Moda, kadınlar ve müzik birbirine bağlı

Güncelleme Tarihi:

Moda, kadınlar ve müzik birbirine bağlı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2011 00:00

Gece hayatında isim yapmak zor. Sağlam tanıdıklar, azim ve şans yaratmak gerek. Çok iş, az uykuya alışmak da şart. Doğuş Çabakçor ailesinin otelini yönetmek için işletmecilik okusa da lise çağlarında DJ’liğe merak saldı. Şu anda müzik direktörlüğünü yaptığı mekanlar olsa da artık moda partileri ve defilelerin aranılan DJ’i

Fen Lisesi mezunu, diplomalı bir işletmeci Doğuş Çabakçor (24). Fakat gerçek mesleğiyle uğraşmıyor. Ankara’da doğdu, 10 yaşında İstanbul’a geldi. Uludağ’da bir oteli olan Çabakçor’un ailesi, oğullarının da işletmeci olmasını istiyordu. Ama onun aklı daha lisedeyken DJ’liğe kaydı. Bu hobisinin ileride profesyonel bir iş olacağını hiç düşünmemişti fakat babasının hediye ettiği mikser, amfi ve CD çalardan oluşan set hayatını değiştirdi.
“Tek istediğim yeni müzikler keşfetmekti. Her şeyin bu kadar hızlı gelişeceğini hiç tahmin etmezdim. Otelin başına geçmek için işletme okudum fakat hiç ilgilenmedim. 15 yaşındayken otelimizde bir tiyatro ve müzik kampı düzenlendi. Orada DJ’likle uğraştım ve çok hoşuma gitti. Fakat tek yaptığım CD’leri değiştirmekti” diyen Çabakçor’a göre beklenmedik yükselişinin tek sebebi doğru insanlarla tanışmak.
İlk olarak otellerinde çalışan Uludağ’da ünlü DJ Erol’la tanıştı. Ardından başarılı DJ Tarkan’la tanışmaya başladı. “Babamın aldığı seti kaptığım gibi otele kurmuştum. Profesyonel değildim fakat hayatım bambaşka bir düzlemde gidiyordu. Gittikçe profesyonelleşmeye başladım. The Ritz Carlton’un altındaki APlus’ta çalınca ailem bozuldu. DJ’liğin bıraktığı kötü algıdan ötürü bu işi yapmamı istemiyorlardı” diyor Çabakçor.

ALKOL YÜZÜNDEN İŞİ BIRAKTI

Doğuş Çabakçor, ilk içkisini yaşı 21’ken içti. Hayatında sigara kullanmadı. Yani; gece hayatının içinde yaşayan biri için ilginç özelliklere sahip. Ve yine alkol yüzünden para kazanmaya başladığı DJ’liği bir anda bıraktı: “2007 yılbaşında Nişantaşı Reasürans Pasajı’nda bir geceye mahsus Reamondo diye bir mekan açılmıştı. Pek de istemeyerek popüler müzikler çalmaya başladım. Radyolarda sıkça çalınan bilindik parçalardı. İnsanların belli bir saatten sonra aşırı alkol yüzünden yaptıklarını görünce yaptığım işten tiksindim. Onları eğlendirmek istemediğime karar verip o gece işi bıraktım” diyen Çabakçor, olaylı gecenin ardından 25 günlük bir Avrupa seyahatine çıktı. Amsterdam, Münih, Cannes ve Barselona gibi şehirleri dolaştı. İlk içkisini Barselona’da bir kulüpte içte ve çok geçmeden çakırkeyif oldu. “Gece kulüplerinde çalan elektronik müzikler içkinin de etkisiyle aklıma kazındı. DJ’lerle tanışıp hediye ettikleri CD’leri aldım. Araştırdım progresif, tech-house, trance, techno ve dub-step gibi türler bizde de ünlüydü fakat Barselona’da dinlediklerim bambaşkaydı. Müziğe verdiğim 11 aylık arada sürekli o CD’lerdeki parçaların benzerlerini topladım” diye anlatıyor.
Bolca groove, melodi ve duygusal vokaller kullanan genç DJ, 2007’nin kasımında Melisa Çakarlar’ın Clementine’de verdiği bir partide çaldı. O partide ünlü DJ Bee Gee ile çaldı. İlk parladığı iş de buydu. Çabakçor, “11 aydan sonra yaptığım müzik ve hitap ettiğim kitle tümüyle değişmişti. Sonra W Hotel’de yılbaşı partisinde çaldım ve sürekli bu tarz işler gelmeye başladı. İlk kaydım Orange’ı (Turuncu) gerçekleştirdim ve tanıdıklarımla paylaştım. Onlar da başkalarıyla paylaşmış. Diğer partilere çağrılmamın en büyük nedeni o kayıt oldu” diyor.

ÇALMAYA GİTTİĞİM YERLERDE MÜŞTERİ SANDILAR

DJ’ler gece yaşar. Primetime’ları 23.00-02.00 arası. Giyim kuşamları rahattır fakat Çabakçor’un müziğinden sonra en önem verdiği özelliği giyim kuşam. Hatta performans kıyafetlerini Sedef Çalarkan tasarlıyor. “Herkesin aklında bir DJ imajı vardır: Çok rahat giyinirler. Bense giysilerimi hep özenle seçtim. Hatta eskiden çalmaya gittiğim yerlerde beni müşteri sanıyor ve DJ olduğuma inanmıyorlardı. Konuşma tarzımdan ve etrafımdaki insanlardan etkilendiler” diyen Çabakçor; moda, kadın ve müziğin çok derinden bağlı olduğunu vurguluyor:
“Kadınları dans ettirebiliyorsan başarılısın. Moda da onları etkiler. Müzikse hepsini birbirine bağlar. Modayla yakından ilgilenmek de benim seçimimdi. Web sitemden kıyafetime kadar tasarım ve modadan yararlandım. Her şey planım dahilindeydi. 2008 sonunda modayla ilgili teklifler gelmeye başladı. İnsanlar çalışmalarıma inanmıştı ve defilelerde müzik direktörlüğü yapmaya başlamıştım” diyen Çabakçor defilelerde çalmak için tasarımcılarla toplantılar yapıyor. Kıyafetlere göre uygun müzik seçiyor. İlk olarak Uğurkan Erez’in defilesinde çalan Çabakçor daha sonra Erez tarafından başka tasarımcılara önerildi.
“Defilelerde çalmaya Fashion Week’le başladım fakat şu anda pek çok markam var. 2009 Aralık’ta Erol Albayrak’ın defilesini yapmıştım. Son Altın Portakal’da da Albayrak defilesinde çaldım. Defilelerde tasarımcının istediği gibi hatasız çaldığım için artık sürekli çağrılıyorum” diyen Çabakçor; yabancı defileleri izleyerek, çalan DJ’leri ve parçalarını araştırarak çalıştı.
Bebek Chilai ve W Hotel’in de müzik direktörlüğünü yapan DJ, hepsine yetişmediği için bir ekip kurdu. Ekibinin giyim kuşamından eğitimlerine kadar her şeyi kontrol ediyor. 11-14 Ağustos’ta yapılacak Münih Fashion Week’in de müzik direktörlüğünü alan, 93.7 FG Radyo’da her cumartesi 17.00-18.00 arası dinleyebileceğiniz Çabakçor’un çalışmalarına www.cabakcor.com’dan ulaşabilirsiniz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!