Güncelleme Tarihi:
Reha ERUS
Monica Bellucci / Foto Galeri
15 yıldan beri Milano’da modacılara danışmanlık yapan, çeşitli organizasyonlara imza atan işadamı, İstanbul’un 2010 Kültür Başkenti olması nedeniyle Fashionable İstanbul’un daha da çarpıcı bir hale getirileceğini, dahası bundan böyle yılda iki kez yapılacağını açıkladı. Baykam’la Roma Altamoda defilelerinin mekanı İspanyol Merdivenleri’nde görüştük.
Öncelikle Fashionable İstanbul fikrinin nasıl doğduğunu anlatır mısınız?
- Ben 15 yıldan beri Italya’da, moda dünyasının içindeyim. Şirketim Hakan Baykam&RBM, genelde moda ve eğlence etkinliklerinin menajerliğini yapıyor. Fashionable Istanbul’a gelince... Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un moda ve tanınmış markalara ilgisi, büyük bir potansiyel yaratıyordu. Buna yıllardır yaşadığım Milano’da da tanık oluyordum. Pek çok Türk “Made in Italy” alışverişi için buralara geliyordu. Son yıllarda dünya çapında markalar da Türkiye’ye açıldı. Yabancılar Istanbul’un önemini anlamaya başladı. Ayrıca Istanbul bir transit kenti... Yani Uzak Doğu ile Avrupa’yı, Asya’yı birleştiriyor. Tıpkı İpek Yolu dönemindeki gibi... Biz de bu durumu değerlendirdim, “O zaman moda etkinliklerini niçin gizemli olduğu kadar yaratıcı, canlı ve yaşam dolu bir kente taşımayalım?” dedik. Bir fizibilite hazırladıktan sonra da kolları sıvadık.
İlk Fashionable İstanbul’un bir bilançosunu yapar mısınız?
- Öncelikle umduğumuzdan çok daha fazla ilgi gördüğünü söylemeliyim. Yabancı medyadan çok olumlu yorumlar ve yapıcı eleştiriler aldık. Doğru yolda olduğumuzu gördük. Daha önemlisi katılanlar büyülendi. Örneğin Roberto Cavalli, Milano’ya dönüşünde basına yaptığı açıklamalar dışında meslektaşlarına İstanbul’da yaşadıklarını anlattı. Birçok müşterimiz bunun üzerine bizi arayarak gelecek yıl etkinliğe katılmaya hazır olduklarını söyledi. Tabii etkinliğe sponsor olmak isteyenler de arttı.
ÖNEMSENMEYECEK BİR ZARARIMIZ OLDU
Maddi açıdan sonuç ne oldu?
- Elbette ilk seferinde önemsenmeyecek bir zararımız oldu. Ama bu her zaman için bir risktir. Biz işin geleceğine ve manevi yanına baktık. İstanbul’un potansiyeli çok büyük. Örneğin Formula1 resmi partisini biz yaptık. Sonra Moto GP’de Türkiye Grand Prix’ini biz organize ettik. Kısacası piyasayı biliyoruz.
Bu etkinlik gelenekselleşecek mi?
- Tabii ki... İlk hedefimiz Fashionable Istanbul’u takvime sokmak. Bunu sanırım rahatlıkla başaracağız. Milano, Paris ve New York’tan sonra Istanbul’u da moda dünyasının başkentlerinden biri yapabiliriz. Medyada çıkan haberlere göre Istanbul bunun için biçilmiş kaftan... Örneğin La Republica gazetesi Istanbul’u Moda’nın yeni başkenti ilan etti ve tam sayfa ayırdı. Yine bir başka ciddi ekonomi gazetesi Il Sole 24 Ore de “Istanbul defilelere kapısını bir daha kapatmamak üzere hızlı açtı” değerlendirmesinde bulundu. Keza Corriere della Sera gazetesi “Gerçek Moda haftası mı? Elbette Istanbul!” başlığı attı. Ama en beğendiğim yorumu Sei di Moda dergisi yaptı, “Istanbul is cool!” dedi. Yani iyi ve hoş yorumlar aldık, bu da bizi ateşledi.
