Ayşe Şule BİLGİÇ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2005 00:00
Ne diyeyim ki... Son sürat bir hafta sonuydu. Formula 1’den sonra en az onun kadar önemli ve bence Formula 1’den çok daha heyecanlı MotoGP Türkiye’yi savurdu gitti. Bu organizasyonun Türkiye’de motosiklet sektörü için ne denli büyük önemi olduğunu anlatmaya bilmem gerek var mı? MotoGP gerçekten uluslararası yarış organizasyonları içinde, yapıldığı her ülkede motosiklet sektörüne pek çok katkıda bulunuyor.
Üstelik sadece sektöre de değil, yapıldığı her ülkenin tanıtımına da büyük katkıları var. MotoGP, motosiklet sevdalıları için de pek keyifli anların yaşanması, unutulmaz motor sesleri ile kulakların dolması, gözlerin bayram etmesi demek.
YARIŞTA AN BE AN OLANLAR
2005 MotoGP Şampiyonası’nın 16’ncı yani sondan bir önceki yarışı oldukça sürprizli başladı. Startta ilk sırada başlayan Gibernau ve takım arkadaşı Melandri iyi bir çıkış yaparken, Valentino Rossi beklenmeyecek kadar kötü bir başlangıç yaptı. Fakat, hatasını düzeltmek için temposunu yükselterek iki tur içinde 4’üncülüğe yükseldi.
Bu arada Melandri bir süre ele geçirdiği liderliği Gibernau’ya devretti. 4’üncü turda Gibernau apeks kaçırınca pistten çıkıp kum havuzuna girdi, fakat az zaman kaybederek liderlikten 6’ncılığa düştü. Ancak çılgınca bir sürüşle bir turda 2 pozisyon kazanmayı bildi. Bu arada Rossi temposunu artırarak Melandri ile arasında bulunan Hayden’i yakaladı ve temiz bir manevrayla geçti. Artık liderlik için tek engel Melandri kaldı.
Her zaman alıştığımız gibi yarışın son turlarına kadar Rossi tavşan-tazı oyunu oynayarak kovalayacak son turlarda da bitirici bir atakla geçip zafere ulaşacaktı. Ama bu sefer plan işlemedi. Rossi tüm hafta sonu motosikletinin ayarlarını istediği gibi hazırlayamadığı için rakibinden daha yavaş turlar atarken bir yandan da motosikletini daha fazla zorlamak zorunda kalıyordu. Melandri peş peşe attığı en hızlı tur zamanları ile farkı açtıkça açtı. Rossi lastiklerini bitirme pahasına zorladı, ama Melandri’yi yakalamak bir yana biten lastikler yüzünden son turlarda Hayden’in baskısıyla uğraşmak zorunda kaldı. Melandri ‘robotvari’ bir sürüşle ‘hatasız-kusursuz’ bir yarış çıkararak kendisinin ve pistin ilk zaferini kazandı. Rossi ikinci olarak Doohan’ın rekorunu kırmayı seneye bıraktı. Hayden istikrarlı, ama gösterişli stiliyle yarışın olmasa da gönlümüzün kupasını kazandı. Yarışın sürprizleri 6’ncı olan Toni Elias’ın son turlardaki inanılmaz performansı ve Max Biaggi’nin 12’ncilikle sonuçlanan yani onun ve taraftarları için kabus gibi geçen hafta sonuydu.
Türkiye 2006 takviminde
Bu yıl ilk olması sebebi ile Türkiye için önemli bir sınavdı MotoGP. Ülke olarak bu tip organizasyonlardaki başarımızı Formula 1 ile her ne kadar kanıtlamış olsak da konu motosiklet olunca acaba çiçeği burnunda federasyonumuz neler yapacak diye bekliyorduk. Organizasyonun pek çok detayına bizzat şahit olmuş biri olarak, şunu iç rahatlığıyla söyleyebilirim ki TMF (Türkiye Motosiklet Federasyonu) on numaralı bir iş yaptı. Hatta o kadar başarılı bir organizasyon oldu ki, MotoGP yetkilileri daha organizasyon tamamlanmadan yani yarış yapılıp bitmeden, Türkiye’yi 2006 takvimine aldıklarını açıklayarak yarış tarihini verdiler. Buna en büyük sebebin de Türkiye’nin bu işe gösterdiği özeni ve yarıştan önce hiçbir ülkenin yapmadığı kadar yoğun tanıtımın yapılmasını gösterdiler. Eh işte biz Türküz! Türk dediğin bir işi kafasına koydu mu en alasını yapar! Yeter ki kafasına koysun. Var mı aksini düşünen?..
