Mizah, edebiyatın aykırı çocuğu

Güncelleme Tarihi:

Mizah, edebiyatın aykırı çocuğu
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2000 00:00

Haberin Devamı

Son günlerde sanat çevrelerinin gündeminde yeni bir tartışma konusu var: Mizah edebiyatın bir dalı mı değil mi? Edebiyatçıların mizaha bakışı biraz küçümseme mi içeriyor?

Kitap-lık Dergisi'nin son sayısında Oğuz Aral başkanlığında, genç mizah yazar ve çizerleri Atilla Atalay, Selçuk Erdem, Tuncer Erdem ve Metin Üstündağ ‘Edebiyatçılar mizahı küçümsüyor mu?’ sorusunu tartışıyorlar.

Biz de hem edebiyat eleştirmenlerine, hem de mizahçılara konu hakkındaki görüşlerini sorduk.

Mizah yazılarını sevmiyorum

Fethi Naci (Eleştirmen)

Mizah yazılarını küçümsemiyorum. Sevmediğimi söyleyebilirim. Sevmiyorum, çünkü okuduğum mizah yazıları hoşuma gitmiyor. Bence Türkiye'de çok sevdiğim bir mizah yazarı da yok.

Mizahçılar sahiciliği oynuyor

Semih Gümüş (Eleştirmen):

Ben oldum olası edebiyatta birilerinin ötekilerden şikayetçi olmasını anlayamadım. Hiç kimse ötekini onaylamak zorunda değil. Edebiyatın mizahı kullandığı savı, edebiyatı anlayamamaktan geliyor. Mizah yaşamın içinden süzülerek gelip, yaratıcı yazının içindeki yerine oturuyor. Edebiyatın kendinde olmayan bir şeyi kullanması sözkonusu değil. Adam gibi edebiyatçıların sahici olmak, olmamak gibi sorunları da yok. Oysa mizahçıların çoğu sahiciliği oynuyor. Haldun Taner düpedüz mizah öyküleri yazdı. Onu kim küçümseyebilir? Orhan Veli'yi.. Alın size ciddi bir edebiyat adamı: Tahsin Yücel. Yazdıklarını mizahçılar da okusun da, mizah neymiş görelim bakalım.

Edebiyatın aykırı çocuğu

Lütfi Oflaz (Mizah Yazarı)

Mizah edebiyat dünyasının en muhalif, en aykırı çocuğudur. Ben Türk mizahının üç büyükleri olan Akbaba, Gırgır ve Leman'da yazdım. Bu üç dergide de yazan tek yazarım. Sadece bir mizah yazarı değilim. Bir kitabımla Akademi Kitabevi'nin ödülünü de kazandım. Yani hem mizah, hem de edebiyat dünyasının içindeyim. Hiç bir zaman edebiyatçıların mizahçılara o şekilde küçümsemeyle baktıklarını gözlemlemedim. Zaten mizah edebiyat dünyasının içinde, ondan ayrı tutulamayacak bir olay. Ama edebiyatın aykırı, zapt-u rapt altına alınması en zor çocuğudur.

Çehov'u dışlayacak mıyız?

Turhan Selçuk (Çizer)

Biz mizah çizerleri, öteden beri 'mizah ciddi bir iştir' savunusunu yaparız. Mizahın tek koşulu gülme- güldürmedir, yanılgısına kendini kaptırmış kişiler vardır. Oysa çizgili ya da yazılı mizahın kökeninde toplumsal, siyasal eleştiri vardır. Tarih, felsefe, psikoloji vardır. Kısacası insan vardır. Mizahçı, insanı, toplumsal olayları kendine özgü bakış açısı içinde değerlendirir. Yakaladığı çelişkileri, yanlışları, yanılgıları kendine özgü bir biçimde yorumlar. Konuya yazar- çizer mizahıyla girdim. Ama asıl amacım genelde mizahı savunmaktı. Bu denli zor bir uğraşı edebiyatçılar küçümsüyorlar mı? Sanmıyorum. En çarpıcı örnek olduğu için Çehov'u ele alalım. Onun mizahi hikayelerini edebiyattan dışlayarak küçümseyecek miyiz? Öyle bir Çehov ki, bu türden eserleriyle, edebiyat dünyasının başköşesine oturmuş. Her edebiyatçı mizah yapamaz, ama Çehov örneği mizahçılar edebiyat yaparlar .

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!