Musa ve Zeynep yakında kavuşur

Bakan Musa ile köfteci Zeynep'in akıbetinin merakla beklendiği dizinin başrol oyuncuları Duygu Yetiş, İlhan Şeşen ve Talat Bulut, "Annem" tutkunlarını bu yıl büyük sürprizlerin beklediğini söylüyor.

Yeni sezonun ilk çekimleri Şanlıurfa’da yapıldı. Nasıl geçti oradaki çekimler?

- Duygu Yetiş: Öncelikle şunu söyleyeyim, Şanlıurfa çok güzel bir şehir. Fakat bizim gittiğimiz dönemde gerçekten çok sıcaktı. O sıcaklarda çalışmak bizi biraz zorladı tabii, ama yine de çok güzeldi.

- Talat Bulut: Çekimlere sabahın 07.00’sinde baÅŸladığımız halde sıcaklar bizi çok zorladı. Bir de ben bakanı oynadığım için sürekli takım elbise giyme durumundaydım, en çok ben sarsıldım diyebilirim.Â

- İlhan Şeşen: Maalesef ben Şanlıurfa’ya gidemedim. Oraları görmeyi çok istiyordum ama o sahnelerde benim rolüm yoktu.

Niçin gittiniz Şanlıurfa’ya? Orada başka bölümler de çekilecek mi?

- Duygu Yetiş: Daha sonraki çekimlerle ilgili bir bilgim yok, ama oraya gitme sebebimiz bir sünnet düğünü sahnesiydi...

- Talat Bulut: Yeğenimin sünnet düğünü için gidiyoruz Şanlıurfa’ya... Dizide ben Urfalı’yım ya... Orada başka çekimler yapılıp yapılmayacağından ise ben de emin değilim. Eğer bölüm olarak stoklu gitmiyorsanız, dizi setini İstanbul dışına taşımak çok da mantıklı değil ama... Çünkü ciddi bir zaman kaybı yaratıyor.

Çoğu dizi ilk birkaç bölümden sonra yayından kaldırılıyor, "Annem" ise ikinci sezona girdi. Sizce başarınızın sırrı ne, izleyiciyi çeken ne oldu bu projede?

- Duygu Yetiş: Birincisi, dizilerde oyuncu kadrosu gerçekten çok önemli. "Annem"de de en önemli faktör bence oyuncu kadrosunun güçlü olması. Bazen ben bile canlandırdığımız senaryoya kendimi kaptırıyor, o an yaşadıklarımızın gerçek olduğuna inanıyorum. Hayal ürünü bir dizi değil çünkü bu, Türkiye’de rastlanabilecek bir hikayemiz var bizim.

- Talat Bulut: Bence "Annem"i ayakta tutan en büyük faktör, dizi içerisindeki oyuncuların samimiyeti. Seyirci buna çok dikkat ediyor. Temel neden bu bana kalırsa... Çok düz bir hikayeyi, yine düz ve samimi bir şekilde anlatıyoruz.

- İlhan Şeşen: Benim bir fikrim var... Kabul görür ya da görmez bilmiyorum ama, diziler için başarı çizelgesi doğal oyunculuk, senaryo ve yönetmen diye sıralanabilir. Sinema filmlerinde ise yönetmen her şeyden önemlidir.

Aradaki fark neden kaynaklanıyor peki?

- İlhan Şeşen: Dizilerde sinemanın illüzyonu çok az kullanılıyor. Çok affedersiniz ama kabak gibi bir ışıkta kamera karşısına geçip oyunculuğunuzu konuşturmak zorundasınız. Bu yüzden oyunculuk ön plana çıkıyor. İzleyici de eğer oyuncuyu doğal bulmuyorsa, diziyi takip etmiyor. Bu söylediğim ne kadar doğru bilmiyorum, ama kendi tecrübelerim bu yönde...

Yeni sezonda Musa ve Zeynep’in kavuşması bekleniyor. Ne dersiniz böyle bir kavuşma olur mu? Olursa dizi biter mi?

- Duygu Yetiş: Gerçek hayattaki düşüncemi soracak olursanız, bir çocuk olarak elbette anne-babanın bir araya gelmesini isterim. Kavuşmaları bence çok iyi olur. Böyle bir birleşme diziyi bitirmez, ama senaryo nereye doğru gider, bilemem.

