Motosiklet şakaya gelmez

Güncelleme Tarihi:

Motosiklet şakaya gelmez
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2006 00:00

İlk günden beri hep söylediğim şeyi bir kez daha söylemek istiyorum; ’Arkadaşlar! Motosiklet ciddi bir iştir. Şakaya, savsaklamaya gelmez. Bedelleri bazen çok ağır olur.’ Nereden çıktı bu mevzu derseniz son birkaç haftada etrafımdan duyduğum, hatta yolda giderken bizzat gördüğüm kazalardan çıktı. Bir kaza mevsimidir gidiyor.

Huzurlarınızda tüm motorcuların şöyle bir silkinip kendilerine gelmelerini, daha dikkatli daha bilinçli bir şekilde motorlarına binmelerini, bizleri de bu tatsız haberlerle üzmemelerini rica ediyorum. Çok şey mi istiyorum? Kesinlikle hayır!

SÜRÜCÜ HATALARI İLK SIRADA

Motosiklet kazalarının nedenlerine baktığımız zaman birinci sıradaki neden; sürücü hataları. Hemen arkasından ise yurdumuzun müthiş kaliteli (!) asfaltları geliyor. Bir başka yazıda yurdumun yol ve asfalt durumunu da anlatmak şartıyla gelelim sürücü hatalarına. Sürücü hatalarının en başında dikkatsizlik var. Motosikletin affetmediği bu durum ne yazık ki başımıza büyük işler açabiliyor. Kaç senedir motosiklet kullanıyor olursanız olun, kaskı kafanıza taktığınız anda motosikletinizle büyük ve bir o kadar da keyifli bir mücadelenin içine girdiğinizi asla unutmayın. Eğer mücadeleden hoşlanmıyorsanız motosikleti muhtemelen hava atmak, caka satmak için sevenlerdensiniz demektir. Çünkü motosiklet kendinizle, trafikteki diğer araçlarla, sürekli değişen yol ve hava koşullarıyla ve hatta fizik kuralları ile sürekli bir mücadele demektir! Bu mücadeleden keyif almak ve motosikletin tadına varmak için öncelikle bu durumun farkında olmak ve kaskı kafanıza taktığınız anda her şeyi o kaskın dışında bırakmak zorundasınız. Motosiklet kullanırken yapacağınız en küçük bir dalgınlık bile bu keyfi bir anda kabusa döndürebilir. Sürekli konsantrasyonunuzu en üst seviyede tutmak motosiklet kullanmanın en önemli şartlarından biri.

TAM TEŞEKKÜLLÜ KIYAFET ŞART

Beyinsel olarak motosiklet kullanmaya hazır olmak da yeterli değil elbet. Yol sürprizlerle doludur. Yola çıktığınız anda sizi neyin beklediğini asla önceden bilemezsiniz. Bu yüzden zihinsel olarak yaptığınız hazırlık kadar önem vermeniz gereken bir konu da, yoldaki kötü sürprizlere bedensel olarak da hazır olmak. Yani kaportayı her daim sağlam tutmaktır. Motosikletin kaportası olan bedenimizi, aylardır bu köşede ha bire yazdığım, motosiklet için özel olarak üretilmiş kıyafetlerle sağlamlaştırmak zorundayız. ’Ay çok sıcak montumu giymeyeyim, yok jan janlı bir yere gidiyorum şu botu giymesem ne olur ki? Zaten iki adımlık yere gidicem kaskı takmayıvereyim canım’ gibi insanı bir anda kandırabilecek düşüncelerin sizi kandırmasına asla izin vermeyin. Eğer beyniniz bu ya da bunlara benzer cümleler kuruyorsa motosiklete binmeyin! Kask takmadan, eldiven, motosiklet botu, pantolonu, korumalı mont giymeden motosiklete binmek, motosiklete binmek demek değildir. Saçmalamak demektir. Rica ediyorum saçmalamayın.

Ağır yazdığımın farkındayım. Çünkü çok yakın zamanda iki yakın arkadaşımın kaza haberini aldım. İkisi de acemi sayılmayacak kadar uzun süredir motora biniyorlar. İkisinin yaptığı kazalar motosiklette kıyafetin ne denli önemli olduğunu çok iyi özetliyor. Biri sadece kafasında kaskı ve montu ile yaklaşık 30 kilometre süratle düşmüş. Diğeri ise tam teşekküllü halde 70 kilometre hızla... Nedenlerini sorarsanız genel olarak dikkatsizlik, anlık konsantrasyon kaybı sırasında otomobillerin her zamanki sapıtık hareketleri diyebilirim. 30 kilometre hızla düşen arkadaşın ki ucuz atlattığı kanaatindeyim, ayağı iki yerden kırılmak sureti ile alçıda, vücudunun bilumum yerlerindeki yara ve sıyrıklar da cabası. 70 kilometre süratle kaza yapan arkadaşın ise sadece kalçasında hafif bir ağrı ve ayağında minik morluklar var. Tabi vazifesini yapan kıyafetlerin durumu içler acısı. Sürücüye olabilecek tüm hasarı kıyafetler almış. Yani diyeceğim o ki ya bilinçli bir motorcu olun, ya da motorcu olmayın. Bilinçli bir motorcu olmak için de lütfen yurdumun birbirinden güzel motosiklet eğitim okullarından birinden, bir hafta sonunuzu ayırıp eğitim alın.

