Mürekkebi Kurumadan

Güncelleme Tarihi:

Mürekkebi Kurumadan
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2005 00:00

Çingeneler

Jan Yoors

Çev. Hale Alpman Chiviyazıları

Bir zamanlar; ‘Evden fazla uzaklaşırsan Çingeneler tarafından kaçırılıp dilenci olarak çalıştırılırsın ve bir daha asla geri dönemezsin’ şeklinde aileleri tarafından korkutulurdu çocuklar. Bu klişeyi tersine çeviren bir roman Çingeneler. 12 yaşında kasabalarının yakınından geçen bir Çingene kafilesine katılıp onlarla bir süre yaşayan çocuğun hikayesi anlatılıyor kitapta. Dönem, İkinci Dünya Savaşı yılları. Küçük çocuk önce gajo olarak (Çingene olmayanlara taktıkları ad) dışlansa da kendi yaşındaki çocuklarla kurduğu arkadaşlık sayesinde kabul ediliyor aralarına. Naziler tarafından Yahudilerle birlikte toplama kampına götürülen ve orada yaşamını kaybeden pek çok Çingene de oldu. Hatta onların kendilerine ‘duman kardeşi’ dediklerini okumuştum bir yerde. İşte romanda o sancılı dönemi de bulacaksınız. Kitabın başında editör tarafından kaleme alınan, Çingenelerin kökenleri ve yaşam tarzlarıyla ilgili uzunca bir araştırma var. ‘Evde oturan ölür’ şeklindeki atasözleriyle nasıl bir ırk olduklarının ipucunu veren Çingenelerin dünyasına girmenizi kolaylaştırıyor bu yazı. Renkli insanların renkli dünyalarına kara bulutların gölgesi düşüyor bu kitapta.

Mavi

Semih Balcıoğlu YKY

Karikatürist Semih Balcıoğlu’nun renklerle dansının ikinci kitabı Mavi. Daha önce Kırmızı’yla tutkulu bir yolculuğa çıkarmıştı sevenlerini. Neyi çağrıştırır mavi, tabii ki denizi. Doğal olarak Balcıoğlu da denizle ilişkisini anlattığı mavi bir dünya kuruyor son albümünde. Mavi olmaz mı bir denizcinin gölgesi ve ayak izleri? Tıpkı hayalleri ve umutları gibi. Balıkçılar, balıklar ve denize ait ne varsa Mavi’de yer buluyor kendine, Balcıoğlu muzipliğinde. Sonsuzluğu en çok açık bir deniz düşündürmez mi insana? Bu albümün sayfalarında da aynı hisse kapılıp gideceksiniz.

Kent Kullanma Kılavuzu

Oğuz Peker Parantez Yayınları

Kentli olmak zorunda kalmış ya da bırakılmış insanların yaşadığı en büyük metropol İstanbul. Büyük kentte, özellikle de İstanbul’da yaşıyorsanız bu kitapta anlatılanlar size hiçbir şey ifade etmeyebilir. Belki de tersine okursanız anlamlı olur. Onlarcasıyla karşılaştığımız, konuştuğumuz, bazen kendimizi de olayın içinde bulduğumuz durumları anlatıyor Oğuz Peker. Yani nasıl kentli olunmazın halleri. Alafranga tuvalette alaturka hacet gidermeye çalışanlardan pencereden çöp atanlara, ambulans arkasına takılıp yol almaya çalışan araç sürücülerinden emniyet şeridi ihlalcilerine kadar her tipte insan ve olay var kitapta. Ayna ayna söyle bana var mı benden daha kentlisi diyebilmek için bire bir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!