Muş'ta dil kesiliyor Çorum'da umut devede
Güncelleme Tarihi:
Şevket ERZEN/ÇORUM,(DHA) MUŞ/a.a.
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2003 01:50
Muş'ta, sarılık hastalığının giderilmesi için dil kesilmesine veya bakire idrarı içilmesine doktorlar tepki gösteriyor. Çorum'da ise çocuklar ve büyükler devenin altından geçmek için sıraya girdi. Sebep, hastalıklara iyi geldiği inancı. Diyanet görevlileri, 'bunların dinle ilgisi yok' diyor.
Muş Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Servisi doktorlarından Dr. Dede Şit, sarılık hastalığı konusundaki en tehlikeli uygulamanın jiletle organ kesme olduğunu söyledi
Dr. Şit, bu tür söylentilere inanan kişilerin, genellikle jiletle dillerini kestirip kan akıttıklarını ve bu işi de para karşılığında yaptırdıklarını söyledi. Jiletle dil kesme işini meslek edinen kişiler olduğuna dikkat çeken Şit, şöyle devam etti:
‘‘Vatandaş bu işi yapan kişiye gidiyor, para verip jiletle dilini kestirip kan akıtıyor. Böylece bir süre sonra iyileşeceğine inanıyor. Hem parası gidiyor hem de sağlığı. Ayrıca bu kişiler, yalnızca dillerini değil, yanak, kulak arkası, burun, çene ve alınlarını da kestiriyorlar. Bu uygulamaların ardından hastalığının geçmediğini anlayan bazı kişiler bize geliyorlar ama her tarafları kesik ve yara içinde...’’
Yaygın inanışlardan birinin de, ‘bakire kızların idrarını içmek’ olduğunu anlatan Şit, gelen hastalarda sıklıkla karşılaştıkları diğer inanışları da şöyle sıraladı:
‘‘Altın suyu içmek, sarı kıyafetler giyinmek, bit yemek, uzun süre alabalıklara bakmak, eşek başı yemek gibi...’’
DEVEDE ŞİFA ARADILAR
Bu arada, Çorum'un Gülabibey Mahallesi Orta Kapaklı Mevkii'nde oturan Şerefattin Küçük, oğlunun sünnet düğününde deve kesmesi bir başka inanışı ortaya çıkardı. Mahalle sakinleri, devenin ‘mübarek’ bir hayvan olduğunu ileri sürerek, kesilmeden önce altından geçip çeşitli dileklerde bulundu. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, altına kaçıran çocuklar, bel ağrısı, egzama ve çeşitli rahatsızlıkları bulunanların tek tek devenin altından geçerek şifa aramaları düğün sahiplerini şaşırttı. Deveden şifa bulmak için uzun kuyruklar oluşturan mahalle sakinleri, sünnet düğününün iki saat gecikmeli başlamasına neden oldu. Çorum Müftüsü Dursun Kaplan ise, ‘‘Halkımız sağdan soldan duyduğu uydurma şeylere inanıyor. Devenin altından geçerek hastalıklarına şifa arıyorlar. Bunun dinimizle yakından uzaktan bir ilgisi yok. Şifayı hayvanlarda değil, doktorlarda aramak gerekir’’ dedi.
Dr. Şit, bu tür söylentilere inanan kişilerin, genellikle jiletle dillerini kestirip kan akıttıklarını ve bu işi de para karşılığında yaptırdıklarını söyledi. Jiletle dil kesme işini meslek edinen kişiler olduğuna dikkat çeken Şit, şöyle devam etti:
‘‘Vatandaş bu işi yapan kişiye gidiyor, para verip jiletle dilini kestirip kan akıtıyor. Böylece bir süre sonra iyileşeceğine inanıyor. Hem parası gidiyor hem de sağlığı. Ayrıca bu kişiler, yalnızca dillerini değil, yanak, kulak arkası, burun, çene ve alınlarını da kestiriyorlar. Bu uygulamaların ardından hastalığının geçmediğini anlayan bazı kişiler bize geliyorlar ama her tarafları kesik ve yara içinde...’’
Yaygın inanışlardan birinin de, ‘bakire kızların idrarını içmek’ olduğunu anlatan Şit, gelen hastalarda sıklıkla karşılaştıkları diğer inanışları da şöyle sıraladı:
‘‘Altın suyu içmek, sarı kıyafetler giyinmek, bit yemek, uzun süre alabalıklara bakmak, eşek başı yemek gibi...’’
DEVEDE ŞİFA ARADILAR
Bu arada, Çorum'un Gülabibey Mahallesi Orta Kapaklı Mevkii'nde oturan Şerefattin Küçük, oğlunun sünnet düğününde deve kesmesi bir başka inanışı ortaya çıkardı. Mahalle sakinleri, devenin ‘mübarek’ bir hayvan olduğunu ileri sürerek, kesilmeden önce altından geçip çeşitli dileklerde bulundu. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar, altına kaçıran çocuklar, bel ağrısı, egzama ve çeşitli rahatsızlıkları bulunanların tek tek devenin altından geçerek şifa aramaları düğün sahiplerini şaşırttı. Deveden şifa bulmak için uzun kuyruklar oluşturan mahalle sakinleri, sünnet düğününün iki saat gecikmeli başlamasına neden oldu. Çorum Müftüsü Dursun Kaplan ise, ‘‘Halkımız sağdan soldan duyduğu uydurma şeylere inanıyor. Devenin altından geçerek hastalıklarına şifa arıyorlar. Bunun dinimizle yakından uzaktan bir ilgisi yok. Şifayı hayvanlarda değil, doktorlarda aramak gerekir’’ dedi.