Modern köleler, işbirlikçi oteller

Güncelleme Tarihi:

Modern köleler, işbirlikçi oteller
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2003 18:09

Paris’te sık yaşanan bir trajedidir, “Modern Kölelikle Mücadele Komitesi” yıllardır mücadele ediyor, ama baş edemiyor: Özellikle Suudî prensleri ve diplomatları, Uzakdoğulu (Filipinler, Malezya...) kadınları, ücret dahi ödemeden “esir” tutarak köle gibi çalıştırıyor. Paris’in şık otellerinin de (müşterileri kaçırmamak, bahşiş koparmak uğrana) insan kaçakçılığına ve köleliğe göz yumduğu iddia ediliyor.

Haberin Devamı


İşte, en son ortaya çıkan hadise:

Plaza Athénée, Montaigne Caddesi’ne bakan 80 süitiyle Paris’in en şık otellerinden biri. Müşterileri arasında Pahang Sultanı, Kuveyt Emiri, Katar ve özellikle de Suudî prensleri ve prensesleri... Geldiler mi de öyle üç beş gün değil, bir aylığına, iki aylığına yerleşiyorlar otele, üstelik “Asil Araplar”ın özel sekreterleri, şoförleri, kuaförleri, oda hizmetçileri, masörleri, masözleri, özel doktorları derken, otelin iki katını, üç katını birden kapatıyorlar.

Entarili beyler süitlerdeki çalışma odalarında, Paris’in lüks lokantalarında iş bağlarken, peçeli hanımlar da rüyalar şehrinin en pahalı butiklerinde “şoping” yapıyorlar, gün boyu. Akşam 6’ya doğru herkes “galeri”de bir görünüyor şöyle. Otelin şık salonunda görünmek racon icabı.

Plaza Athénée’nin “room-service” bölümünde, yani odalara hizmet eden mutfaklarda bir pano asılı duvarda: “Arapça konuşmak yasaktır!” Her ne kadar mutfakta çalışanların tamamına yakını Kuzey Afrikalı Araplar olsa da... Eee, standing meselesi.

Suudîler başta, Arap emirleri ve prensleri bu lüks hayatı yaşarken, hizmetkarlarının çoğu Uzakdoğulu: Filipinli, Malezyalı kadınlar...

Anabay da Filipinli. 28 yaşında genç bir kadın. Dört çocuğunu memleketinde bırakıp, bir Suudî prensesinin hizmetine girmiş, iki çocuğuna dadılık yapmak üzere.

Haberin Devamı

Günde iki saat uyumasına izin verilen, köpek gibi izinsiz çalıştırılan, ailesiyle görüşmesine izin verilmeyen Anabay, aylardır maaşını da alamayınca, kaçmaya, kurtulmaya karar vermiş.

Haftalarca önce, Suudî delegasyonunun 23 araçlık bir konvoyla gelip yerleştiği Plaza Athénée’den dışarı çıkmasına izin verilmemiş zaten. Prenses’in ve süitinin, insan haklarının başkenti Paris’te oluşundan yararlanarak polise sığınmak için bir plan yapmış. Heyet Suudî Arabistan’a hareket etmeden önce, planını gerçekleştirecek...

Salı gecesi geceliğiyle odasından sessizce çıkmış, bir naylon torbaya sakladığı elbiselerini giymiş, gece karanlığında otelden çıkıp Génénal-Eisenhower Caddesi’ndeki polis karakoluna doğru koşarken... Suudîler’in iki koruması olayın farkına varıp yakalamışlar genç kadını. Söylediğine göre üç arkadaşı kaçmayı başarmış. Anabay, Plaza Athénée’nin üçüncü katındaki bir odaya hapsedilmiş, prenses selamı sabahı kesmiş.

Allah’tan, Suudî Arabistan’a dönüşte hatasını hayatıyla ödemekten (idamdan) korkan genç kadına bir acıyan çıkmış, iddiaya göre Prenses’in korumalarından biri Modern Kölelikle Mücadele Komitesi’ni (CCEM) arayarak, Anabay’ın ertesi sabah, özel bir uçakla Riyad’a götürüleceğini ihbar etmiş.

Hadisenin bundan sonrası bir Harrison Ford filmi mubarek. CCEM derhal harekete geçmiş, polisi ayağa kaldırmış. Çarşamba sabahı, öğlene doğru, Paris’in Bourget havalimanında bir operasyon düzenlenmiş. Suudîler’i özel jetlerine götüren otobüsün yolu kesilmiş. Polis şefi araçtaki genç Filipinli kadına sormuş:

- Kendi rızanla mı gidiyorsun, yoksa Fransa’da kalmak ister misin?

Haftalardır doğru dürüst uyumayan, aç bilaç bir köle gibi çalıştırılan Anabay titreyerek, “Gitmek...” diyebilmiş  korkudan.

Israr etmiş polis görevlisi:

- Kalabilirsin. Ben sana yardım etmeye geldim.

Artık düşüp bayılmış talihsiz kadın.

Ve “dokunulmazlığı olan” Suudî prensesi ve heyetindekiler, baygın Anabay’ı polise terk ederek jetlerine binmiş ve Riyad’a doğru uçmuşlar.

Ariane Chemin, Le Monde’daki haberinde (13 Eylül), Plaza Athénée’nin Genel Müdürü François Delahaye’ye de cevap hakkı vermiş. Müdür, tabii ki olup bitenden haberi olmadığını söylüyor ve ekliyor:

“Irak’a müdahalesine karşı çıktığından beri ABD’nin Fransa ile arası açık... Biz de Arap müşterilerin terliklerini öpüyoruz. Kim mutlu, kim mutsuz ben nasıl bilebilirim. Kocasıyla mutlu olmayan kadınlar da var, dünyayı ben düzeltecek değilim ya...”

*

Burası Paris. Paris’in göbeği. Paris’in en şık otellerinden Plaza Athénée. Genç kadınlar, burada haftalarca esir tutuluyor, köle gibi çalıştırılıyor. Bunu sadece otel müdüriyeti, personel değil, Fransız polisi de bal gibi biliyor. Göz yumuluyor.

Türkiye’de neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!