Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2006 00:00
Güzel, seksi ve kariyer sahibi New York’lu dört kadının hayatlarını anlatan Sex and the City dizisindeki Mr. Big’i (Bay Büyük) hatırlıyorsunuz değil mi? Sarah Jessica Parker’in canlandırdığı Carrie karakterinin bir türlü unutamadığı sevgilisi. İri yapılı, uzun boylu (1.87), güzel gülüşlü, şefkatli ve bir o kadar da cazibeli...
İşte Mr. Big karakterini canlandıran Chris Noth, Network markasının erkek yüzü oldu. 52 yaşındaki aktör hayatında ilk defa profesyonel modellik yaptı. O da bir Türk markasına kısmet oldu. Chris Noth, New York’da gerçekleştirilen çekimler sırasında sorularımızı cevapladı. Maalesefyüzyüzedeğil.
Yale drama okulundan mezun olmuşsunuz. Oyuncu olma kararını nasıl verdiniz?
- Oyuncu olmak benim için büyük bir tutkuydu. Küçücük bir çocukken bile oyuncu olmak isterdim. Hiçbir zaman başka bir şey olmak istemedim.
Bu tutkunun nedenini hiç araştırdınız mı?
-Tabii. Sahneye çıkmak, oyuna başlamak, odak noktası olmak ve seyirciyle göz teması kurmak istiyordum. Bu benim en sık gördüğüm rüyaydı. Çok heyecan verici değil mi?
Sahnede yetiştiniz ama televizyon starı oldunuz... Televizyon sizi ne kadar tatmin ediyor?
- Sahne performansının daha heyecan verici ve motive edici olduğu bir gerçek. Filmlerde ve televizyonda sağlanan teknolojik destek, sahne performansında yok. Televizyon daha gelişmiş ve uzlaşmanız gereken bir alan. Bir de, işinizi yaparken etrafınızda size yardım eden insanlar oluyor. Ama sahnede durum farklı. Oynadığım her oyun, geri dönüşü olmayan bir macera.
Nasıl ünlü oldunuz? Sizdeki oyunculuk ışığını ilk keşfeden kimdi?
- Yale Üniversitesi’nin drama bölümünde okurken düzinelerce sahne performansında rol aldım. Sigourney Weaver ve Meryl Streep gibi aktörler dönem arkadaşlarımdı. Ama ilk çıkışımı Zoe Caldwell’in yönettiği Amerikan Shakespeare Festivali’ndeki Hamlet rolüyle yaptım.
MR BİG’DEN ÖNCE DE CAZİBELİ BİR ERKEKTİM
Sex and The City ve Law and Order. Bu iki dizi sizin hayatınızda çok önemli değil mi?
- Tabii. Law and Order, 1990 yılında NBC televizyonunda başladı. Bu dizi sayesinde çok ün kazandım. Rol arkadaşlarım, hatta dizideki ortağım üç kez değişti. Ben uzun süre diziden hiç ayrılmadım.
Mr. Big rolü hayatınızda neleri değiştirdi? - Bu rolle Altın Küre aldım ve tüm dünyada adım duyuldu. Sadece kadınlar değil, tüm Sex and the City izleyicilerinin üzerinde çok büyük etki bıraktım.
Özel hayatınız bu durumdan etkilendi mi? - Hayır. İnsanların beni tanıması dışında hayatımda değişen bir şey olmadı.
Kadınların size olan ilgisi artmadı mı? - Şunu açık söylemek gerekir ki kadınlar için daima çok cazip bir erkek oldum. Sanırım Mr. Big karakterinin bu kadar başarılı olmasının asıl sebeplerinden biri de bu. Gerçeğe çok yakın bir rolü oynamak büyük bir avantaj.
Evli misiniz? -Değilim. Ama çapkın da değilim. Yoğun bir ilişki yaşıyorsam gözüm hiçbir şeyi görmez. Çok sık sevgili değiştirmek bence insanın çok enerjisini alan bir şey.
Çocuk sahibi olmak hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bir çocuğa sahip olana kadar erkeğin
bu konuda fazla fikri olamaz gibi geliyor.
İLK KEZ PROFESYONEL MODELLİK YAPIYORUM
Türkiye’nin önemli hazır giyim markalarından birinin erkek yüzü oldunuz. Network’den teklif geldiğinde ilk ne düşündünüz?
- Heyecanlandım. Türkiye’den böyle bir teklif gelmesi, Türkiye’de bir kampanyanın yüzü olacak kadar tanınıyor olmak beni çok şaşırttı. "Beni tanıdıklarına emin misiniz?" diye sordum. Türkiye son yıllarda en merak ettiğim ülkelerin başında geliyordu üstelik. Network işbirliği bu anlamda iyi bir köprü olacak diye düşünüyorum.
Daha önce de modellik yaptınız mı?
- Aslında pek sayılmaz. Sadece Kanada’da bir deri firması için amatör bir çalışmada yer almıştım. Bu kadar profesyonel bir ekiple ilk defa çalışıyorum. Sonuçları ben de sizler kadar merak ediyorum açıkçası.
