Motorcular gerçekten pis midir

Güncelleme Tarihi:

Motorcular gerçekten pis midir
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2006 00:00

’Haydaaaa... Bu da nereden çıktı?’ demeyin. ’Pis motorcu’ diye bir deyim vardır, ben kendimi bildim bileli. Tamam vardır da bu deyim nereden çıkmıştır, hiç düşündünüz mü? Ben biraz kafa yorunca şöyle bir teori ürettim. Şimdi biz motor kullanırken, kendimiz, şahsen ve bizzat motorun kaportasını oluşturmuyoruz mu? Oluşturuyoruz!

Bu oluşum esnasında yoldaki her türlü pis, pasak, yağmur, çamur, toz, börtü-böcük cesetleri vs. ile ilk temas halinde olan da biz değil miyiz? Biziz! Ayrıca, soğuk, sıcak hava değişimlerinde, özellikle de sıcakta, şıpır şıpır terlemek sureti ile ıslanan da biz olmuyor muyuz? Oluyoruz! Bu durumda bir süre motor tepesinde vakit geçiren kişinin, motordan indiğinde pırıl pırıl olması beklenebilir mi? Beklenemez! İşte üzerinde börtü böcek ölüleri, bilumum toz hatta çamur, üstüne mis kokulu ter eklenince ortaya gerçekten ’pis motorcu’ deyimini destekleyen bir tablo çıkıyor. Motora binmeyen birinin bu durumu kavraması da söz konusu olmadığından adımız ’pis’e çıkıyor.

TEMİZLENME YÖNTEMLERİ

Bu durum aklıma hemen temizlenme yöntemlerini getirdi. Evet, çeşitli doğa olayları sebebi ile kirlenen motor ve motorcu nasıl temizlenmeli? Motorcu derken elbette nasıl duş alınacağından bahsetmiyorum. Sanırım o kısmı hepimiz biliyoruz. Ancak kirlenen motor ekipmanları yani dış etkenlere maruz kalan mont, bot, kask, eldiven ve motor pantolonumuzu nasıl temizleyeceğimiz de incelenmesi gereken bir konu. Kask temizliğini aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. En basit yöntemi, tüy bırakmayan ıslak bir bez ile silmek. Yok ben daha teferruatlı bir girişimde bulunacağım derseniz, kask temizlemekte kullanılmak üzere üretilmiş özel sıvılar hatta özel ıslak mendiller var. Pek çok motor dükkanında mevcut. Kaskımızı temizledik, gelelim monta. Mont kuru havalarda bile, egzoz dumanı, toz, yapışan börtü-böcükler, terleyen vücut gibi faktörlerle pislenir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta montun su geçirgenliği olup olmadığıdır. Su geçirmez özelliği olan hiçbir motosiklet ekipmanını ’atayım makineye yıkayayım, pırıl pırıl olsun.’ Demeyin yazık edersiniz. Çamaşır makinesinde yıkamak, hem hırpalamak hem de makine deterjanında mevcut kimyasalların saldırısına uğramak sureti ile montun tüm su geçirmez özelliğini öldürür. En mantıklısı deterjan kullanmadan, bildiğimiz duru su ile iyice ıslatıp, fazlacana hırpalamadan yıkayıp, sıkmadan mümkünse elbise askısına asarak, suyun süzülmesini sonra da kurumasını beklemek. Ama bu şıp diye olacak bir iş değildir. Takdir edersiniz ki özellikle de çok sıcak olmayan havalarda bu suyun süzülüp montun kuruması hadisesi epey vakit alır. Su geçirmezlik özelliği olmayan montları ise etiketlerindeki yıkama talimatlarına uygun şekilde temizlemek yerinde bir karar olacaktır. Mesela ben yazlık montumu korumalarını çıkardıktan sonra, çamaşır makinasında, uygun programda, foşur foşur yıkayabiliyorum. Ama siz yine de montunuz yazlık bile olsa yıkama talimatlarına bir bakın derim. Aynı şekilde eldivenler ve pantolonlarınız için de bu prosedür geçerli. Botlar içinse, onlar biraz daha çamura, pise yakın seyahat ettiklerinden üzerlerindeki kurumuz kirleri bir fırça yardımı ile temizleyip, yine kimyasal içeren deterjan kullanmamakta fayda var.

