. Ben hiç böyle bir şey yapar mıyım? Siz beni yakından tanıyorsunuz. Bugüne kadar reklam yaparak bir albüm çıkarmadım. Ben kliplerimle, şarkılarımla ve yaptığım röportajlarla kendimden söz ettirmeyi seviyorum. Birisini dövdürmek kim, ben kim?
Hálá mütevazı olduğunuza inanıyor musunuz?
- Evet hálá mütevazıyım. Ben bu özelliğimi hiç kaybetmedim. Nereden geldiğimi, neler yaşadığımı biliyorum. Evet korumam var, büyük bir arabaya biniyorum ama biz büyük bir ekibiz. Ben bu mütevazılığımı kaybetmek istemem. Bunu kaybedersem insanlar artık beni sevmezler. O zaman işimi bırakırım. n Siz Eurovision’a gitmek istiyorsunuz. Peki İbrahim Tatlıses sizce gitmeli mi?
- Aaaaa süper, kesinlikle gitmeli... İbrahim Bey, müthiş bir ses, müthiş bir yorumcu. Onun fiziği, sesinin rengi çok değişik gelir. O, kendi tarzında bir şarkıyla gitmeli. Çok başarılı olur... Nasıl gitmeli biliyor musunuz, o bazen bembeyaz bir kostüm giyiyor, öyle bir kostüm giymeli, arkasında görsel şov amaçlı, Anadolu Ateşi gibi profesyonel bir dans topluluğu olmalı.
İki yıldır Eurovision’a gitmek istediğiniz söylüyorsunuz, ama teklif gelmiyor. Sizce neden?
- Neden gelmiyor bilmiyorum. Acaba TRT beni sevmiyor mu? Tabii böyle bir şey yoktur, sanırım zaman çok önemli. Kısmetimde varsa giderim.
35 yaşında evlenip, kariyerime ara vereceğim
Sizin için aşk mı iş mi önce gelir?
22 yaşındayım. Kariyerimi ne zaman yapacağım? Ama aşkı her zaman yaşarım. Nil’in dediği gibi; "Çocuk da yaparım, kariyer de" diyemeyeceğim. (Gülüyor) Önce hedeflerimi yerine getirmek istiyorum. 35 yaşından sonra büyük bir aile kurmak istiyorum.
Yani evlenmek, çocuk sahibi olmak...
- Evet... Evlenip, dört çocuk sahibi olmak istiyorum. O hayalimdeki büyük, mutlu aileyi kurduktan sonra da biraz müziğe ara vermek niyetindeyim.
Beyaz aÄŸabeyim olur
- Geçen hafta Beyaz Show’a çıktınız, beyaz bir kostümle... Beyaz için çok özendiğiniz belli...
Evet, bunu Beyaz’a özel yaptım. Renk anlamlı diye o gece için o elbiseyi giymek istedim. Beyaz’ın yeri benim gönlümde bambaşka.
- Nasıl başka?
Türkiye’ye ilk geldiğimde Beyaz’ın programına katıldım. Çok saygılı birisi. Onun programında çok rahatım, kendim gibi olabiliyorum. O yüzden bembeyaz bir kostümle çıktım.
- Sanki Beyaz’la aranızda bir yakınlaşma var gibi...
Hayır öyle bir ÅŸey yok. Beyaz’ı ben çok seviyorum. Aramızda öyle bir yakınlaÅŸma yok. Çünkü o benim aÄŸabeyim gibi. Birbirimize çok saygı duyuyoruz. Beni sanatçı olarak çok beÄŸeniyor. Ben de onu çok beÄŸeniyorum. Onun programında severek, rahatlıkla, korkmadan oturuyorum.   Â