- Talat Bulut: Kavuşacaklar. Final olmaz, çünkü seyirci o birlikteliğin de devamını görmek ister.

Vuslattan sonrasını niye merak etsinler?

- Talat Bulut: 16 yıl aradan sonra bir birliktelik nasıl devam eder? Üstelik biri bakan, biri köfteci... Ben böyle bir ikilinin yeniden bir araya geldikten sonra neler yaşayacağını merak ederim açıkçası...

- İlhan Şeşen: İnanın neler olacağına dair benim bir fikrim yok.

Barışma ihtimalini bir kenara bırakırsak, dizide bizi başka ne gibi sürprizler bekliyor?

- Duygu Yetiş: Açık vermeyeceğim, sadece "hem bizi hem de izleyiciyi bir sürü sürpriz bekliyor" diyebilirim.

- Talat Bulut: Biz de çok net bilgi sahibi değiliz gerçi ama izlemekte yarar var.

Merak ediyorum, teklif ilk geldiğinde bu projede sizi çeken, size "evet" dedirten ne oldu?

- Duygu Yetiş: Beni en çok etkileyen şey "anne" hikayesi olmasıydı. Çünkü "anne", hepimizin hayatında olan ve bizi ayakta tutan bir olgu. Hikayenin güzelliğinin yanı sıra Vahide Gördüm’ün başrol oynayacağını da öğrenince, hemen "tamam" dedim.

- Talat Bulut: Daha önce söylediğim gibi, benim için kadro çok önemli... Bu benim üçüncü dizim ve şimdiye kadar farklı bir yapımcıyla da çalışmadım.

- İlhan Şeşen: İlk etapta dikkat ettiğim unsur, yapımcı şirketti. Sonrasında senaryoyu okudum, rolümü beğendim. Bana genelde iyi karakterler veriliyordu, bu sefer biraz daha farklı bir rol oldu.

Kamera arkasına geçersek... Set atmosferi nasıl?

- Duygu YetiÅŸ: Çok sıcak bir ortam var sette. Çekimler genelde çok eÄŸlenceli geçiyor.Â

- Talat Bulut: Ben kendi adıma çok eğleniyorum, zaten asıl çıkış noktam da bu... Aksi halde 17-18 saat bir yere bağlı kalmak çok zor olurdu. Düşünsenize, yoğunluk nedeniyle bazen kızımı bile göremiyorum, onu sadece uykudayken öpebiliyorum. Bu yüzden kendimi eğlendirmeye çalışıyorum sürekli. Ekip sayesinde bunu yapmakta zorlanmıyorum da...

- İlhan Şeşen: Benim setler için söylediğim bir şey vardır: "Sette içilen çayın tadı başka hiçbir yerde yok..." Ben setlere o gözle bakıyorum. Çok büyük lükslerimiz yok mesela. Bir gecekondu muhitinde çekim yapıyoruz. Kışın

ısındığımız tek bir sobamız var. Nostaljik ve sıcak bir hava hakim yani bizim sette.

Oynama kardeşim kol düğmelerinle

Bu dizinin size yaşattığı ilginç olaylar yok mu?

- Duygu YetiÅŸ: Beykoz’da Karlıtepe diye bir yerde çalışıyoruz. Bir kış günü gerçekten karda mahsur kaldık. Ãœstelik bölüm yetiÅŸtirmemiz gerekiyordu ve yokuÅŸtan aÅŸağı zikzaklar çizerek indik. Sonuçta bölüm yetiÅŸti. Â

- Talat Bulut: Ben dizide kol düğmeleri kullanıyorum. Bir gün alışveriş yaptığım sırada önüme bir çift çıktı ve adam bana "Oynama kardeşim, bak bu sana ihtarımdır. Kol düğmeleriyle oynamayacaksın, sinir etme beni" deyip gitti. Musa karakterinin bir özelliği gibi algılanmasını istediğim için kol düğmeleriyle oynuyordum, demek ki işe yarıyormuş!

- İlhan Şeşen: Kışın çok soğuk oluyor ve bu da bende bir hasar bıraktı. Göz pınarlarımda hafif bir tıkanma olmuş. Yani normalde gözyaşının vücuda dönmesi gerekirken, bende dışarı çıkıyor. Bu da dizilerde ağlamamı kolaylaştırdı diyebilirim.