MOTOSİKLET YIKAMAK RUHA İYİ GELİR

Motosikletinizi yıkamak ise eğer gerçekten işe kendiniz verirseniz bir çeşit sanat sayılabilir. Ben şahsen motorunu yıkamacıya gidip elin adamlarına yıkatan motor sevdalılarından pek haz etmem. Motorcu dediğin binmeyi sevdiği kadar motorunu yıkamayı da sever. Çünkü motor yıkamak da motor kullanmak gibi bir rehabilitasyon imkanıdır. Motor yıkamak için kendinize bir grup motor yıkama ekipmanı edinmelisiniz. Bunlar; basit bir kova, uygun boylarda birkaç sünger, kurulama bezleri, zincir temizliği için uygun ebatlarda bir fırça, zincirin altına koyacağınız ve zinciri temizlerken kullanacağınız (Gazyağı, zincir temizleme kimyasalları vs.) gibi sıvıların yere saçılmaması için uygun ebatlarda bir kap, çeşitli motosiklet şampuanları, vida ve birbirine geçen metal parçaların paslanmasını engellemek için kullanabileceğiniz Vd40 gibi paslanmaya karşı koruyucu-kollayıcı çeşitli spreyler, plastik kısımları parlatmakta kullanabileceğiniz spreyler, grenajlar için parlatıcı pastalar, hatta sele için deri bakım ve temizleme sıvıları gibi keyfinize göre uzatabileceğiniz bir listede toplanabilir.

LASTİKLERE DİKKAT

İyi bir motosiklet temizliği yaklaşık 1.5-2 saat sürer. Hatta abartıp bunu 3-4 saate çıkartan motor sevdalıları da tanıyorum. Burada en önemli olay herhangi bir sıvıyı alıp da kullanılması gereken yer dışında kullanmamaya özen göstermek. Örneğin; benim gibi plastik yerleri parlatmak için aldığınız sıvıyı (ki bunlar hani şu otomobil torpidolarını filan parlatmak maksadıyla da kullanılır) elciklerde, gösterge kenarlarında vs. kullandıktan ve motoru pırıl pırıl yaptıktan sonra, ’aaaaa, lastikler çok soluk kaldı şöyle onların da kenarlarını parlatayım’ diye gaza gelip lastiklere de sürerseniz, ilk virajda kendinizi yerde bulmanız işten bile değil. Unutmayın düz dururken her ne kadar lastiklerin yanları yerle hiç temas etmiyor gibi gelse de viraja girdiğinizde bu sevimli yaratıklar dönebilmek için sizin o aman parlasın diye yağlı bir sıvı ile donattığınız lastiğin yanlarını kullanıyorlar. Diyeceğim o ki, harbi motorcu acil bir durum olmadıkça, mecbur kalmadıkça motorunu kendi yıkayandır. Yok ben uğraşamam diyen varsa aranızda, onları esefle kınamak sureti ile kendilerine naçizane tavsiyem, motorlarını en azından motordan anlayan, motor yıkamasını bilen ve bu konuda tecrübesi bol olan yerlerde yıkatmalarıdır. Yurdumda böyle merkezler bulunmaktadır.

