Güncelleme Tarihi:
The Ritz-Carlton İstanbul Oteli’nin genel müdürü İtalyan Massimiliano Zanardi (40) tam bir Türkiye ve motosiklet aşığı. 1995’ten beri farklı ülkelerde çalışan Zanardi’nin yurtdışında ilk görev yaptığı yer Türkiye.
Antalya, Kemer’de bir otelde bar sorumlusu olarak çalışan Zanardi’nin, tesadüf eseri Cem Hakko’yla tanıştıktan sonra hayatı değişmiş. Hakko ona İstanbul’da iş teklif etti. Bu sayede üç ay kalmayı planlarken üç buçuk yıl İstanbul’da yaşadı. Daha sonra, yeniden iş değiştirip Ritz Carlton’da çalışmaya başladı. Ardından başka ülkelere transfer oldu.
Dokuz ay önce ise İstanbul’a döndü ve genel müdür görevine başladı. Yedi dil bilen Zanardi, Türkçe’yi de çok iyi konuşuyor. Ama o gülerek “Türkçe’yi oto sanayiden öğrendim” diyor. Mekanik Ahmet, Sakallı Hüseyin gibi lakapları duymaya alışkın olduğunu, ‘Bu sevda bitmez’, ‘Babam sağolsun’ gibi kamyon yazılarına da bayıldığını söylüyor: “Yüzde 100 İtalyan, yüzde 50’i Türk’üm!”
İKİZLERİME DERS VERİYORUM
Zanardi’nin en büyük tutkusu motosiklet. İşine şoförlü özel otomobil yerine motosikletle gidiyor. Hem İtalya’da hem Türkiye’de motosiklet yarışlarına katılmış. 1997-2003 arasında Türkiye’de federasyondan lisans alması için onu teşvik eden yine arkadaşı Cem Hakko olmuş. “Bir gün motosikletlerimizle ormana gittik. Bana yarışlara katılmam gerektiğini söyledi. Önce dalga geçtiğini sandım. Baktım ciddi. Önerisini dikkate aldım” diyor.
Zanardi 1997’de Türkiye’de motokros yarışlarına katıldı ve ilk yarışı 7’nci bitirdi. 2000’de yine motokros dalında ikincilik elde etti. 2001-2002 Türkiye Enduro Şampiyonası’nda da derece aldı.
“İşe motosikletle gelip gitmem 12 dakika sürüyor. İstanbul trafiğine de takılmıyorum” diyor. Otelde motosiklet tutkunu olan yalnızca kendisi değil. Excutive şef, finans direktörü, satış direktörü, insan kaynakları asistanı, pastane ve daha birçok bölüm çalışanı da işe motosikletle gelip gidiyor.
Zanardi’ye çalışanlarının motosiklet meraklarını nasıl keşfettiğini soruyorum, “Otoparkımızdaki motosiklet sayısı artmaya başladı. Baktık ki çalışanların pek çoğu işe motosikletle gelip gidiyor. Bu çok hoşuma gitti. Demek ki onlarla aynı frekanstayız. Kimse kibirli değil, herkes samimi. Boş vakitlerimizde bir araya gelip etkinlikler düzenlemeye başladık. Şehir içinde ya da İstanbul’a yakın yerlere motosikletlerimizle gidiyoruz. Zaten bizim için bir yere varmak önemli değil. Önemli olan yolculuğun kendisi” diye anlatıyor. Bir de gülerek ekliyor: “Motosikletle gelen çalışanlar trafiğe takılmadıkları için geç kalma bahaneleri yok. Bu da işime geliyor.”
Zanardi, şu sıralar 7 yaşındaki ikiz çocuklarına da motosiklet dersi verdiğini söylüyor: “Erken yaşta öğrenip onların da ileride motosiklet kullanmalarını ve bundan keyif almalarını istiyorum. Şimdiden çok ilgililer.”
Peki İstanbul trafiğinde motosiklet kullanmak zor mu?
“Özellikle taksiler karşımıza çıkınca... Evet, trafik sorunu var ama bu sorun dünyanın her yerinde geçerli. Türkiye’yi, İstanbul’u gezmek çok keyifli. Yerini hiçbir şey tutamaz.”
ÇALIŞANLARIN İLGİSİ ARTIYOR
- İpek Ekin (26) pastanede çalışıyor ve çikolata yapıyor. Uzun zamandır motosiklete meraklı. “Eskiden evime otomobilimle bir saatte giderken artık 15-20 dakikada gidiyorum. Ayrıca çok keyif alıyorum. Bazen oteldeki arkadaşlarımızla trafikte karşılaşıyoruz. Geçen gün genel müdürle yolda karşılaştım” diyor.
- Cüneyt Görenler (41) otelin finans direktörü. Motosikletle 22-23 yaşlarında tanıştığını anlatıyor: “Daha sonra kullanmaya bir süre ara versem de yollar beni tekrar çağırmaya başladı. Sekiz yıldır aktif olarak kullanıyorum. Motosikletim vücudumun bir parçası gibi. Bizim için günün en güzel saatleri işe geliş ve gidiş saatleri...”
- Sermin Akyıldız ( 26) insan kaynakları ve kalite asistanı. Uzun yıllar otomobil kullandığını anlatıyor: “Bir buçuk yıl önce İstanbul’a taşındım ve buradaki trafikle yüzleştim. Motosiklete binmekten korkuyordum. Fakat gördüm ki işyerimde pek çok kişi motosikletle işe gelip gidiyor. Birlikte etkinliklere gittiklerini de öğrenince kendime bir motor aldım. Buradaki arkadaşların desteğiyle de kullanıyorum. Çok eğlenceli vakit geçiriyoruz. Korkumun yersiz olduğunu fark ettim.”
BİRLİKTE VAKİT GEÇİRMEK BÜYÜK KEYİF
- Otelin Fransız executive şefi Andre Piednoir (50) yedi aydır Türkiye’de. İşine motosikletle gelip gidiyor. “Motosiklet kullanmaya 14 yaşımda başladım. Bence herkes kullanmalı. Zevk kısmı ayrı ama motosiklet trafiği de olumlu etkiler.”
- Onur Hakyemez (32) otelde satış direktör yardımcısı. “Hem trafikten bunaldığım hem de buradaki arkadaşlarıma uyum sağlamak isteğiyle kendime bir motosiklet aldım. En büyük faydalarından biri pratikliği. Ağır hava şartları olmadığı müddetçe motosikletle işe geliyorum. Hafta sonları da birlikte motosikletle geziyoruz. En büyük keyfi dışarda hep birlikte vakit geçirmek” diyor.