‘Muhteşem’ üçlü

BUGÜN SULTAN SÜLEYMAN GİBİ GÜÇLÜ BİR ADAMIN KARISI, ANNESİ VE KIZI OLSAYDINIZ

Herşeye burnumu sokardım
SELMA ERGEÇ: Hatice Sultan’dan farklı olarak ben her şeye burnumu sokardım. Nasılsa kardeşiyim, kovamaz ya değil mi Neboş!

Oğluma destek olurdum
NEBAHAT ÇEHRE: Böyle durumlarda anneye çok iş düşüyor. Mümkün mertebe sıkıntılarını iyi bilip oğluma destek olurdum.

Günübirlikse görmezden gelirdim
NUR AYSAN: Tabii hiçbir kadın aldatılmak istemez. Eğer günübirlikse görmezden gelirdim. Ama ciddi bir şey varsa durmazdım.

HAREM HAYATI KADINLAR GÜNÜ GİBİ

Gördüğüm kadarıyla imparatorluğun en güçlü kadınları olarak biraraya geldiğinizde en çok çanta ve sezon indirimleri konuşuyorsunuz...

NUR AYSAN: Aşkolsun (Gülüyorlar). Konularımız duruma göre değişiyor. Çanta da ayakkabı da konuşabiliriz ama köşe yazılarını da tartışırız.
Harem hayatıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

NEBAHAT ÇEHRE: Kadınlar günü gibi! Eğlenceli, sazlar çalıyoruz. Oradaki kızlar aynı zaman eğitim de alıyor. Tabii bu eğitimde geyşalık da var.
Peki ya eleştiriler...

SELMA ERGEÇ: Herkes her şeyi eleştirebilir. Biz eleştirilere de saygı duyuyoruz. Cevabı izleyici veriyor.
İlk bölümler önceden çekildiği için çok iyi ama sonra bu kalite düşer diyenler de var...

NEBAHAT ÇEHRE: Her bölüm daha da özenerek çekilecek. İş iyice yerine oturuyor. Ayrıca bu işin kaç senelik bir ön çalışması ve büyük bir yatırımı var. Daha bir şey görmediniz. Neler neler olacak, dizi daha da güzelleşecek.
Kostümleriniz dışarıdan çok ağır ve zor taşınır duruyor. Öyle mi gerçekten?

NUR AYSAN: Yok, öyle ağır değiller. Ama bizim için çok önemliler. Oyunculuğumuza etkileri çok oluyor. Hatta bazen bol hissettiklerimizi özellikle daralttırıyoruz ki bize dik bir duruş sağlasınlar.
Hürrem Sultan’ı canlandıran Meryem Uzerli’yle aranız nasıl?

NEBAHAT ÇEHRE: Meryem’in bu rol için seçilmesi çok zaman aldı. İlk başta, aylarca neden bu kadar bekledik diye düşündüm. Ama sonra gördüm çok iyi bir oyuncu. Dünya şekeri bir kız. Tatlı dilli. Çok doğal.

NEBAHAT ÇEHRE
Bazen acaba o dönemde gerçekten yaşadım mı diye düşünüyorum

Tarihi bir karakteri canlandırmanın zorlukları neler?
- Yaşamadığım, kitaplarda okuduğum bir dönem dizisinde Valide Sultan duruşunu sergilemek önemliydi. Rolüm için o dönemi anlatan kitapları okudum ve o yıllarda bir annenin nasıl olması gerektiğini düşünüp kafamda bir tip yarattım. Kıyafetler ve yaratılan büyük platolarla role iyice adapte oldum. Hatta acaba ben bu dönemi yaşadım mı diye düşünmeye bile başladım? (Gülüyor)

Valide Sultan’ın günümüz annelerinden farkı ne?
- Saygınlık ve otorite çok önemli. İnsanlara davranış biçimi günümüz annelerinden çok farklı. En ufak bir hata kelle götürür, diken üstünde oturuyorsunuz.