MotoGP’de Dunlop ile yarışacaklar

Tech 3 Yamaha takımının, 2006 MotoGP Dünya Şampiyonası’nda Dunlop lastikleriyle yarışacakları açıklandı. 10 yıl boyunca değişik fabrikaların takımlarıyla ve değişik lastik markalarıyla yarışarak en üst düzeyde tecrübe kazanmış olan, MotoGP’nin en tecrübeli sürücüleri İspanyol Carlos Checa ve genç İngiliz sürücü James Ellison, 2006 sezonunda Yamaha YZR-M1 motorlarında Dunlop lastikler ile yarışacaklar. Barcelona’da 3-5 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek olan resmi başlama testinde, 2006 Tech 3 Yamaha motosiklet, sürüş ve takım personeli özel kıyafetlerini giyecekler. 17 yarışlık şampiyonanın ilk ayağı olan ve 26 Mart’ta Jerez’de gerçekleşecek olan İspanyol GP’sinden önce ekipler, Sepang’daki ilave üç günlük deneme testinden sonra 6 günlük ilave testler için Avrupa’ya, Barcelona ve Jerez’e gidecekler. Tech 3 Yamaha takımı, Herve Poncharal’in önderliğinde, Dunlop’a pek de yabancı olmayan Fransız ağırlıklı bir takım olan Tech 3 Yamaha takımı, Herve Poncharal önderliğinde yarışıyor. Takım, 2000 yılı 250 cc Dünya Şampiyonası’nda Tech 3 Chesterfield Yamahalarla birincilik (Olivier Jacque) ve ikincilik (Shinya Nakano) elde etmiş tecrübeli bir takım.

Motor sevdasına İkiteker iyi gelir

İkitekerden kastım www.ikiteker.org. Ticari hiçbir yönü bulunmayıp, tek varlık sebebi motosiklet sevdalılarının birbirleri ile iletişim kurup bilgi alış verişinde bulunmalarını sağlamak olan bu sitenin varlığını tüm motorcular bilsin istiyorum. Bu site için söyleyebileceğim öyle çok şey var ki... Türkiye’deki en aktif kullanıcısı olan motosiklet sitelerinin başında geliyor bir kere. Tıkladığınızda her ne kadar öyle albenisi çok olan bir site gibi gözükmese de görüntüsü sizi yanıltmasın; on numara içeriğe sahiptir. Özellikle forumlar, bence her motor severin mutlak suretle uğraması ve okuması gereken faydalı bilgilerle dolu. Bunun dışında elbette benim için çok ayrı ve çok özel bir yanı var. O da Rüzgarın Kızı’nın bu sitede doğmuş olması. Nerelisin? diye sorduklarında İkitekerliyim, diyebilirim anlayacağınız. Evet evet Rüzgarın Kızı ilk kez 3-3.5 yıl önce bu sitede doğdu. Sitenin halen aktif pek çok üyesi de bu doğuma şahittirler. Onlar benim ailem sayılır. Hem de oldukça geniş bir aile. Zaman zaman tartıştığımız, zaman zaman birbirimize kızdığımız hatta kırılıp küstüğümüz de oluyor. Aile içinde olur böyle şeyler değil mi?

Motorsever pisiler karabiber sevmez

Geçen haftalarda, motosiklet sevdalısı kediler ve onlardan motorlarımızı koruma yöntemlerini anlatmıştım ya, sevgili Hakan Akgün’den güzel bir öneri geldi. Hakan diyor ki ’motosikletin selesine serdiğiniz bir bezin üzerine bir tutam karabiber serpin. İnanın bu sevimli pisiler bir daha motorunuza yaklaşmayacaklardır.’ Ben denemedim ama Hakan haklı olabilir, pisilerle ilgili sorununuz varsa deneyin derim.

EMOK 4 yaşında

Türkiye’de motosiklet bilincinin oluşması konusunda pek çok faydalı faaliyette bulunan, tamamı motosiklet sevdalılarından oluşan, Enduro Motosiklet Kulübü (EMOK) kuruluşunun dördüncü yıldönümünü geçtiğimiz haftalarda bir kokteyl ile kutladı. Bu güzel günlerinde üzülerek aralarında olamadığım EMOK’a daha nice 4 yıllar diliyorum. EMOK neymiş diye merak ediyorsanız www.emok.org’a bir uğrayın derim...

Allah ayırmasın

Sevgili Gaye Çağlayan 14 Şubat Sevgililer Günü’nde, sevgilisiyle çekilmiş bir fotoğrafını gönderdi bana. O kadar hoşuma gitti ki siz de görün istedim. Senin de Sevgililer Günün kutlu olsun Gayecim. Birbirinize çok yakışmışsınız. Allah ayırmasın...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!