Moda fotoğrafçısı moda editörünü alttan alır biz karıları gibiyiz onlar da kocamız
Güncelleme Tarihi:
Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2007 00:00
Missoni, McQueen, Dolce & Gabbana, H&M, Prada gibi markalar, yeni sezon fotoğraflarını o olmadan çekmiyor. Ayrıca Arena Homme Plus, V Men, Teen Vogue gibi birçok ünlü dergiye moda editörlüğü yapıyor. Bir yıldır Mavi Jeans için de çalışıyor. Çünkü Oliviero Toscani onu çok tutuyor. Jeanleri kafaya bağlamak onun fikriydi. Yılbaşı ve bayrama özel çektikleri kırmızı fotoğraflarda mankenleri sokaktan seçtiler. Nicola Formichetti (30) sıradan bir üniversite öğrencisinin, en pahalı top modelden daha etkili pozlar verebileceğini düşünüyor.
Japonya’da doğdu. Babası İtalyan, annesi Japon. 30 yaşında. Hayatının ilk 10 yılını Japonya’da, sonraki 10 yılını İtalya’da, son 10 yılını ise Londra’da geçirdi. Gelecek 10 yıl ise New York’ta yaşayacak. 40 ile 50 yaş arasını Türkiye’de geçirebileceğini, falcısının öyle söylediğini anlatıyor. Nicola Formichetti sürekli hareket etmezse yaşayamayacağını düşünüyor. Her şeyden çabuk sıkılıyor. "Babam pilot, annem hostesti. Çocukken ben de sürekli uçmak isterdim. Ailem istemedi. Çünkü sürekli uçmanın insan sağlığına iyi gelmediğini yaşayarak öğrenmişlerdi. Pilot ya da host olamadım ama sürekli seyahat ettiğim bir iş sahibi oldum."
Liseden sonra kendini güzel sanatlar fakültesinde buldu. İkinci sınıftayken arkadaşlarının tasarladığı şeyleri sattığı bir butik açtı. Tasarıma değil de iyi olanı keşfetmeye, onu başka bir iyiyle kombinlemeye karşı özel bir yeteneği vardı. 26 yaşındayken Londra’nın önemli moda dergilerinden Dazed & Confused’da tercihlerinin yayınlandığı bir sayfası oldu. Şu anda o derginin yaratıcı direktörlüğünü yapıyor.
Üç yıl önce düzenlenen Dolce&Gabbana defilesi kariyerinin dönüm noktasıydı. Styling baştan sona ona emanet edildi ve çok alkış aldı. Sonra arkası geldi. Kimi mağaza tasarımını ona emanet etti, kimi koleksiyonunu tasarlarken yardım istedi. Zamanla moda çekimlerinde styling yapmak esas mesleği haline geldi.
Nicola, moda editörü ve moda fotoğrafçısı arasındaki ilişkinin çok sağlam olması gerektiğini düşünüyor. Bizler evli ve sevgili gibiyiz diyor. Bu ilişkide alttan alan taraf kim diye soruyorum. Şöyle cevaplıyor: "Sanatçılar işin yaratıcı kısmı ile daha çok ilgili olduğu için fotoğrafçılar bizi alttan alıyor. Biz karıları gibiyiz onlar da kocamız."
O BENİM ÇOCUKLUK KAHRAMANIM
En uyumlu çalıştığı isim şüphesiz Oliviero Toscani. "O benim çocukluk kahramanımdı" diyor. "Onun 80’lerin sonu 90’ların başında çektiği fotoğraflara hayrandım. Sonra tesadüf eseri oğlu Rocco ile aynı okula gittim. Ama o zaman tanışamadık. O benim yaptığım işleri duydu ve benimle çalışmak istedi. İlk defa 4 yıl önce İngiliz Arena dergisi için birlikte çalıştık. O gün bugündür birlikteyiz."
