Motosiklet sevdalısı çılgın dostlarımız; Sokak Kedileri

Güncelleme Tarihi:

Motosiklet sevdalısı çılgın dostlarımız; Sokak Kedileri
Oluşturulma Tarihi: Şubat 15, 2006 00:00

Kediler, köpeklerin aksine motorları çok sever. Evde kokoş yetişmiş, sokak yüzü görmemiş asilzadelerden bahsetmiyorum elbet. Mevzu bahis sokak kedileri. Biz kendilerine kısaca ’Soked’ diyoruz. Evet Soked’ler motosiklet manyağı yaratıklardır. En az sizin-benim kadar motor düşkünüdürler.

’Neden?’ diye soran varsa aranızda muhtemelen pek yakından kedi tanımıyordur. Hayatının neredeyse tamamını kedi, köpek ve bilumum canlı ile geçirmiş ve bunla da yetinmeyip üstlerinde gözlem yolu ile çeşitli araştırmalar yapmış biri olarak çok açık söyleyebilirim ki; kediler bir şeyi seviyorlarsa bunun tek bir sebebi vardır: Menfaat. Evet evet! Mesela sizi seviyorsa mutlak bir menfaati vardır. Bunu onları kötülemek için söylemiyorum. Öyle yaratılmış namussuz keratalar. Beni menfaati için sevmesine izin vermekle kalmayıp, bir de üstüne üstlük bunu bile bile sevdiğim tek canlıdır kediler. Çünkü yumoşturlar, gıdılarını okşadığınızda çok güzel ’gur gurr gurrrrr’ gurlarlar, gözleri hep ’ben bu dünyaya ait değilim’ ifadesi ile bakar, sakardırlar, insanı çok güldüren salaklıkları vardır, insanın elektriğini alırlar vs. vs.
/images/100/0x0/55eaa738f018fbb8f88e1932

MOTOSİKLET FANTAZİSİ

Ne diyordum? Heh. Bu yaratıkların sokakta yaşayan versiyonları motosikletlerin hastasıdırlar. Çünkü bir Soked için motosiklet demek, yuva demektir. Brandanın altında tüm dünya zorluklarından, kardan, yağmurdan, rüzgardan korunup mışıl mışıl uyumak demektir. Bu durumda bizler motor sahipleri olarak kedileri kiracı gibi düşünebiliriz. İşin tuhaf yanı bu kiralama olayında karar, ev sahibine hiç sorulmadan bizzat kiracı kedimiz tarafından verilir.

Kedi motoru görür, beğenir ve kurulur. Bu durumda kiracı seçme şansımız yok. Bu arada birazdan bu davetsiz kiracıları evden çıkarma yöntemlerini de anlatacağım ama baştan söyleyeyim; ’burası benim on numaralı mekanımdır.’ demiş ve motosikletinize kurulmuş bir soked’i evden atmak yani motordan uzaklaştırmak neredeyse hayal kadar zordur. Bu durumda şanslı iseniz, motorunuzu gerçekten uyumak için kullanan, uslu, efendi bir kiracıya düşersiniz. Gelin görün ki bu kerataların büyük bir çoğunluğu pek çapkındır ve brandanın altını ya garsoniyer olarak ya da eşi ile fantezi mekanı olarak kullanır. Öyle ki sabah kalkıp motorunuzun brandasını açtığınızda, karşınızda duran topak topak tüyler, seledeki tırnak izleri ve o müthiş koku, motosikletinizde en az bir çift Soked’in çılgın ve ateşli bir gece geçirdiğini anlatır. Yok eğer sadece seyrek tüy ve pati izleri varsa biraz daha şanslı sayılırsınız sizin motor şimdilik bir soked’in yuvası. Şimdilik diyorum çünkü hepsi bir dönem azıyor biliyorsunuz.

Motosikletimi ilk aldığım zamanlardı. Evimin hemen önünde zincirle bağlayıp üstüne de brandasını sıkı sıkı kapatıyordum. Bir süre sonra her sabah brandayı kaldırırken, brandanın önce şöyle kendi kendine bir havalandığını, sağa sola bir yükselip çizgi filmlerdeki gibi hareketlenip, motorun altından fırlayan bir şeyin arkasında toz bulutu bırakarak uzaklaştığına şahit olmaya başladım. Seledeki pati izlerinden anladığım oydu ki, motorum geceleri yalnız kalmamak için kendine bir arkadaş bulmuştu. Bu durum her sabah yüzümde gülümsemeye yol açıyordu. Gel gör ki zaman geçtikçe işler değişti. Artık her sabah brandayı kaldırmaya yeltendiğim anda etrafta en az 3-4 adet, arkasında toz bulutu çıkaran yaratık uzaklaşıyordu. Hem de korkunç sesler çıkartıp tıslayarak. Hani utanmasalar ’Ohooo her sabah her sabah! Ne rahatsız ediyon kardeşim’ diye küfür edecekler. Bu kadarla da kalmıyordu ki. Brandayı her kaldırdığımda durum daha da vahimleşiyordu. Akşam içerde alem yapan arkadaşlar kızların tüylerini yolup etrafa saçmakla kalmamış, bir de ’burası benim mekanım’ kavgasına tutuşup sidik yarışına girmeye başlamışlar. İçerde göz gözü daha doğrusu göz göstergeleri görmüyor. Çişle yapışmış tüyleri temizlemek hem miğde hem de üstün bir performans gerektiriyor.

