Murat Kaptan'ın esin kaynağı

* Görsel efekt işine nerden gönül verdiniz?

- Yıllardır bu işi yapıyorum. Yolum oraya çıkardı beni aslında.

* Nasıl yani?

- İstanbulluyuz. Sonra Avustralya’ya yerleştik. 1985’in sonuydu. Orada önce okula yazıldım, okula giderken işportacılık yaptım. Sonra temizlikçilik, ardından da taksicilik.

* Çok iş değiştirmişsiniz.

- Mecbursunuz. Eğitim olmayınca her işi deniyorsunuz. Taksicilik döneminde bir müşteri aldım geç saatte. O zamanın en büyük üç kanalından birinin, 10. Kanal’ın genel müdürü çıktı. Bana “Neden daha iyi bir işte çalışmıyorsun?” dedi. Okul bitene kadar bu işi yapacağımı söyledim. “İş versem yapar mısın?” diye sordu, “Yaparım” dedim. Sonra reklam bölümünde işe aldılar. Grafik işleri için bilgisayar kullanımının yeni başladığı dönemdi. Oraya girdikten sonra bir bilgisayar firmasına reklam filmi yaptık, Güney Yarımküre’nin en iyi reklamı çekildi. Yıl 1989’du.

* Öğrenmesi kolay mıydı peki?

- Değildi, zaten öğretecek bir kurum da yoktu.

* Görsel efektlerle ne zaman içli dışlı oldunuz?

- Çalıştığımız dönemde kanaldan Ron diye bir arkadaşımla ortak olduk. Bir gün, Hollywood’da bir arkadaşının olduğunu ve onların bir dizi çekeceğini söyledi. Dizi, “Babylon 5”... “Bilgisayarla efektleri halledebilir miyiz?” dedi, “Yaparız” dedim. İlk sezonunda görsel efekt dalında Emmy kazandık. Sonra “Star Trek”ler geldi.

* Bu arada siz Avustralya’da işleri büyütüyorsunuz.

- Öyle bir şey yok, evin garajından çalışıyoruz. O zaman fiyat vermeyi bile bilmiyoruz. “Star Trek”e başladığımızda maketle çekim yapardık, dijital yoktu. Biz geçirdik onları dijitale. O dönem Voyager’ın maketi geldi, 6 metre boyunda. 150 bin dolar civarında bir ederi var. Çalınmasın diye nöbetleşe çalışıyorduk çünkü garaj kapısı kapanmıyordu (gülüyor).

* “Star Trek”ten sonra mı filmler gelmeye başladı?

- “Babylon 5” uzun sürdü, ardından “Star Trek”. O da 7 sezondu. Araya işler de girdi. “Çakal” filmi mesela. Sonra “Titanik” geldi. Ama işin kırılma noktası “Matrix”...

FİLM 3 MİLYON DOLARA MAL OLDU

* “Spider Man” filmleri de var listenizde. Peki, neden Türkiye’ye dönüp bu filme baş koydunuz?

- 2003 yılında tatile geldim. 18-20 sene sonra ilk kez. Gelince Kanal D buldu beni, “Matrix” de yeni o zamanlar, hemen haberler yapıldı. O dönem bir Kemal Sunal projesi vardı, film olacaktı ve Kemal Sunal da 3D olarak oynayacaktı. Demosu bile hazırdı. Ama anlaşmazlık oldu, proje rafa kalktı. O ara işlerimi buradan yürüttüm. Bir yandan da Türk sinemasındaki ihtiyaçlara baktım ve filmi yapmaya karar verdim.

* Film fikri tam olarak ne zaman oturdu?

- Uzun zamandır aklımdaydı. Amacım da “Türkiye’nin bir 3D filmi olsun”du. Bu film ilk 3D olmasının ötesinde, Türkiye’yi dünyada ikinci gerçek 3D film sahibi ülke yapıyor. Bu artık değişmeyecek bir gerçek.

* Ne kadar harcadınız film için?

- 3 milyon dolar ve artıyor. Daha promosyon var, kopyaları var...

* TC6 Savarona gemisinde kimler var?

- Gemide dört karakter var. Bunlardan iki tanesi Türk. Yani Murat Kaptan ve Tuğba Teğmen. Diğer ikisi Amerikalı ve Japon.

* Murat Kaptan için birinden esinlendiniz mi?

- Mel Gibson’dan. “Forever Young” filmi dönemindeki halinden modelledik, sonra değiştirdik biraz.

EVDE BULGUR AYIKLAYAN KADINLARA FİLM YAPMADIM

* Cuma günü (bugün) vizyona giriyorsunuz.

- Hayırlısıyla. Amerika’da da bir hafta garanti vizyonumuz var. Hemen söyleyeyim bu film televizyona ya da DVD’ye çıkmayacak. Çünkü ben bir sinema filmi yapıyorum. 20 metrelik sinema perdesi için bir film hazırladım. Bunu cep telefonunda ya da 55 ekran televizyonda izleyip eksiklik var demelerini istemiyorum. Gitsinler, yerinde izlesinler. Buna da sanatçı egosu diyebilirsiniz, kimse 5 senelik çalışmamı ayağına götürmemi beklemesin! Ben evde bulgur ayıklayan kadınlara film yapmadım!