Mürekkebi Kurumadan
Güncelleme Tarihi:
İhsan Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2007 00:00
Toprağa Düşen Sevdalar
Vildan Yirmibeşoğlu
Hürriyet Yayınları
"Aile meclisinin ölüm kararı aldığı Urfalı Sevda, 26 Şubat 1996 günü, kendisini takip eden teyze oğlu tarafından Süleymaniye Mahallesi meydanında yakalandığında infaz kararını bilmektedir. 14 yaşındaki Mehmet, yanındakilerin de yardımıyla Sevda’yı bıçaklamaya başlar ve müdahale etmeye yeltenenlere, ’Karışmayın, namus meselesi’ diye bağırır. Bıçak darbeleriyle yaralanan sevda dizlerinin üzerine çöktürülür ve tıpkı koyun boğazlar gibi boğazı kesilir. Herkes susup seyreder. Kimsenin kılı kıpırdamaz. Çünkü konu ’namus’tur."
Her yıl onlarcası yaşanan, haberlerini gazetelerde okuduğumuz töre ve namus gerekçesiyle işlenmiş cinayetlerden sadece biri Sevda’nınki.
Sevda’nın neden öldürüldüğü sorusuna annesinin verdiği cevap ise sadece, "Gezmeyi çok seviyordu."
Aile meclisinin aldığı ölüm kararından sonra dayıoğlu da rahat bırakılmaz çevresi tarafından, "Orospunuzu öldürmedin mi daha?" diye taciz edilir.
Ve adli tıp raporuna göre ailenin namusunu kirlettiği gerekçesiyle öldürülen Sevda bakire çıkar. Ama o bekaretini korusa da hayatını kaybetmiştir artık.
Hürriyet Gazetesi’nin başlattığı Aile İçi Şiddete Son Kampanyası kapsamında yayımladığı bir kitap Toprağa Düşen Sevdalar. Halen İstanbul Valiliği İnsan Hakları İl Masası Başkanı olarak çalışmalarını yürüten avukat Vildan Yirmibeşoğlu, ağırlıklı olarak Güneydoğu’da yaşanan töre ve namus gerekçesiyle işlenen cinayetlerin kökeninde yatan toplumsal ve sosyal nedenleri, önlenmesi için yapılması gerekenleri, yaşanmış çarpıcı örnekleri de aktararak anlatıyor kitabında.
Keyifle okunan değil, insanın vicdanını sızlatan bir çalışma. Bir şeyler yapılmadığı sürece kimsenin insan suretinde dolaşmaması gerektiğini düşünüyorsunuz, kendiniz dahil.
Hepsi Alev / Selim İleri
Doğan Kitap
Hafta başında Mimar Sinan Üniversitesi’nde yazarlığının 40’ıncı yılı dolayısıyla bir hikaye kitabına atfen "Bir Cumartesi Yalnızı" başlıklı bir sempozyum düzenlendi Selim İleri için. Bu önemli yıldönümüne denk gelen bir de roman yayımladı İleri, Hepsi Alev. Kendisinin tarihi değil tarihi esintili olarak nitelediği bu roman İstanbul yazarı olarak da kabul edilen Selim İleri’nin kentin ruhunu anlatmada kullandığı yatağını biraz daha derinleştirdiğini gösteriyor. Roman kahramanı Bizans imparatoriçesi İrene çünkü. İktidarın ve tutkunun hem zirvesinde hem de diplerinde dolanan bir roman kahramanı. Bizans entrikalarından çok onun iç dünyasının fırtınalı gelgitlerine sokuyor okurunu Selim İleri. Sonunda unutulmaz bir roman kahramanı çıkıyor karşımıza ve tabii unutulmaz bir roman.
Vildan Yirmibeşoğlu
Hürriyet Yayınları
"Aile meclisinin ölüm kararı aldığı Urfalı Sevda, 26 Şubat 1996 günü, kendisini takip eden teyze oğlu tarafından Süleymaniye Mahallesi meydanında yakalandığında infaz kararını bilmektedir. 14 yaşındaki Mehmet, yanındakilerin de yardımıyla Sevda’yı bıçaklamaya başlar ve müdahale etmeye yeltenenlere, ’Karışmayın, namus meselesi’ diye bağırır. Bıçak darbeleriyle yaralanan sevda dizlerinin üzerine çöktürülür ve tıpkı koyun boğazlar gibi boğazı kesilir. Herkes susup seyreder. Kimsenin kılı kıpırdamaz. Çünkü konu ’namus’tur."
Her yıl onlarcası yaşanan, haberlerini gazetelerde okuduğumuz töre ve namus gerekçesiyle işlenmiş cinayetlerden sadece biri Sevda’nınki.
Sevda’nın neden öldürüldüğü sorusuna annesinin verdiği cevap ise sadece, "Gezmeyi çok seviyordu."
Aile meclisinin aldığı ölüm kararından sonra dayıoğlu da rahat bırakılmaz çevresi tarafından, "Orospunuzu öldürmedin mi daha?" diye taciz edilir.
Ve adli tıp raporuna göre ailenin namusunu kirlettiği gerekçesiyle öldürülen Sevda bakire çıkar. Ama o bekaretini korusa da hayatını kaybetmiştir artık.
Hürriyet Gazetesi’nin başlattığı Aile İçi Şiddete Son Kampanyası kapsamında yayımladığı bir kitap Toprağa Düşen Sevdalar. Halen İstanbul Valiliği İnsan Hakları İl Masası Başkanı olarak çalışmalarını yürüten avukat Vildan Yirmibeşoğlu, ağırlıklı olarak Güneydoğu’da yaşanan töre ve namus gerekçesiyle işlenen cinayetlerin kökeninde yatan toplumsal ve sosyal nedenleri, önlenmesi için yapılması gerekenleri, yaşanmış çarpıcı örnekleri de aktararak anlatıyor kitabında.
Keyifle okunan değil, insanın vicdanını sızlatan bir çalışma. Bir şeyler yapılmadığı sürece kimsenin insan suretinde dolaşmaması gerektiğini düşünüyorsunuz, kendiniz dahil.
Hepsi Alev / Selim İleri
Doğan Kitap
Hafta başında Mimar Sinan Üniversitesi’nde yazarlığının 40’ıncı yılı dolayısıyla bir hikaye kitabına atfen "Bir Cumartesi Yalnızı" başlıklı bir sempozyum düzenlendi Selim İleri için. Bu önemli yıldönümüne denk gelen bir de roman yayımladı İleri, Hepsi Alev. Kendisinin tarihi değil tarihi esintili olarak nitelediği bu roman İstanbul yazarı olarak da kabul edilen Selim İleri’nin kentin ruhunu anlatmada kullandığı yatağını biraz daha derinleştirdiğini gösteriyor. Roman kahramanı Bizans imparatoriçesi İrene çünkü. İktidarın ve tutkunun hem zirvesinde hem de diplerinde dolanan bir roman kahramanı. Bizans entrikalarından çok onun iç dünyasının fırtınalı gelgitlerine sokuyor okurunu Selim İleri. Sonunda unutulmaz bir roman kahramanı çıkıyor karşımıza ve tabii unutulmaz bir roman.