MAVİNİN KIRMIZI KUTLAMASI
![/images/100/0x0/55ea8ce4f018fbb8f887509b]()
Nicola Formichetti, Mavi ile çalışmaya başlamadan öncede markayı biliyormuş. "Bir Türk markasının Avrupa ve Amerika’da bu kadar başarılı olması beni çok şaşırtmıştı" diyor. İçine girdikçe markayı çok benimsemiş ve sevmiş. Mavi için yaptığını bir reklam kampanyasından çok proje gibi görüyor: "Bu projenin içinde ürün tanıtımı yok. Biz geçen sezon da bu sezon da Akdenizli insanın kafasına göre yaşadığı fikrini tanıtıyoruz." Şimdi hep birlikte bayramı ve yeni yılın gelişini kutluyorlar. Geçtiğimiz hafta Cihangir’de yapılan çekimlerde modeller çok süslü ve çok şatafatlıydı. Türkler’in en sevdiği rengi, kırmızıyı yoğun olarak kullandılar. Çingenelerden, festivallerden, panayır yerlerinden ilham aldılar. Nicola takıntılı biri. Son zamanlardaki takıntısı ise profesyonel mankenlerle ilgili. Onlarla çalışmaktan bıkmış. Yeni ve genç yüzler keşfetmeye takmış. "Artık modellerimin çoğunu internetten buluyorum. Eğer bir çekimde punk birini kullanacaksam, gerçek ve yakışıklı bir punk bulmam iki saatimi alıyor, bir saatte de ikna ediyorum, işlem tamamlanıyor" diyor. Fotoğraflardaki dört gencin dördü de sıradan üniversite öğrencileri. Bazı üniversitelerin iletişim panolarına mektup yazıldı, başvurular değerlendirildi.
TİCARİ ZEKA İLE YARATICI ZEKA DOST OLURSA MODA KURTULUR
Formichetti’ye göre moda dünyası bir kısırdöngü içinde. "Milano, Paris, Londra’da dolaşıyorum, hep aynı şeyler var" diyor. Moda kavramının nasıl kurtulacağını şöyle sıralıyor:
Bugünün yükselen değeri internet. Myspace ve Facebook gibi siteler yaratıcı gençleri keşfetmek için çok iyi bir platform. İnternet herkesi birbirine yakınlaştırdığı gibi yaratıcıları da bir araya getiriyor. Mesela daha geçen ay Myspace’de Gary Card diye bir sanatçı ile tanıştım. İnanılmaz heykeller yapıyor. Modayla yakınlaşması için ona iş pasladım. Kaşmir kullanarak heykeller tasarladı. Çok başarılı oldu.
Sıradan insanları reklamlarda oynatırken güzellik kavramını unutmamamız gerekiyor. Çünkü kalbimiz güzel olandan etkileniyor.
Geleneksellik ve geçmişimiz daha çok önem kazanıyor. Tasarımcılar tarihlerinden ilham almalı. Ama teknoloji kullanmayı da ihmal etmemeli.
Ticari zeka ve yaratıcı zeka iki iyi dost olmayı ve uzun süre öyle kalmayı başarırsa sorun çözülür.
Liseden sonra kendini güzel sanatlar fakültesinde buldu. İkinci sınıftayken arkadaşlarının tasarladığı şeyleri sattığı bir butik açtı. Tasarıma değil de iyi olanı keşfetmeye, onu başka bir iyiyle kombinlemeye karşı özel bir yeteneği vardı. 26 yaşındayken Londra’nın önemli moda dergilerinden Dazed & Confused’da tercihlerinin yayınlandığı bir sayfası oldu. Şu anda o derginin yaratıcı direktörlüğünü yapıyor.
Üç yıl önce düzenlenen Dolce&Gabbana defilesi kariyerinin dönüm noktasıydı. Styling baştan sona ona emanet edildi ve çok alkış aldı. Sonra arkası geldi. Kimi mağaza tasarımını ona emanet etti, kimi koleksiyonunu tasarlarken yardım istedi. Zamanla moda çekimlerinde styling yapmak esas mesleği haline geldi.
