İhsan Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 06, 2007 00:00
Sınırın Güneyinde
Güneşin Batısında
Murakami Haruki
Çev. Pınar Polat
Doğan Kitap
Çağdaş Japon edebiyatının önde gelen isimlerinden Murakami Haruki’den çarpıcı bir ilk aşk romanı. Hani yıllar geçse de unutulmayan, her ilişkide ondan izler aranan bir aşktır ya o. Romanın kahramanı Hajime de bütün yaşamında o aşkının izini sürüyor.
Orta halli bir ailenin tek çocuğu olarak okuldaki arkadaşlarından kendini farklı hissediyor. Daha doğrusu bu ona hissettiriliyor, hastalıklı, zayıf ve şımarık bulunuyor. Onu tek anlayan, okula sonradan gelen ve bacağı hafif aksayan bir kız oluyor. Çünkü o da ailesinin tek çocuğu. Çocukça, masum bir arkadaşlık başlıyor aralarında. Unutulmayan bütün ilk aşklar gibi okullar bitince yollar ayrılıyor ve bir daha görüşemiyorlar.
Hajime lise ve üniversitede pek çok ilişki yaşıyor. Ama aklında hep ilk aşkı var. Hatta yıllar sonra bacağı aksayan bir kızı saatlerce takip ediyor acaba ilk aşkım mı diye? Evlenip düzenli ve bol paralı bir hayatı olduğunda ise hayatını yeni baştan sorgulayarak ilk aşkını aramaya koyuluyor.
Zemberek Kuşunun Güncesi ve İmkansızın Şarkısı adlı romanları daha önce dilimize çevrilen Haruki, sıradan yaşamların içlerinde fırtınalar barındırsalar da değiştirilemez yazgısını anlatıyor. İşte hayat dedirten, bu duyguyu uyandıran bir roman.
Tümceler Geliyorum
İlhan Berk
YKY
Şair İlhan Berk felsefesini şiirle yapıyor ve son kitabında tümcelerin izini sürüyor. Tümce, yani cümle bir şairin, yazarın olmazsa olmazı. Bir araç kendini ifade edebilmesi için. Bu aracı merkeze koyuyor ve onun üzerine düşünüyor usta şair. Yeryüzünün bütün nesnelerine yaptığı bir işlem zaten bu. "Benim tümcelerle ilişkim/giderek bir aşk ilişkisi/ olmuştur." diyerek kendi yazma eylemini şöyle tanımlıyor: "Dilin delilik, çılgınlık, şizofreni boyutları, hep ilgi alanım olmuştur. Düşünmeyi bir yana atıp, rastgele, ulu orta yazma eylemlerine giriştim çoğu zaman. Belirsizliğin egemen olduğu bir yolu denemeye de kalktığım oldu." Yalnızca tümceler ve yazı değil, nesnelerle ilgili düşünceleri de var kitapta. "Ev,/daha çok ölmek içindir." diyor mesela. Dünyayı, hayatı İlhan Berk’in tanımlarıyla görmek isteyenlere.