Modelliği sevdiniz mi peki? Oyunculuk mu, modellik mi daha keyifli sizin için? Fotoğraf makinesinin karşısında da kameranın karşısında olduğunuz kadar rahat mısınız?
- Aslında poz vermek pek bana göre değil. Anlık performansları tercih ederim. Oyunculuk daha keyifli bir iş. Kameralar karşısında kendimi daha özgür hissediyorum. Fotoğraf makinesi insanı kasan bir alet. Doğaçlama şansınız hiç yok.
TÜRK RESTORANLARININ MÜDAVİMİYİM
Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz? Hiç geldiniz mi? - İlk kez 1995 senesinde üç günlüğüne İstanbul’a gelmiştim. O kadar sevmiştim ki geri dönmek bile istememiştim. Türk yemeklerinin lezzetini iyi bildiğim için New York’ta bazı Türk restoranlarının müdavimi oldum.
Bu aralar çok çalıştığınızı ve bir gece kulübünüzün olduğunu bilyorum. Peki boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?- Sporla çok fazla uğraşıyorum. Formda kalmaya çalışıyorum ve tabii seyahat ediyorum. Okumayı çok seviyorum, tarihi konularda araştırmalarım oluyor, mesela Roma tarihi.
Gelecek ile ilgili planlarınız nelerdir?- Los Angeles’da aktörlükle ilgili tüm çalışmalarımı tek bir çatı altında gerçekleştierebileceğim bir kompleks kurmayı hedefliyorum.
Neden Chris Noth?Network Erkek Koleksiyonu Tasarımcısı Mehmet Acar anlatıyor: "Sex and The City tüm dünyanın izlediği bir metropol dizisi. Mr. Big’e hayran olmayan kadın yok. Chris Noth, Network markasının şehirli, çağdaş ve dinamik marka mesajlarını doğru iletebilecek bir isim. 52 yaşında olması bir risk olabilir. En klasik markalar bile erkek modellerinin yaşını çok düşürdü. Armani, Ermenegildo Zegna 15-16 yaşlarındaki erkek modellerle çalışıyor. Ürün ne olursa olsun enerji ve dinamizm pazarlanıyor. Ama diğer taraftan birçok uluslararası marka, ünlü isimleri markalarının yüzü olarak kullanıyor. Donna Karan’ın Bruce Willis’i, Zegna’nın Adrien Brody’si, Miu Miu’nun Kim Basinger’ı, Tommy Hilfiger’ın David Bowie’si gibi... Chris Noth da Network için çok doğru bir
seçim."
GİYİMİNE ÖZEN GÖSTEREN ERKEK KOCAMAN BİR ARTI ALIRBir erkeğin giyim zevkinin, kadınlar üzerinde yarattığı etkide ne kadar payı var sizce?
- Çok büyük payı var. Kıyafetlerine özen gösteren bir erkek kocaman bir artı alır.
Modaya ne kadar yakınsınız? Giyim tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Hangi markaları, tasarımcıları tercih ediyorsunuz?
- Sanatçı kimliğim ve sosyal hayatım ister istemez modayla beni yakınlaştırıyor. Marka saplantım yoktur. Kendime yakışanı seçmeye gayret ederim. Tarzım için spor-şık doğru bir tanımlama olabilir.
Bir kadının sizin ne giyeceğinizi düşünmesi hoşunuza gider mi? Yoksa ben kendi kıyafetlerimi kendim seçerim mi diyorsunuz?
- Giysi seçiminde kadınları dinleme taraftarıyım. En azından fikir almayı çok severim. Kadın dokunuşu erkek için farklı giyim alternatifleri ortaya çıkarır.
Network koleksiyonunu nasıl buldunuz?
- Koleksiyonun birçok parçasını kendime sakladım. Kumaşlar çok kaliteli. Koleksiyonun çağdaş çizgisini de kendime çok yakın buldum. Bu kış New York’ta Network koleksiyonu ile dolaşacağım.
Arzu Kaprol: Minimalizm geliyor Network Kadın Koleksiyonu Tasarımcısı Arzu Kaprol, "Günümüzün kadını için zaman çok kıymetli. Günden geceye kadar kullanılabilecek fonksiyonel ürünler tasarlamak benim ana prensibim" diyor. "Koleksiyonda Barbarella ve Jane Fonda etkileri görülüyor. Creamy Touch adlı grubumuzda sınırlı sayıda ürünler var. Siyah, beyaz ile pudra ve su yeşili kombinasyonları ’Melekler Şehri’ filmini hatırlatıyor. Spor casual koleksiyonun ismi Juvenile." Kaprol "Kış bir geçiş dönemi" diyor. "Retro ve vintage yerini daha minimalist bir bakışa bırakıyor. Binicilik detayları, teknolojik kumaşlar sezonu yönlendirecek. Retro-Future, sezonun ana teması."