‘Aşk-ı Memnu’da Firdevs Hanım’ın şuh kahkahaları vardı. Bu rolde de kendinizde yeni şeyler keşfettiniz mi?
- Doğaçlama yaptığım zaman daha başarılı oluyorum. O kahkahalar da doğaçlamaydı. ‘Muhteşem Yüzyıl’da annenin hakimiyeti ve oğlunu sahiplenmesinden dolayı duruş da çok önemli. Farkında olmadan kafam hep yukarıda ve dik durmaya başlamış. Bana “Zayıfladın mı?” dediklerinde duruşumdaki bu değişimi anladım.

Halit Ergenç rolü için pilates yapmaya başladı. Siz neler yapıyorsunuz?
- Karakterim otursun diye bir-iki kilo aldım. O döneme uygun olması için tırnaklarımı dibine kadar kestim. Artık cila sürmüyorum. Bir de saçlarımı o yıllara uygun taramaya başladım.

‘Haziran Gecesi’nden beri anne rollerindesiniz. Bunu yıkmak istediğiniz oluyor mu?
- Ben anne olabilecek yaştayım. Türkiye’de de belli bir yaştan sonra hayatınızda sadece annelik olabilir diye düşünülüyor ve bu roller geliyor. Ama dünya sinemasına baktığında benim yaşımdaki bir Meryl Streep aşk filminde oynayabiliyor.

Anne rollerinde oynayan bir kadın olarak kendi çocuğunuz olsun ister miydiniz?
- Tutucu bir tarafım var. Bugünün çocuklarıyla uyum sağlayabilir miydim bilmiyorum. Belki baskı yapıp, çocuğu mutsuz edebilirdim. Bu yüzden istemedim. Yeğenlerim ve onların çocukları var. Onları seviyorum.

BANA NEBOŞ DERLER

Dizide Valide Sultan gelini ve kızına öğütler veriyor. Özel hayatınızda da rol arakadaşlarınıza öğüt verir misiniz?
- İhtiyaçları yok ama eğer elimden gelen bir şey varsa yardımcı olurum. Biz arkadaş gibiyiz. Bana Neboş derler. Özel hayatlarına da girmek istiyorum ama benden saklıyorlar sanırım. Her şeyi yakalayamıyorum. Bu arada Nur, çantan çok güzel (Gülüyor)...

En son konuştuğumuzda yalnızdınız. Hala kalbiniz boş mu?
- Aynen devam...

Bu kadar seksi bir kadını nasıl rahat bırakıyorlar?
- Biraz duvarlarım var ve bunları yıkacak biri henüz karşıma çıkmadı. Oysa duvarlarım yıkılınca başka türlü sıcak bir insanım. İsteyerek yalnızlığı seçmedim. N’apalım mükemmeliyetçiyim... Öncelikle birlikte olacağım insanın kişiliğine hayran olmam lazım. Bir de yaşından dolayı benle uyumlu, aynı bakış açısına sahip ve tabii bekar bir adam olmalı.

Bu özelliklerde biri karşınıza çıkarsa...
- Neden olmasın? İnsanın dosta, arkadaşlığa ihtiyacı var. Ben de sinemaya ve yemeğe gidip yürüyüşlere çıkmak isterim. Ama bunları yaparken yanımda mutlaka bir erkek olsun diye de duygusuz bir şey yaşayamam.

NUR AYSAN
Bankacılık da muhabirlik de yaptım ama benim beklediğim oyunculukmuş

Aşk-ı Memnu’daki Peyker karakteri için “Beni zorlamıyor” demiştiniz. Ya şimdi?
- Peyker bana çok şey kattı ama naif, düz, hareketleri hep aynı bir karakterdi. Bu sefer karakterim çok özel. Gel gitleri fazla. Yeri geliyor çok masum oluyor, yeri geliyor içindeki canavar ortaya çıkıyor. Kısaca cici kız gitti yerine farklı bir kadın geldi.