2010 için nasıl bir etkinlik düşünüyorsunuz?
- Çalışmalara şimdiden başladık bile... Çünkü kapımızı çalanlar her geçen gün artıyor. Ayrıca unutmayalım ki gelecek yıl Istanbul çok önemli bir kültürel etkinliğe ev sahipliği yapacak; Istanbul, 2010 Kültür Başkenti... Biz öncelikle Fashionable Istanbul’un tarihini değiştiriyoruz. Mayıs ayında, Formula 1 Türkiye Grand Prix’i ile eş zamanda yapmayı planlıyoruz. Iki etkinlik paralel giderken bir yerlerde kesişecek. Organizasyon süresini de üç yerine beş güne çıkaracağız. Mayıs ayı sonları Istanbul’un en güzel dönemi. Enerji veren bir havası ve ortamı var.
GUCCİ, VERSACE VE D&G ILE BAĞLANTI KURDUK
Gelecek yıl için kimlerle bağlantı kurdunuz?
- Şu ana kadar iletişim kurduğumuz modaevleri Gucci, Versace ve Dolce&Gabbana... Üçü de Türkiye’de çok tanınıyor ve tasarımları giyiliyor. Tabii yine Türk moda atölyelerini de davet edeceğiz. Yan etkinlikler de düşünüyoruz. Örneğin bir mega konser. Şarkıcı Italyan da olabilir bir başka ülkeden de, ama Türkiye’de mutlaka tanınmış olması gerek. Aklımda birkaç isim var ama bunu açıklamak için henüz erken. Anımsattığım gibi gönüllü sponsor olmak isteyenler giderek çoğalıyor. Bu bizi teşvik ediyor. Bir de Monica Bellucci’yi etkinliğin tanıtım yüzü yapmak için girişimlere başladık. Yine Bruce Willis gibi bir Hollywood oyuncusunu da ağırlayacağız. Örneğin George Clooney neden olmasın veya Johnny Deep? Sergiler açmayı da düşünüyoruz. Ve tabii yine partiler vereceğiz.
Ya mekan?
- Mekan aynı yer olacak. Dolmabahçe Sarayı’nın bahçesi ve deniz üstüne kurulan 350 metrekarelik platform. Bu alan böyle bir organizasyona çok elverişli, üstelik beğenildi de... Boğaz’daki defileden sonra Milano’daki tıkış tıkış küçük atölye salonları çağ dışı gibi görünmeye başladı. Bunu algılayanlar Istanbul’a kaçmak için fırsat kollayacak. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Moda takvimine girmek çok zor değil mi?
- Yazılanlara, çizilenlere ve ekranlara yansıyan görüntülere bakılırsa, Istanbul takvime çoktan girdi bile. Ikinci aşamada Fashionable Istanbul’u yılda iki kez yapmayı planlıyoruz. O zaman takvimde kalıcı yer almak daha garanti olabilir. Mayıs ve ekim ayları bence idealdir.
BRUCE WİLLİS KENDİNİ ACIZ DURUMA DÜŞÜRMEZ
Siz ünlü ressam Bedri Baykam’ın kuzeniymişsiniz...
- Evet. Bedri çok yönlü bir sanatçı. Örneğin onun bir resim sergisi de bu etkinliğin içinde neden yer almasın?
Son soru... Bruce Willis gerçekten de yemekleri beğenmediği için ağladı mı?
- Her etkinlikte karşıt birkaç haber mutlaka yaratılır. Siz düşünebiliyor musunuz koskoca bir Hollywood yıldızının kendisini böyle aciz bir duruma düşürebileceğini! Haberi okuyunca kendisine sordum, sadece tebessüm etti, yanıt bile vermedi.