Mustafa Topaloğlu, Necip Fazıl’dan mı etkilendi

Güncelleme Tarihi:

Mustafa Topaloğlu, Necip Fazıl’dan mı etkilendi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2009 00:00

Hafta içi okuduğum enteresan haberlerden biri Mustafa Topaloğlu’nun kumarda yakalanmasıydı. Enteresan olan yakalanması değil tabii, polise verdiği cevap.

İkinci kez bir kumar baskınında yakalanan Topaloğlu “Yeryüzünde bize rahat yok” diye espri yaptıktan sonra oraya arkadaş ziyaretine geldiğini ve bir de şarkı yazdığını söylemiş. Ayaküstü de patlatmış hemen yazdığı şarkıyı: “Hayat bir kumardır, oynuyoruz işte/ Neresinden bakarsan bak netice farksız/ Yaşamak güzel ve yaşıyoruz işte/ Bazen anlamlı bazen anlamsız.”
Verdiği cevaplar, ortamdan etkilenip şarkı yazması falan bana bir başka ünlü ismi hatırlattı.
Türk şiirinin büyük ustası Necip Fazıl Kısakürek’i.
Acaba Mustafa Topaloğlu Necip Fazıl’ın kumarla ilgili hikayelerini okuyup ondan kopya mı çekti diye düşünmedim değil. Uzaylı muzaylı ama zeki adam.
Çok bilinen bir hikayedir Necip Fazıl’ın kumara düşkünlüğü.
O da bir kumar baskınında yakalanınca polise gazeteci olduğunu ve yazı dizisi yapmak için oraya gözlem yapmaya geldiğini söyler. Ancak komiserin verdiği cevap da bir o kadar zekicedir: “Pehlivan tefrikası mı bu, üç oldu yakalıyoruz sizi.”
Necip Fazıl böyle bir yazı dizisi yapmaz ama orada gözlem yaptığı, ortamdan etkilenerek masanın başına oturduğu da bir gerçek: Bir kumarbazın hayatını anlatan Nam-ı Diğer Parmaksız Salih adında bir tiyatro eseri yazar. Oyun daha sonra Faruk Kenç tarafından sinemaya da aktarılmış ve Muzaffer Tema, Talat Artemel, Nevin Seval, Melahat İçli, Vahi Öz, Cahit Irgat, Leyla Nil, Nurhan Nur gibi dönemin ünlü oyuncuları bu filmde rol almıştır.

Gölgesi tarafından bile terk edilen ünlü yazar kim

Yeni bir intikam romanı mı sadece bir dedikodu mu bilmiyorum ama hakkında çokça konuşulmaya başlandığı için ben de söz etme gereği duydum.
Mert Özmen’in yeni bir romanı yayımlandı. Adı Bir Yazarın Romanı.
Romanın kahramanı adından da anlaşılacağı gibi acayip kibirli bir yazar. Adı Ediz Arsoy. Tahmin edebileceğiniz gibi çok iyi hesapladığı kariyer planında ilk işi ismini değiştirmek olmuş. Ediz Hun ve Göksel Arsoy’un isimlerinden kendine bir yazar adı kurgulamış.
Başarılı da olmuş, adı sanı bilinen, ünlü bir yazar olmuş.
Ancak öylesine bencil ki gölgesi bile dayanamıyor. Bir sabah uyandığında gölgesi isyan ediyor ve başlıyor onu sorgulamaya.
Gelelim işin dedikodu kısmına. Mert Özmen bir dönem çok samimi olduğu ancak sonra araları açılan ünlü bir yazarden etkilenmiş bu romanın kahramanını yaratırken.
Bakalım siz çıkartabilecek misiniz gölgesi tarafından bile terkedilen bu ünlü yazarı?

Tuna Kiremitçi’nin Siyah Süt’ü

Bir yeni roman ve bir dedikodu daha. Aslında buna dedikodudan çok geyik demek daha doğru olur.
Tuna Kiremitçi’nin son romanı Küçüğe Bir Dondurma’nın etrafında döndürülen bir geyik bu.
Roman, bir babanın küçükken terkettiği oğluyla ilgili duygularını yıllar sonra kağıt kaleme sarılıp yazmasını konu alıyor. Oğul büyümüş, ünlü bir dizi oyuncusu olmuştur. Baba da asla karşısına çıkıp oğlunun yüzüne karşı söyleyemeyeceklerini yazar defterine.
Tuna Kiremitçi otobiyografik bir özelliği bulunmadığını söylüyormuş romanının. Ancak yakın geçmişte evinden ayrılması, yaptığı kısa süreli bir evlilikten sonra tekrar dönmesi, sonra tekrar ayrılması gibi özel hayatında geçirdiği fırtınalı dönemin onu kendi oğluyla ilgili bir hesaplaşmaya yönelttiği de düşünülebilir. Belki romanın konusu da bu dönemde şekillenmiş olabilir kafasında.
Yazar Elif Şafak hamileliğini ve ilk çocuğunu doğurma sürecini Siyah Süt adlı kitapta anlatmıştı.
İşte edebiyat dünyasının son geyiği: Küçüğe Bir Dondurma, Tuna Kiremitçi’nin Siyah Süt’ü...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!