Nicola, moda editörü ve moda fotoğrafçısı arasındaki ilişkinin çok sağlam olması gerektiğini düşünüyor. Bizler evli ve sevgili gibiyiz diyor. Bu ilişkide alttan alan taraf kim diye soruyorum. Şöyle cevaplıyor: "Sanatçılar işin yaratıcı kısmı ile daha çok ilgili olduğu için fotoğrafçılar bizi alttan alıyor. Biz karıları gibiyiz onlar da kocamız."
O BENİM ÇOCUKLUK KAHRAMANIM
En uyumlu çalıştığı isim şüphesiz Oliviero Toscani. "O benim çocukluk kahramanımdı" diyor. "Onun 80’lerin sonu 90’ların başında çektiği fotoğraflara hayrandım. Sonra tesadüf eseri oğlu Rocco ile aynı okula gittim. Ama o zaman tanışamadık. O benim yaptığım işleri duydu ve benimle çalışmak istedi. İlk defa 4 yıl önce İngiliz Arena dergisi için birlikte çalıştık. O gün bugündür birlikteyiz."
MAVİNİN KIRMIZI KUTLAMASI
Nicola Formichetti, Mavi ile çalışmaya başlamadan öncede markayı biliyormuş. "Bir Türk markasının Avrupa ve Amerika’da bu kadar başarılı olması beni çok şaşırtmıştı" diyor. İçine girdikçe markayı çok benimsemiş ve sevmiş. Mavi için yaptığını bir reklam kampanyasından çok proje gibi görüyor: "Bu projenin içinde ürün tanıtımı yok. Biz geçen sezon da bu sezon da Akdenizli insanın kafasına göre yaşadığı fikrini tanıtıyoruz." Şimdi hep birlikte bayramı ve yeni yılın gelişini kutluyorlar. Geçtiğimiz hafta Cihangir’de yapılan çekimlerde modeller çok süslü ve çok şatafatlıydı. Türkler’in en sevdiği rengi, kırmızıyı yoğun olarak kullandılar. Çingenelerden, festivallerden, panayır yerlerinden ilham aldılar. Nicola takıntılı biri. Son zamanlardaki takıntısı ise profesyonel mankenlerle ilgili. Onlarla çalışmaktan bıkmış. Yeni ve genç yüzler keşfetmeye takmış. "Artık modellerimin çoğunu internetten buluyorum. Eğer bir çekimde punk birini kullanacaksam, gerçek ve yakışıklı bir punk bulmam iki saatimi alıyor, bir saatte de ikna ediyorum, işlem tamamlanıyor" diyor. Fotoğraflardaki dört gencin dördü de sıradan üniversite öğrencileri. Bazı üniversitelerin iletişim panolarına mektup yazıldı, başvurular değerlendirildi.
TİCARİ ZEKA İLE YARATICI ZEKA DOST OLURSA MODA KURTULUR
Formichetti’ye göre moda dünyası bir kısırdöngü içinde. "Milano, Paris, Londra’da dolaşıyorum, hep aynı şeyler var" diyor. Moda kavramının nasıl kurtulacağını şöyle sıralıyor:
Bugünün yükselen değeri internet. Myspace ve Facebook gibi siteler yaratıcı gençleri keşfetmek için çok iyi bir platform. İnternet herkesi birbirine yakınlaştırdığı gibi yaratıcıları da bir araya getiriyor. Mesela daha geçen ay Myspace’de Gary Card diye bir sanatçı ile tanıştım. İnanılmaz heykeller yapıyor. Modayla yakınlaşması için ona iş pasladım. Kaşmir kullanarak heykeller tasarladı. Çok başarılı oldu.
Sıradan insanları reklamlarda oynatırken güzellik kavramını unutmamamız gerekiyor. Çünkü kalbimiz güzel olandan etkileniyor.
Geleneksellik ve geçmişimiz daha çok önem kazanıyor. Tasarımcılar tarihlerinden ilham almalı. Ama teknoloji kullanmayı da ihmal etmemeli.
Ticari zeka ve yaratıcı zeka iki iyi dost olmayı ve uzun süre öyle kalmayı başarırsa sorun çözülür.