Mürekkebi Kurumadan
Güncelleme Tarihi:
İhsan Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2006 00:00
İnsanlığın Garip Tarihi
Darren Oldridge
Çev. Kerem Gençmen
Yerdeniz Yayınları
Yirmi yıl önce çekilmiş bir fotoğrafınıza baktığınızda aklınızdan neler geçer. Muhtemelen önce yüzünüze odaklanıp yaşlanmış olduğunuzu düşünürsünüz ama hemen ardından kıyafetlerinizin ne kadar demode olduğu dikkatinizi çeker. Oysa o fotoğrafın çekildiği dönem gayet severek giymişsinizdir onları. İnsanlığın Garip Tarihi’ni kaleme alan Darren Oldridge de buna dikkat çekiyor ama kıyafetlere değil yaşanan tarihe baktığımızda böyle hissedeceğimizi belirtiyor. Bugün dönüp geriye baktığımızda insanoğlunun ne kadar abuk sabuk şeylerle uğraştığını, mantıksız hareket ettiğini düşünürüz. Bu kadar basit olabilir mi onları yargılamak? Kitabın başlığındaki ’garip’ kelimesi aslında öyle çok da garip gelmiyor insana. Ortaçağ’dan günümüze insanoğlunun uygarlık yolunda geçirdiği evreyi anlatıyor çünkü. Bugün için cadı avı bize garip gelebilir ama dönemi içinde ele aldığınızda ondan çok daha garip pek çok uygulamanın varolduğunu görürüz. Daha çok Hıristiyanlık tarihi içindeki uygulamalardan yola çıkıyor araştırmacı. Ve bunları yapanları günümüzden durup bakarak yargılarsak hiç de adil olmayız diyor. Kurt adamlar, hayaletler, cadılar... Onlardan bugüne ne kaldı diye soruyorsanız cevabı bu kitapta.
Hayta
Ergin Atlıhan
Çev.Nejat Bayramoğlu
O Kitaplar
Ressam Ergin Atlıhan’ın hayatından fragmanların yer aldığı bir kitap Hayta. Kelimenin anlamı, serseri, başıbozuk, kabadayı demek biliyorsunuz. Ona yakışan tanım daha çok serseri sanatçı oluyor, kitaptan çıkan sonuç bu çünkü. Türkiye, Almanya, İsviçre ve Amerika ekseninde yaşadıklarını, daha çok da kadınlarla ilişkilerinin izinde anlatıyor Atlıhan. Eh bunda da haksız sayılmaz, resme merak sarmasını, yani ressamlığını bile onlara borçlu. Biyografisine koyduğu bir tanımlama var. Amerika’da yayımlanan Art Peek yazarlarından Paul Simon, Ergin Atlıhan için yazdığı bir yazıda şöyle demiş: "Jack Kerouac nasıl yazıyorsa Atlıhan da öyle resim yapıyor." Sadece yazı ve resim benzerliği değil, dünyaya bakış ve yaşam anlamında da bir ruh ikizliği söz konusu. Atlıhan da hep yollarda çünkü. Kendi kuşağı tarafından Çılgın Ergin olarak da anılan Atlıhan’a neden böyle dendiğini daha iyi anlayacaksınız kitabını okuduğunuzda. Göstermelik değil, orijinal bir çılgınla karşı karşıyasınız.
Darren Oldridge
Çev. Kerem Gençmen
Yerdeniz Yayınları
Yirmi yıl önce çekilmiş bir fotoğrafınıza baktığınızda aklınızdan neler geçer. Muhtemelen önce yüzünüze odaklanıp yaşlanmış olduğunuzu düşünürsünüz ama hemen ardından kıyafetlerinizin ne kadar demode olduğu dikkatinizi çeker. Oysa o fotoğrafın çekildiği dönem gayet severek giymişsinizdir onları. İnsanlığın Garip Tarihi’ni kaleme alan Darren Oldridge de buna dikkat çekiyor ama kıyafetlere değil yaşanan tarihe baktığımızda böyle hissedeceğimizi belirtiyor. Bugün dönüp geriye baktığımızda insanoğlunun ne kadar abuk sabuk şeylerle uğraştığını, mantıksız hareket ettiğini düşünürüz. Bu kadar basit olabilir mi onları yargılamak? Kitabın başlığındaki ’garip’ kelimesi aslında öyle çok da garip gelmiyor insana. Ortaçağ’dan günümüze insanoğlunun uygarlık yolunda geçirdiği evreyi anlatıyor çünkü. Bugün için cadı avı bize garip gelebilir ama dönemi içinde ele aldığınızda ondan çok daha garip pek çok uygulamanın varolduğunu görürüz. Daha çok Hıristiyanlık tarihi içindeki uygulamalardan yola çıkıyor araştırmacı. Ve bunları yapanları günümüzden durup bakarak yargılarsak hiç de adil olmayız diyor. Kurt adamlar, hayaletler, cadılar... Onlardan bugüne ne kaldı diye soruyorsanız cevabı bu kitapta.
Hayta
Ergin Atlıhan
Çev.Nejat Bayramoğlu
O Kitaplar
Ressam Ergin Atlıhan’ın hayatından fragmanların yer aldığı bir kitap Hayta. Kelimenin anlamı, serseri, başıbozuk, kabadayı demek biliyorsunuz. Ona yakışan tanım daha çok serseri sanatçı oluyor, kitaptan çıkan sonuç bu çünkü. Türkiye, Almanya, İsviçre ve Amerika ekseninde yaşadıklarını, daha çok da kadınlarla ilişkilerinin izinde anlatıyor Atlıhan. Eh bunda da haksız sayılmaz, resme merak sarmasını, yani ressamlığını bile onlara borçlu. Biyografisine koyduğu bir tanımlama var. Amerika’da yayımlanan Art Peek yazarlarından Paul Simon, Ergin Atlıhan için yazdığı bir yazıda şöyle demiş: "Jack Kerouac nasıl yazıyorsa Atlıhan da öyle resim yapıyor." Sadece yazı ve resim benzerliği değil, dünyaya bakış ve yaşam anlamında da bir ruh ikizliği söz konusu. Atlıhan da hep yollarda çünkü. Kendi kuşağı tarafından Çılgın Ergin olarak da anılan Atlıhan’a neden böyle dendiğini daha iyi anlayacaksınız kitabını okuduğunuzda. Göstermelik değil, orijinal bir çılgınla karşı karşıyasınız.