Moda Hacker'ları

Güncelleme Tarihi:

Moda Hackerları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2007 00:00

Modaya bir şey dedikleri yok. İtirazları, her türlü giysiyi modacının elinden çıktığı gibi alıp giymeye. En kral marka olsa da satın alınan giysilere müdahale, onların eylemi. Herkesi de böyle davranmaya çağırıyorlar.

Modanın varlığını kabul ediyorlar, ama modacıların tasarladıklarını olduğu gibi alıp kullanmayı reddediyorlar. Kendilerini masaldaki kral çıplak diye bağıran çocuğa benzetiyorlar. Moda kurbanı olmamak için mağazadan aldığımız her türlü giysiyi değiştirip, "bize özel" hale getirmemiz gerektiğine inanıyorlar. Kendilerine moda hacker’ı diyorlar. Modayı sorgulayarak, özgün stiller yaratmak gerektiğini savunuyorlar. Kimi bu işi sanat için yapıyor, kimi hacklediği giysileri satıyor. İTÜ’de konuk öğretim görevlisi olarak ders veren İsveçli tasarımcı Otto Von Busch (32), moda hacker’larının lideri. Dünyanın dört bir yanındaki yedi moda hacker’ını Garanti Galeri’de sergi açmak için İstanbul’da bir araya getirdi. 4 Eylül - 11 Ekim 2007 tarihleri arasında görülebilecek serginin ismi "Hackers and Haute Couture Heretics: Moda Atölyeleri." Sergi, modanın nasıl değiştirilebileceğini ve dönüştürülebileceğini araştırıyor.

Otto Von Busch, İsveç’te çok normal sayılabilecek bir ailede doğdu. Kendini bildi bileli el işlerinde başarılıydı. İğne iplik tutmayı küçük yaşta öğrendi. İlk ve ortaokul sıralarında dikiş nakış ve marangozluk gibi el ile yapılan dersleri seçti ve başarılı oldu.

Babasının işi dolayısıyla Kuzey İsveç’te sürekli göç etmek zorunda kaldılar. Değişen her şehirle birlikte okulu da değişti. Yeni okula ve insanlara adapte olmak, küçük Otto için hiç kolay olmadı: "Kaçıncı okulumdu hatırlamıyorum. Etraf zengin çocuk kaynıyordu. Her gün değişik bir çanta ve montla okula geliyorlardı. Elişi dersinde kendime kamuflaj desenli bir ceket diktim. Heavy metal grubu AC/DC’nin armasını satın alıp arkasına kocaman yapıştırdım. Bu, markadan başka bir şey giymeyen zengin çocuklarına karşı gösterdiğim bir tepkiydi. Kamuflaj desenli mont uzun yıllar benim zırhım oldu."

Otto Von Busch, bunu yaptığında dokuz yaşındaydı. Satın aldığı kıyafetleri değiştirerek giyme fikri ilk o zaman aklına geldi. İlerleyen yıllarda kıyafet zorunluluğunun olduğu her ortama kıl oldu. Üniversitede sanat tarihi okudu. Moda dersleri aldı. Akşamları da dikiş kurslarına gitti. Kurstaki tek erkek oydu ama bu durumu hiç önemsemedi.

MODAYI TAKİP ET AMA

KAFAYI DA ÇALIŞTIR


Moda endüstrisi için tasarım yapmak, kendi ismiyle marka olmak gibi sevdaları hiç olmadı. O modaya hep farklı bir gözle baktı. Bu yüzdendir ki, mezun olduktan sonra hayatına akademisyen olarak devam etti. Şu anda Göteborg Üniversitesi’nde tasarım dersleri veriyor. Ve ayrıca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konuk hoca olarak endüstri tasarımı derslerine giriyor. Ama bütün derslerinde öğrencilerine modanın nasıl hackleneceğini, nasıl kişiselleştirileceğini anlatıyor.

