İhsan Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2007 00:00
Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim
Editör: Stephen Farthing
Türkçe Editörü: Erkan Doğanay
Caretta Yayıncılık
Salvador Dali’nin ünlü tablosu The Persistence of Memory-Belleğin Kararlılığı’ndaki eriyen saatleri eminim siz de erimiş peynire benzetmişsinizdir. Evet haklısınız, Camambert peyniri yedikten sonra oluşan sanrıları resmederek zamanın katılığı ile dalga geçer burada çünkü. Dali’nin bu eseri ilk kez 1932’de New York’ta sergilenmiş ve bugün milyonlarca dolar eden tablo o zaman 250 dolara satılmış.
Leonardo da Vinci’den Michelangelo’ya, Picasso’dan Van Gogh’a kadar ünlü ressamların eserlerinin bunun gibi hikayelerini bulabilirsiniz Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim kitabında.
Caretta Yayıncılık’ın başlattığı Ölmeden Önce Yapmanız Gerekenler serisinin üçüncüsü bu. Daha önce kitaplar ve
filmler için yapılmış iki seçki yayımlanmıştı.
Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim, yüzyıllık dilimler halinde bölümlenmiş. 1400’lü yılların öncesini, yani Mısır duvar resimlerini falan kısa bir özet yaparak başlıyor işe. 1400’den 2000’li yıllara kadar tablo tablo getiriyor zamanı. Kitabın editörü Stephen Farting eser seçimini yaparken kriter olarak şu cümleyi sormuş kendisine: "Gerçekten bu eseri gidip görmeye değer mi?" Ve cevabı evet olunca almış kitabına. Bu tür seçkilerde insanın doğal olarak baktığı şeylerden biri de bizden kimleri aldığı oluyor. Maalesef Türkiye’ye kadar gelip görmeye değer bir eser bulamamış anlaşılan. İnsanın duvarında olmasa bile elinin altında böyle bir koleksiyon olması hoş bir duygu. Hazırlayanın amacına ters düşecek ama işin kolayı bu, her gün onlarca müzeyi hem de yerinizden hiç kalkmadan gezme imkanı veriyor insana.
Kanlı Masallar
Craig Russel
Çev. Boğaç Erkan
Doğan Kitap
Hamburg’un Blankenese sahilinde 15-16 yaşlarında bir kız çocuğunun cesedinin bulunmasıyla başlar her şey. Bu tür olaylara alışık olmasına rağmen komiser Fabel’i çok fazla etkiler kızın cesedi. Çünkü aynı yaşlarda bir kızı vardır onun da.
Genç kızın orada öldürülmediği, cesedinin sonradan getirilip bırakıldığı ilk bakışta anlaşılır. Ama onun oraya öylece bırakılmasında bile bir mesaj vardır. Daha sonra avucunun içinden de katilin öldürdüğü kızın ağzından kaleme aldığı bir not bulunur. "Artık bulundum. Adım Paula Ehlers. Bir süredir yeraltındaydım ve artık eve dönme zamanım geldi" yazar bu kağıtta.
Fabel’in ekibinden iki polisi öldüren ve yardımcısı Maria’yı ağır yaralayan katil geri mi dönmüştür yoksa yeni bir psikopatla mı karşı karşıyadırlar? Cinayetlerin arkası geldikçe katilin mesajı da netleşir. Grimm Kardeşler’in masallarına gönderme yapılmaktadır her cinayette. Ve masalların korkunç yüzü çıkar ortaya. Bu kitaptan sonra masalları eskisi kadar rahat ne anlatabilecek ne de dinleyebileceksiniz.