AZMETTİM AMA BAŞARAMADIM

Yine de ’ya sabır’ çekip, her gece brandayı daha sıkı örtüp hatta iple bağlamak sureti ile girmelerini önlemeye çalıştım. Her seferinde ne yapıp ne edip giriyorlardı. Sinirden delirmek üzere olan bendeniz bir gün o kadar azmettim ki, gerçekten deli gömleği bağlar gibi bağladım motoru. Girebilecekleri her yere bilumum takviyeler koyduğum için teknik olarak girmelerine ihtimal yok! O kadar eminim ki giremeyeceklerine sormayın. Sabah elimi brandaya dokunduğum anda içinde bir o yana bir bu yana tıslayarak zıplayan yaratıklar, girmek için brandayı yırtıp açtıkları deliği bulana kadar, onları savaşı kaybetmiş ve düşmanını takdir eden savaşçı bakışları ile seyrettim. Başka yollar da denedim. Kedi uzaklaştırıcı spreyler var. Haftalarca kullandım bizim Soked’lere işlemedi. Ama bu spreylerden verim alan motorcu arkadaşlarım da oldu. Denenebilir. Bunun dışında kedilerin sevmediği kokuları kullandım bana mısın demediler.

SELEYİ SÜZGECE ÇEVİRİYORLAR

Bir sabah yine sevgili kiracılarımı rahatsız edip, motoruma aceleyle atladım ve yetişmem gereken yere vardım. Vardığım yerde geçirdiğim süre içinde tatlı bir yaz yağmuru yağdı ve sonra çıkan güneşle ben tekrar motoruma döndüğümde her yer bıraktığım gibi kupkuruydu. Meğer bir yer hariçmiş. Kaskımı takıp motora oturduğum anda altıma işemişim hissi ile altım sırılsıklam oldu. Motordan inip kupkuru gözüken seleye yakından baktığımda, bizim Soked’lerin üstün sanatsal çalışmalarına tanık oldum. Seleyi benek benek delmek sureti ile eleğe çevirmişler ve bu deliklerden tüm yağmuru emen seleye oturmamla hadise gerçekleşmiş.

Davetsiz kiracılarla nasıl baş edeceğiz

Koku önemli:
Öncelikle bahtınıza çıkan soked’in kişiliği ile bu mücadelenin başarı şansı birbiri ile pek alakalı. Dediğim gibi kedi uzaklaştırıcı spreylerden etkilenip bir daha motora yaklaşmayan kediler çok var. Deneyebilirsiniz. Naftalin de kedilerin nefret ettikleri kokulardan. Ben de en az kediler kadar naftalin kokusundan nefret ettiğim için motorda kullanamadım ama sizin böyle bir probleminiz yoksa denenebilirsiniz.

Seleye koruma şart: Verdikleri en büyük zarar seleyi tırmalamak oluyor. Bu sebeple, oto döşemecilerinde selenize uygun boyutlarda, sentetik bir kumaştan, kılıf yaptırmak da bir alternatif. Sentetik olması önemli çünkü kediler sentetik kumaştan pek haz etmiyorlar. İkiteker dostlarından sevgili Oğuzhan kılıfı yaptırmakla kalmamış kılıfın kenarlarına yaptırdığı küçük torbalara da naftalin koymuş. Çok akıllıca. Bu arada ben fotoğraftaki 1200GS için seçilen kumaş desenine bayıldım. Çok şeker olmuş..

Köpek kulübesi: Ben de çok çektim kedilerden, çözümü de buldum kendimce. Küçük bir köpek kulübesi aldım ve çalınmasın diye yakında bir ağaca zincirledim. Kulübenin içini de evde kalmış halı parçalarıyla döşedim. Kediler brandanın altına sığınmak yerine kulübeye sığınıyorlar. Brandanın altına girmeden motorun üstünde seleye oturup güneşlendikleri oluyor ama branda altına girmiyorlar artık. Tolga/ İkiteker.org

Brandadan Özel Garaj: Yeri müsait olanlar için bence on numaralı çözüm bu. Üstelik sadece kedi sorunsalına değil motoru bağlamanızı sağlayan bu minik garaj güvenlik vs. gibi sorunlara da çözüm getiriyor.

Bu garajı öyle bir yerlerde, bu şekilde satılan bir ürün olarak bulmayı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu basbayağı el yapımı, Türk icadı. Tamam yabancı üretimlerden esinlenilme söz konusu ama tüm mekanizma bir usta ve benim sevgili motosiklet sevdalısı arkadaşım Shervin Naghavi’nin başının altından çıkmış. Fotoğraflardan rahatça görebileceğiniz branda garajı, yeri ve imkanı olanlara şiddetle tavsiye ederim. Shervin bu garajı yapmadan önce tüm site sakinlerinden tek tek izin almış. Apartmanın ortak kullanılan ama kuytu bir köşesinde bence çok mantıklı ve güzel olmuş.

Şampiyonlar gecesi

Türkiye’de motosiklet yarışları da motosiklet kullanımının ve motosiklet bilincinin yaygınlaşmasıyla paralel olarak gelişiyor. Aslına bakarsanız her yıl, pek çok branşta motosiklet yarışı yapılıyor ülkemizde ama dediğim gibi henüz çağdaş bir ulaşım ve hobi aracı olarak bile tam oturmamış olan motosikletin bir spor dalı olarak yerleşmesi de zaman alacak. Ben şahsen bu yarışları sonuna kadar destekliyorum. TMF’nin şampiyon yarışçılara ödüllerini vereceği gece de bu yüzden bence önemli. Haberiniz olsun, 18/02/ 2006 Cumartesi günü Türkiye Şampiyonalarında dereceye giren yarışçılar ile tüm motosiklet severlerin bir araya geleceği "Şampiyonlar Gecesi" PARKORMAN/ PARKHALL’da gerçekleştirilecek. Tüm motor sevdalıları davetli..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!