Güncelleme Tarihi:
Akbayram ve Göçer, yaz aylarında Bodrum'da verdikleri konserden sonra, bu kez de Minik Kalpler Derneği için birlikte sahneye çıkacak. 8 Kasım'da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılacak konserden elde edilecek gelir, Trabzonda'ki üç çocuk yuvası ve yetiştirme yurdunun iyileştirilmesi için harcanacak.
Edip Akbayram-Ferhat Göçer ikilisi nasıl tanıştı, nasıl bir araya geldi?
- Edip Bayram: Ferhat’ın albümleri piyasaya çıktıktan sonra, Ferhat’ın sesini çok beğendim. Türkiye’de müzik sektörünün dibe vurduğu bir süreçte, Ferhat’ın gerçekten çok iyi satış rakamları elde etmesi, müzik piyasası ne kadar kötü olursa olsun, iyi albümlerin mutlaka satacağını gösterdi. Güzel bir şey olunca, mektup doğru adrese gidiyor. Kısacası bir Ferhat Göçer ismi çıktı. Albümlerini alıp dinledim, çok beğendim. Artı doktor ve Urfalı... Hemşehri olarak Ferhat bende merak uyandırdı. Onu hep takip ettim ve hep içimden alkışladım. Nasıl tanıştığımızı da Ferhat anlatsın.
- E.A: Bizim enerjimiz çok uydu. Bu, herkesle olacak bir şey değildir.
Edip Bey, siz 40 yıllık sanat hayatınızda ilk kez bir sanatçı ile aynı sahneyi paylaşıyorsunuz, yanılmıyorum değil mi?
- E.A: Hayır, yanılmıyorsunuz. İlk defa ikili bir çalışma yapıyorum. Ben Prestij Müzik’le çalıştım. O dönem Prestij’in sahibi Mahsun Kırmızıgül, "Hepimiz Kardeşiz" türküsünü yapmıştı ve bütün Prestij sanatçılarının bu türküyü okumasını istemişti. Ben okumadım. Onun sanatçısıydım ama ben Mahsun Kırmızıgül’ün albümünde şarkı söylemek zorunda değildim. Bugüne kadar hep bireysel çalışmalar yaptım. Benim kendime göre ilkelerim vardır.
Bu ilkelerinizi biraz daha açabilir miyiz?
- E.A: Mesela neden Mahsun’un şarkısında okumadım, o dönem herkes şarkıya atıldı. Bunun sebebi Mahsun’un, Prestij Müzik’in en altın dönemi olmasıydı. Klipte de bütün Prestij sanatçıları oynayacaktı. Yani herkes birtakım beklentiler içerisindeydi. Benim hayatımda hiçbir zaman böyle beklentim olmadı. Ferhat’a gelince... Onu çok sevdim, şarkıları, sesi çok hoşuma gitti. Her şeyden önce ikimiz de tenor sesiz. Bir de benim işbirliği yapacağım insanın ilk olarak insan olması gerek. Eğer insan değilse ve çok magazinel birisiyse inanın o kişiyle yan yana gelmem. İşte bunlardır benim prensiplerim. Ben Ferhat’a bir bütün olarak baktım. İnsan olarak baktım, duruş olarak baktım,
Ferhat Bey, sustunuz!
- F.G: Edip Bey’in benimle ilgili düşünceleri beni çok etkiledi. Edip Akbayram gibi bir sanatçının beni sahnesine kabul etmesi büyük bir onurdur. - E.A: Teşekkürler. Evet, ben düşüncelerimin arkasında olan bir insanım. Ben bu ülkede ilerici, yurtsever, demokrat, kendi ülkesini seven, yıllardır ülkesindeki olumsuz koşullara karşı şarkılarıyla umut vermeye, direnç vermeye çalışan bir sanatçıyım. Dünyanın her yerinde de sanatçının temel işlevi budur.