Peyker mi Mahidevran Sultan mı size daha çok benziyor?
- Her ikisinden de bir şeyler var. Mahidevran gibi hatalar yapmazdım ama Peyker gibi de olaylara sessiz kalmazdım.

Yani tabuları olan bir kadın oldunuz doğru mu?
- Bunu yanlış şekillendirdiler. Hakkımda “Tabularını yıkmıyor, onu bunu yapmıyor” dediler. Ben bazı şeylerin çok fazla dışarıda yaşanması taraftarı değilim.
İyi ama ‘Ejder Kapanı’ için teklif gelmiş ve erotik sahneler olduğu için kabul etmemişsiniz. Ama bu dizinin ilk bölümünde

Halit Ergenç’le öpüştünüz... Ne değişti?
- O zamanki düşüncelerimle şu anki düşüncelerim arasında fark var. Oyunculuğa daha farklı bakıyorum. Bir de seyirciye bunun ne kadar ve nasıl yansıtılacağı önemli.

Mahidevran aşkı için savaşan bir kadın. Siz de aşkınız için bu kadar savaşır mısınız?
- Hırslı değilim. Ama tabii eşimi kaybetmemek için savaşırım. Ama Mahidevran’ın yaptıklarını yapmazdım. Sevgimle mücadele etmeye çalışır yetersiz gelirse de giderdim.

Bankacılık yaparken nasıl birden bire oyuncu oldunuz?
- Kabıma sığamıyorum çünkü... Bankacılık yaparken her kademede dolaştım. Ama belli bir noktada tıkanıyorsunuz. Sonra muhabirliği denedim. Benim beklediğim oyunculukmuş. Bu arada da Haliç Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı bölümünü bitirdim.

‘Kurtlar Vadisi Filistin’in tek kadın başrol oyuncususunuz. Nasıl geldi proje?
- Benim için bir sosyal sorumluluk projesiydi. Kangren olmuş bir konu. Çok can yakıcı şeyler oluyor Filistin’de. Bu proje tepki alacak olsa da bu kadının gel gitlerini insanlar yaşasın istedim.

İsrail ve Filistin’in sizce filme bakışı nasıl olacak?
- Filistin halkı filmi çok sahiplenecek. İsrail halkından da bizi destekleyenler olacak. Hepimiz insanız. Ama bu gereksiz savaşların anlamı yok önemli olan barışçıl olmak.

SELMA ERGEÇ
Tipten kaybediyorum herhalde bana hep içe kapanık roller geliyor

Siz genelde iyi kız rollerindesiniz. Farklı bir rol canlandırmayı istiyor musunuz?
- Bana hep içe kapanık, sakin, sevgi dolu karakterler geliyor. Tipten kaybediyorum herhalde. Ama aslında farklı renkleri olan biriyim. Herhalde kendimi oynamak isterim.

Nasıl bir film olurdu kendi filminiz?
- Karanlık ve çok komik olurdu herhalde!

Dizide sizin saf aşkınıza bayılıyorlar. Neler olacak?
- Hatice ve İbrahim evliliği çok göz önünde değil. Bu yüzden bizim hikayemizde daha geniş bir alan var. Zaman gösterecek.

10 yıldır oyunculuk yapıyorsunuz ama çok da popüler değilsiniz, neden?
- Kendim olarak ortada olmamanın karakterimi inandırmak için daha iyi olduğunu düşünüyorum.

Kendinizle ilgili pek özel şeyler de anlatmıyorsunuz?
- Şimdiye kadar söylemediysem bir sebebi var demek ki. Bundan sonra da söyleyemem. Ama hız seviyorum. Dalıyorum. Bir de müthiş kötü bir el yazım var.

Aşkta nasıl bir kadınsınız?
- Duygusal değilim. İçimde duygusal olan bir yanım varsa, ki o da yüzde 10’luk bir pay; onu da oyunculukta kullanıyorum.