Otto Von Busch neden bir moda hacker’ı olduğunu şöyle anlatıyor: "Sanat binlerce yıldır hayatımızda olan bir kavram. Moda taş çatlasa 15 senedir gündemde. İnsanların modayı takip ederken kafalarını çalıştırmasını istiyorum. Neden moda olanı giymek zorundayız, desinler. Kendilerine sorsunlar: Karl Lagerfeld bu kışın rengi siyah dedi diye siyah giymek şart mıdır? John Galliano bu sezon beş düğmeli gömlek tasarladı diye o gömleğe altıncı hatta on altıncı bir düğme dikilemez mi?"

"Hackers and Haute Couture Heretics" sergisi tamamen Otto Von Busch’un fikri. Sergideki sanatçılar ve tasarımcılar, moda dünyasında yeni çalışma yöntemleri öneriyor. Sisteme ters mühendislik işlemleri uygulayarak, onu hacklemek için yollar arıyorlar. Bu sanatçı ve tasarımcılar değişim getirirken, sistemi yıkmak yerine, sistemin tabanından çalışıyor, ayarlar yapıyor ve alt programlarının yeni biçimlerde çalışmasını sağlıyorlar.
/images/100/0x0/55eb3198f018fbb8f8b16bfa


Sergiye 7 sanatçı katılıyor. Otto Von Busch "İnternetten arama yapınca karşıma çıkan tüm moda hacker’larını sergiye davet ettim. Hepsi de kabul etti" diyor. Bu yedi sanatçının modayı hack’leme amaçları bir değil. Kimi yalnızca sanat olsun diye yapıyor, kimi hack’liyor ve satıyor.

6 EYLÜL’DE THE HALL’DA

SİZ DE MODA HACKER’I OLUN


Etkinliğin ismi Swap-O-Rama-Rama. Bu etkinlik sayesinde kıyafetlerinizi hack’lemeyi öğreneceksiniz. 6 Eylül günü saat 16.00 ile 23.00 arası, Beyoğlu Küçük Bayram Sokağı’ndaki The Hall’da olmanız gerekiyor. Yapılması gerekenler sırasıyla şöyle:

1. Ziyaretçi olarak en az bir torba dolusu istenmeyen giysi getirin. Bu sizin etkinlik mekanına giriş biletiniz olacak.

2. Girişte, her katılımcının istenmeyen giysilerinden oluşan dev giysi yığınına kendi giysilerinizi ekleyin. Bu yığın etkinliğin ham maddesi. Herkesi bu yığının içine dalarak bundan sonraki yeni/eski parçalarını bulmaya davet ediyoruz.

3. Yeni giysilerinizi seçtikten sonra, dikiş istasyonlarından birine geçerek atölye çalışmalarından birine katılın (dikiş, nakış, boncuk, bakım, onarım, tamir, örgü).

4. Başlamanıza yardımcı olmak için Swap-O-Rama-Rama’da yetenekli sanatçılar size yardımcı olacak. Profesyonel tasarımcılar dikiş makinelerinin başında, yeni giysilerinizde ne gibi değişiklikler yapabileceğinizi gösterecekler.

5. Gece "Heretics" isimli parti ile son bulacak. Gecenin en beğenilen parçaları podyuma çıkacak.

Diyelim ki 6 Eylül’ü kaçırdınız. Sergi süresince her akşam 18.00 ile 20.00 arasında Garanti Galeri’de atölye çalışmaları yapılacak. 4-11 Eylül’de Giana Gonzalez (Panama), 11-15 Eylül’de Stephanie Syjuco (ABD), 18-22 Eylül’de Megan Nicolay (ABD), 22-27 Eylül’de Cat Mazza (ABD), 28-29 Eylül’de Junky Styling (İngiltere), 2-6 Ekim’de Rüdiger Schlömer (Almanya), 2-11 Ekim’de ise SHRWR (İsveç) katılımcılara yol gösterecek.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!