MJ kalben Müslüman’dı

Size Jermaine Jackson mı demeliyiz yoksa Muhammed Abdül Aziz mi?

- Muhammed diyebilirsiniz. Ya da istediğiniz gibi seslenin.

Bu Türkiye’ye ilk gelişiniz mi?        �

- İkinci gelişim. İlk kez 80’li yılların sonunda İzmir’e gelmiştim. Onca yıl sonra Nilüfer Sultan ve Atıl Kutoğlu gibi iki güzel insan beni buraya davet etti. Ben de Atıl’ın defilesini izlemek için geldim.

Türkiye’de gözünüze ilk takılan neydi?

- İlk olarak İzmir’i görmüştüm ama o zamandan bu yana büyük bir değişim olmuş. Ülke çok gelişmiş. Türkiye’yi çok seviyorum. Burada sıcak bir ortam var. İslam’ı seçtiğimden bu yana kendimi evimde gibi hissettiğim birkaç yerden biri oldu burası. Burada daha fazla vakit geçirmek, hatta İzmir’i tekrar görmek istiyordum ama bir dahaki sefere kaldı. Burada en çok trafikten etkilendim! Şaka bir yana, şehrin dizaynını çok sevdim, hem tarih hem de modernizm bir arada. Dolmabahçe Sarayı’nı da gezdim ve çok etkilendim.

KRALI KRAL YAPAN KIYAFETLERİDİR

Atıl Kutoğlu’nun defilesinde neler dikkatinizi çekti?

- Atıl’ın koleksiyonlarını merak ediyor ve takip ediyordum. Daha önce New York’ta düzenlediği bir defilesini izlemiştim. Beni buraya iyi ki çağırmış, çünkü buradaki defilesi de çok güzeldi. Defiledeki müzik de dikkatimi çekti, hem eğlendiren hem de ritmi tutturan bir müzik vardı. Ayrıca şov çok iyiydi, tabii koleksiyon bu kadar güzel olmasa birbirini tamamlamazlardı. Koleksiyonda vaşak bir kürk palto vardı, en çok onu beğendim.

Defilenin sonunda, kardeşiniz Michael Jackson’ın da bir şarkısı çaldı.

- Evet, Michael’ın şarkısını duymak çok güzeldi. Güzel bir jestti.

Sizin modaya bakış açınızı öğrenebilir miyim?

- Ne giyersen osundur. Kralı da kral yapan kıyafetleridir, o yüzden modayı çok önemsiyorum. Her rengi giyerim. Kıyafetler, insanın kendini ifade etmesini ve karakterini göstermesini sağlıyor. En önemlisi de doğru stili seçmek...

Atıl Kutoğlu’yla bir erkek koleksiyonu tasarlamayı düşünüyormuşsunuz, doğru mu?

- Öyle bir düşüncemiz var. Üzerimdeki ceket de benim tasarımım. Allah izin verirse yapacağız...

EŞİM DÖRT KADINA BEDEL

İslamiyet’i seçip Müslüman oldunuz. O süreç nasıl gelişti, anlatır mısınız?

- Biz Afrika’dan Amerika’ya gelmeden önce Müslüman’dık. Amerika’ya geldikten sonra Hıristiyanlığa geçmişiz. İslamiyet’i seçerek bir bakıma özüme döndüm... 1989 yılında Bahreyn’e gitmiştim, orada Ali Gamble ile tanıştım. Onunla birlikte Riyad’a gittik. Riyad’da yaşadıklarım beni çok etkiledi. Oradan Cidde’ye geçtiğimde de Müslüman oldum. İnsanlardan, tavırlarından, dünyaya bakış açılarından çok etkilenmiştim.

Amerika’da son dönemlere kadar Müslümanlık ‘terörizm’le anılır olmuştu. Siz Amerika’ya döndüğünüzde Müslüman olmanız herhangi bir problem yarattı mı?

- Hayır, hiçbir problem yaşamadım. O dönemde böyle fikirler vardı tabii ama ben Müslümanlığı seçmemin beni daha iyi bir insan yaptığını düşünüyorum. Ailem de benim seçtiğim yola saygı gösterdi. Bu arada Amerika’da şu anda en büyük hızla yayılan din İslamiyet.

Peki kız kardeşiniz Janet Jackson’ın, Müslüman olduğunuzu ilk öğrendiğinde size “Şimdi dört kadın alabiliyor musun” diye sorduğu doğru mu?

- Evet, bu şekilde takılmıştı bana. Şu anda Afgan bir eşim var (Halima Rashid) ve dört kadına bedel!

İSLAMİYET HAKKINDA SORULAR SORARDI

Michael Jackson’ın ölmeden önce Müslüman olup olmadığı çok merak edilen bir konu. En yakınlarından biri olarak size soralım, gerçek neydi?

- Michael, İslam’ı kalbinden kabul etti. Güvenlik görevlileri ve çocuklarının bakıcıları Müslüman’dı, Michael onlara çok güvenirdi. Ben de Suudi Arabistan gezilerim sonrasında ona İslamiyet’i anlatan birçok kitap getirmiştim. Bu dine kendini yakın hissediyordu, çünkü kitapları okuduktan sonra İslamiyet’in ne kadar saf olduğunu görmüştü. Kalben Müslüman’dı. Taciz davası bittiğinde dinlenmek için evine değil, Bahreyn’e gitti. Orada kendini daha rahat hissediyordu. Hep İslamiyet hakkında sorular sorardı. Bir keresinde de bana “Mekke’ye gitmek nasıl” diye sormuştu.

Michael Jackson’ın ölümünün ardından “Today’s Show”da “Keşke ölen ben olsaydım” demiştiniz. Yokluğu neler hissettiriyor size?

- Yokluğu çok zor. Hepimiz çok etkilendik. Onun adını anmadığımız bir gün dahi yok. Yavaş yavaş iyileşiyoruz. Onun mirasını onur ve gururla taşımak gerekiyor.

Michael Jackson’ın ‘Neverland’ adını verdiği malikanesini geri alıp anıt mezar yapmayı istiyormuşsunuz...

- Evet, bunu çok istiyorum. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Hayranlarının gelip, onu ilk adımdan itibaren yaşayacakları bir yer olmasını istiyoruz.

MICHAEL’I CANLI TUTACAK BİR ALBÜM PROJEM VAR �

Grammy ödüllü bir sanatçısınız, yakında yeni bir albüm çalışmanız olacak mı?

- Yeni bir albüm üzerinde çalışıyorum. Michael’ı canlı tutacak bir projemiz var. Yakın dönemde düetler de yapacağız. Solo çalışmalar kadar, ailemizin de içinde olduğu projeler yapmayı düşünüyorum.