Suzuki GSXR 600 20’nci yıl özel üretim sahipleri dikkat

Biliyorsunuz Hacı dizisinde 2005 model 20’nci yıl özel üretim Suzuki GSXR 600 kullanıyorum. Diziyi izleyenler fotoğraftaki Mavi Peri’yi hemen hatırlayacaklardır. Son iki haftadır Mavi Peri ile ilgili kulağıma çok tuhaf olaylar geliyor. Hemen baştan söyleyeyim sınırlı sayıda üretilen bu motosikletten olanların hepsi lütfen bu yazıyı okusun çünkü onları da ilgilendiriyor bu olaylar. Gelelim mevzuya. Efendim ben Mavi Peri’yi çekimler dışında pek kullanmıyorum. Bir gün telefonum çaldı. Arayan çok sevdiğim, camiada da oldukça tanınan Fevzi ustaydı. "Ayşe Şule’cim hayırdır, motorun anahtarını kaybetmişsin" dedi. "Ne diyosun Fevzo, hangi motorun anahtarını kaybetmişim" dediğimde ise "Eee bizi Hacı ekibinden aradılar motorun anahtarını Ayşe Şule kaybetti; bu motoru nasıl çalıştırabiliriz, siz bişeyler yapabilir misiniz?" dediler bana dedi. Motor da bu arada Zincirlikuyu’da bir şirketin önünde çekim zamanları kullanılmak üzere park edilmiş durumda. "Aman" dedim, "Fevzi Usta yok öyle bir şey birileri motora göz dikti galiba." Olayın çok da üstünde durmadan motosikletimi oldukça güvenli başka bir yere aldım.

’AYŞE ŞULE KAZA YAPTI’ DEMİŞLER

Bu kadarla bitti sanmayın. İkinci telefon birkaç gün önce bana motosiklet kullanmayı ilk öğreten hocam Ayçal’dan geldi. Ayçal da "Geçmiş olsun kaza yapmışsın" diye açtı telefonu. "Ne kazası yahu" dediğimde olayı anlattı. Ayçal’ın bir arkadaşında benim Mavi Peri’nin aynısının tıpkısından varmış. Yine tahminen o aynı birileri bu arkadaşı ’biz hacı dizisinin prodüksiyon ekibiyiz’ diye arayıp, benim motosikleti düşürdüğümü ve motosikletin çekimde kullanılamayacak kadar büyük hasar gördüğü için zor durumda kaldıklarını, eğer kabul ederse motosikletini almak istediklerini söylemişler. Hatta Etiler’de bir film şirketinin önüne kadar motoru ve bu arkadaşı çağırıp, artık orada ne olduysa, "Kapının önünden yönetmen şimdi bilmem nereye gitti, biz sizi yarın arayıp motoru alalım" demişler. Motosikletin sahibi de o gün tesadüfen olayı Ayçal’a anlatınca o da beni arayıp sormak, geçmiş olsun demek istemiş. Yani diyeceğim o ki tüm 20’nci yıl özel üretim Suzuki GSXR 600 sahipleri, bu motora göz dikmiş katakullici yaratıklar tarafından tehdit altında. Bu zihniyettekiler kanımca insan olamaz. Olaya benim adımı vererek güven sağlamaya çalışan bu yaratıklardan motorlarınızı şiddetle koruyun.

Hazey Türk’ten üç tekerlekli motosiklet

Çok güzel görünen bu motosikletleri ne zamandır yazmak istiyordum. Kısmet bu haftayaymış diyemeyeceğim çünkü onlar hakkında daha detaylı bilgiyi önümüzdeki haftalarda vereceğim. Hatta ’Bu senin motorun mu?’ testleri kapsamında bir tanesini kullanma şansım olursa çok daha güzel bir yazı olabilir diyorum. Kısaca bu motorların yüzde 100 Türk el yapımı olduğunu, sipariş üzerine özel olarak Hazey Türk tarafından üretildiklerini ve ciddi bir sevgi ve aşkın ürünü olduğunu ve çok şık göründüklerini söyleyebilirim. Detayları önümüzdeki haftalarda, bu sayfada...Heh heee... Sinema filmi reklamlarındaki ’Yakında...’ gibi oldu:))
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!