Mürekkebi Kurumadan

Güncelleme Tarihi:

Mürekkebi Kurumadan
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2008 00:00

Ağır Abiler Orkestrası

küçük İskender

Sel Yayıncılık

Şair küçük İskender’in kurduğu orkestranın ’ağır abileri’ kendileri kadar enstrümanlarıyla da özeldir. Ve bu orkestranın solisti kesinlikle klarnetçidir:

"Klarneti sevdim tek tabanca tek hicran,/sesin büyüsünü bozan bir atlıydım bıçkın dudaklarda; /yaralıydım /yaralarım, yüzümün kızardığı aşklarda kaldı/elleri çingene bir kadın sevdim on dokuzunda/kalbimde bir et beni gibi kanar hálá gözleri/Allah’ın en içten hatasıydım/nefesimi verdiğim klarnetin/benim için üzülmesini sevdim!/Senin suçun yok hayat!/Ben buraya zaten, sana elveda demeye geldim!"

Sel Yayıncılık İskender’in bütün şiirleri serisini Ağır Abiler Orkestrası ile devam ettiriyor. Klarnet ve Bir Daha Bana Benzeme Angel’dan oluşuyor kitap.

Hayatın arka sokaklarında çalan bir orkestra bu doğal olarak. Ve onların yaptığı müzikle dans etmek her babayiğidin haddi değil. İşte bunun nedeni: "Psikopata bağlamış manita evleri/dağ bayır iner, ıstıraba bakar./Taklaya gelir ağır dumanın evlatları/klarnetin zulasına seri bıçak darbeleri saklar."

Struma

Karanlıkta Bir Ninni

Hakan Akdoğan

Doğan Kitap

İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan trajedilerin bize en yakın olanı Struma. Bir kara sayfa. Nazilerden kaçan Yahudileri Filistin’e götürmek için Romanya’nın Köstence limanından 779 yolcu ve 10 mürettebatla yola çıkar ve motoru arızalanınca gemi İstanbul Boğazı’na demir atar. İngiltere’nin baskısı nedeniyle ne yoluna devam edebilir ne de yolcuların karaya çıkmasına izin verilir. Yolcuların durumuyla ilgili haftalar süren müzakereler sonuç vermeyince gemi Karadeniz’e çekilerek kaderine terk edilir ve ertesi sabah büyük bir patlamanın ardından içindeki yolcularla birlikte batar. 103’ü çocuk olmak üzere 778 kişinin öldüğü Struma’dan birkaç aile özel çabalarla kurtarılabilmişti.

Hakan Akdoğan’ın romanı, gemide tutulan bir günlüğe dayanıyor. Günlüğün sahibi Carol gemiden inemeyeceğini anlayınca doğum sancıları tuttuğu için karaya çıkartılan bir kadının yanına koyuyor defterini eşi Samuel’e ulaştırılabilsin diye.

Daha sonra defterin sahibi olacak kişi, kendi geçmişiyle ilgili çarpıcı bir gerçeğe ulaşıyor bu sayede.

Struma’da tutulan günlük, başlı başına bir serüven ama asıl sürprizi romanın sonuna saklıyor yazar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!