MotoGP ne menem bir yarıştır
Dünyadaki 17 değişik pistte 54 yıldır yapılan motosiklet yarışlarının zirvesinde MotoGP yer alıyor.
200 aşkın ülkede yıllık toplam 5 milyar kişinin ve yarış başına ortalama 320 milyon kişinin izlediği ve keyif aldığı bir yarıştır MotoGP.
2004 senesinde yarış başına ortalama 115 bin kişi çeken MotoGP, 16 ayak boyunca toplamda 1.8 milyar motosiklet gönüllüsü tarafından izlenmiş.
MotoGP, ortalama Grand Prix’lere oranla yüzde 10 bir artışla en çok izleyici çeken spor.
MotoGP, en üst performanstaki iki tekerli araçların yer aldığı, en iyi sürücülerin yarıştığı ve komple TV paketi fırsatlarıyla izleyenlerine, yayıncılarına ve sponsorlarına büyük fırsatlar sunuyor.
MotoGP’de 2003 sezonundan bu yana dört zamanlı 990 cc’lik motorlar yarışıyor. Organizasyon dahilinde 125 cc ve 250 cc’lik motosikletler de yarışıyor. 2003’ten bu yana Kawasaki ve Ducati de şampiyonaya katılıyor.
İstanbul Park’ta gerçekleşecek MotoGP’nin bilet satışlarını Türkiye Motosiklet Federasyonu ve biletix birlikte yürütüyorlar.
Yarışın organizasyonunu ise her ülkede olduğu gibi Dorna Sports üstleniyor.
Sezonun son Grand Prix’si ise 6 Kasım’da Valencia/ İspanya’da.
MotoGP’yi dünyada kimler izliyor
Ortalama izleyicilerin yüzde 75’i 16-37 yaş arası gruptan.
Seyircilerin yüzde 85’ini erkekler, yüzde 15’ini kadınlar oluşturuyor.
Pisti ziyaret edenlerin yüzde 72’si kendilerini MotoGP ile özleştirdikleri bir markayı satın alırken, yüzde 49’u MotoGP’nin hafta sonu planlarını etkilediğini kabul ederken, yüzde 68’i haftada ortalama 8 saat web’te sörf yapıyor.
Yarışa gelenler ortalama 58 Euro harcamayı uygun görüyorlar.
Futbol kadar popüler olsun
İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürü Tamer Taşpınar’ın motosiklet sporunu desteklediği, MotoGP’nin Türkiye’de yapılması aşamasında da oldukça hatırı sayılır işler yaptığı gözümden kaçmamıştı. Pistte karşılaşmamızı fırsat bilip sormak istedim nerden geliyor bu motosiklet sevgisi. İlk söylediği sebep, ‘hız merakı’ oldu. Daha önce yurt dışında izlediği bir motosiklet yarışında, bu konuda ülkemizin ne kadar eksik olduğunu fark etmiş ve bu sporu desteklemeye karar vermiş. Taşpınar, konuşmamız sırasında Dünya Motokros Şampiyonası’nın Türkiye’de yapılmasını sağlamak amacıyla, daha önce TMF’nin gayretleri ile Hazerfen’de yapılan motokros pistini, il müdürlüğü olarak destekleyerek uluslararası standartlarda bir tesis haline getirdiklerini anlattı. Taşpınar, ‘Motosiklet sporu da ülkemizde futbol kadar popüler olsun istiyorum’ dedi.