Güncelleme Tarihi:
TAJEV'in Antalya'da düzenlediği 8. Türk Alman Jinekoloji Kongresi başladı. Kongreye katılan TAJ Başkanı Prof. Dr. Ünlü, yaptığı açıklamada, günümüzde yoğun stres ve toksik maddelerin etkisiyle kadınlarda yumurtalığın daha erken yaşlandığını, erkeklerde ise sperm sayısının radikal şekilde düştüğünü söyledi.
Çevre zehirleri, toksik maddeler, radyasyon ve giderek daha stresli hale gelen şehir yaşamının birçok sağlık sorunuyla birlikte üreme problemlerini de beraberinde getirdiğini ifade eden Prof. Dr. Ünlü, bunların en önemlilerinin, kadınlarda erken menopoza kadar giden yumurtlama bozuklukları, erkeklerde de spermin hareketlilik oranının azalması olduğunu kaydetti.
SPERM SAYISINDA RADİKAL DÜŞÜŞ
“Libidoda azalma ve erektif bozukluklar daha çok karşımıza çıkıyor” diyen Prof. Dr. Ünlü, bu sorunların kısırlığa neden olabildiğini de vurguladı.
1950'li yıllarda erkeklerde bir mililitredeki sperm sayısının 250 milyon olduğunu anlatan Ünlü, “Son 50-60 yılda erkeklerin ortalama sperm sayısı mililitrede 250 milyondan 20 milyona düşmüş durumda. İleride bunun ne getireceğini bilemiyoruz” dedi.
Her geçen gün daha çok sayıda kadının, 'yumurtalıklarının daha az çalıştığı' ya da 'erken menopoz' şikayetiyle kendilerine başvurduğunu belirten Prof. Dr. Ünlü, yumurtalıklarından ameliyat geçiren, yaşı ilerleyen ve ailesinde erken menopoz öyküsü bulunan kişilerin, çocuk doğurma arzularını uzun yıllar ertelememelerini istedi.
STRESTEN KURTULMAK ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI KOLAYLAŞTIRIYOR
Cinsel istekte azalmanın tamamen modern yaşamla ilgili olduğunu dile getiren Prof. Dr. Cihat Ünlü, şunları söyledi:
“Hastalarımızın çoğu cinsel isteksizlikten şikayetçi. Eskiden sadece kadınlar bu konuda başvururdu artık erkekler de geliyor. Çünkü modern yaşam, yoğun iş stresi, ekonomik krizler insanın kafasını sürekli meşgul ediyor. Tabii ki bir insanın sağlıklı cinsel yaşamı olması için her şeyden önce rahat olması, birtakım sorunlarla boğuşmaması lazım.
Stres, trafik, egzoz, toksik maddeler, insan ilişkilerindeki problemler cinsel yaşamda bozukluk tarzında kendisini gösteriyor. Pek çok çift de bundan şikayet ediyor. İşin tuhafı hormonlarıyla ilgili bozukluk olduğunu düşünüyorlar. Oysa ki sorun, kesinlikle modern yaşamın yansımasıdır. Bu yüzden çiftlere psikoterapi ve birbirlerine daha çok zaman ayırmalarını öneriyorum.
İnsanların iş ve yoğun stresten kurtulup kendilerine, sosyalleşmeye daha çok zaman ayırmaları çocuk sahibi olmalarını kolaylaştıracaktır.”
MODERN KADIN YUMURTALARINI SAKLIYOR
Prof. Dr. Ünlü, 40 yaşlarında, çalışan ve şu an çocuk sahibi olmak istemeyen kadınların da yumurtalarının dondurulması talebiyle yaptıkları başvuruların arttığını bildirdi. Bu kadınların yumurtalarını dondurarak sakladıklarını dile getiren Ünlü, “Bu, günümüzde bize sık sık müracaat edilen bir konu olmaya başladı. Beş sene önce böyle bir müracaat almıyorduk, ama şimdi modern kadın bilgiye daha çabuk ulaştığı ve doğurganlık çağının sınırlı olduğunu bildiği için bize geliyor” dedi.