Yakında ikinci kez birlikte sahneye çıkacaksınız... Minik Kalpler Derneği için... Nesrin Ercan’ın önderliğindeki Minik Kalpler Derneği, çocuk yuvalarının, yetiştirme yurtlarının koşullarını iyileştirmek için çalışan bir dernek. Müthiş çalışmalara imza atıyor ve siz de bu dernek için sahne alacaksınız. Söz sizde...
- F.G: Nesrin Ercan’la beraber yürütülen bu projenin en büyük özelliği şu: Konser için 50 liralık bilet mi alıyorsunuz, işte o 50 liranın tamamı amaç için kullanılıyor.
- E.A: Profesyonel bir orkestra ile sahneye çıkıyoruz ama ben orkestramın parasını bile cebimden ödüyorum. Orkestra parası ödemek yok. O 50 lira yerine gidecek.
- F.G: Konser salonu Lütfi Kırdar da yine Nesrin Ercan’ın sayesinde ayarlandı. Nesrin Hanım her şeyi tek başına organize edebilen birisi. Bu, beş kuruş para harcanmadan tamamen sponsorlar sayesinde yapılan bir konser olacak. İstanbul Belediyesi, Şişli Belediyesi, ENBE orkestrası, BKM, Başaran Ulusoy, Bilim İlaç, Kütahya, Güral Porselen bizim sponsorlarımız. Konserden elde edilen gelirin tamamı, Trabzon’daki çocuk esirgeme kurumunun ihtiyaçları için kullanılacak. Salon dolu olduğu takdirde 150 bin YTL’ye yakın bir para doğrudan o çocukların ihyiyaçlarına harcanacak. Eğitimleri için, yurdun tamiri için vs... Para da valilikler ve resmi kuruluşlar aracılığıyla o
- E.A: Ben çocukları çok severim. Bir çocuk ağlıyorsa, ben de ağlarım. Duramam... Bir çocuğun gözünden akan yaş, beni hüzne boğar. Ne yazık ki günümüzde insan ilişkileri, dostluklar, akrabalıklar, apartman komşulukları hepsi kötüye gidiyor. Nesrin Ercan, beni çok saygı duyduğum, yıllardır da tanıdığım bir dostumdur. Eşi Fikret Ercan, ben müziğe başladığım yıllarda gazeteciliğe başlamıştır. Nesrin Hanım bana "Sizin Ferhat’la birlikte konserinizi izleyemedim. Ama çok olumlu şeyler duydum. Edip, Minik Kalpler için Ferhat’la beraber yeniden sahne alır mısın?" dedi. Tabii ki "Evet" dedim. Çocuklar için canımı veririm. İşin içinde Ferhat da var, daha ne isteyeyim? Çok heyecanlıyım açıkçası... Çok güzel bir konser olacağına inanıyorum. Ve bu konserden elde edilen gelirle müthiş şeyler yapılacak. Trabzon’daki o minikler daha güzel, daha sağlıklı şartlarda yaşam sürecek. Bilgisayarları olacak, yatakları değişecek, odaları temizlenecek, giyecekleri olacak. Bundan daha güzel bir ibadet şekli olur mu? Onlara ev gibi sıcacık bir ortam sunmak, yalnız olmadıklarını hissettirmek kadar önemli bir şey var mı şu dünyada? Bu proje için bir kez daha teklif gelirse, yine seve seve kabul ederim.
8 Kasım’da buluşuyoruz
Konserde birlikte kaç şarkı söyleyeceksiniz?
- E.A: Geleceğimiz olan çocuklarımıza değer veren bir toplum olduğumuzu biliyorum. Mesela geçen gün bir sevenim aradı, 19 tane bilet aldığını söyledi. Bunları duymak çok güzel. O yüzden bu konserde netice umduğumuzun üzerinde olacak. Amacımız da minik kalplerin güzel bir yaşamları olması... Minik kalplerin, kalpleri sıcak olsun, güzel olsun. Duyarlı insanlarımızın da böyle güzel bir etkinliğe, mektubun doğru bir adrese gideceği için destek olacaklarına inanıyorum.
- F.G: 8 Kasım günü saat 21.15’te Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda buluşalım, minik Kalpler için el ele verelim..