Modaya film çöktü

Bugüne kadar birçok kez beyazperdeye aktarılan ‘‘Külkedisi’’, gösterime girdikten sonra moda ve dekorasyondaki esintileri de kendini belli etmeye başladı.

1998 yılında moda dünyasında ve dekorasyonda birbiriyle paralellik gösteren çizgiler 1999’da da varlığını sürdürüyor. Bunun yanı sıra sinemalarda yeni versiyonu gösterime giren ‘‘Külkedisi / Sonsuza Dek’’ filminin çizgileri her alanda karşımıza çıkmaya başladı.

Sade çizgiler

Dekorasyondaki temel başlıkların modern kısmında minimalist akım ön planda. Yalın çizgilerle yorumlanmış bu stilde rahatlık, işlevsellik, sade çizgiler içinde özgürlük kısıtlanmış. Çünkü bu akımda belirli kurallara uymak zorundasınız. Net çizgiler, renkler arasında gri ve beyaz ön planda. Sanki içimizdeki ruhun çıplak bir dille dışa vurumu gibi... Fakat özgür değil.

Özgür olmak klasik stilde eklektizmde daha mümkün. Klasik stilde küçük detaylarla yakalanan kadınsı ve romantik çizgilere de rastlayabiliriz. Ayrıca klasik çizgileri son derece doğal minimalist çizgilerle özgürce uygulamak da mümkün. Ayrıca önemli özellikler arasında yuvarlak hatlar, sanat ağırlıklı desenler, şeffaflık karşımıza çıkıyor.

Masaldan podyuma

Moda dünyasında da klasik çizgide özellikle ‘‘Külkedisi’’ filminden etkilenildiği dikkat çekiyor. Bu masalın yeni bir versiyonu sinemaya aktarılınca, moda dünyası da kendi açısından konuyla ilgilenmeye başladı. Külkedisi’nin ve masalın diğer kahramanlarının giysileri, moda yaratıcılarına esin kaynağı oldu. Valentino, Chanel ve Christian Lacroix, Karmen Kaas, Jean Louis Scherrer, Ungaro, Givenchy, Louis Feraud ve Valentin Yudashkin modaevleri Külkedisi modasının öncüleri oldular.

Floransa’da ‘‘Moda ve Sinema’’ adını taşıyan sergide de Külkedisi’nin kıyafetleri sergilendi. Külkedisi’nin ayakkabıları ve kullandığı takılar da sergide yer aldı.