Güncelleme Tarihi:
* Mine’nin başına ne çok olay geldi öyle.
- Gülcan Arslan: Mine zor bir dönem geçirdi, evet... Ama karnında büyüttüğü bir aşk meyvesi. Buradan bakınca çok da kötü değil.
* Sinan tarafından yalnız bırakılınca, zoraki bir evlilik yaptığı Timur’a yaklaşır mı dersiniz?
- G.A: Mine, Sinan’ın bir şeylerden haberi vardı da mı gitti yoksa bilmeden mi, orasını kestiremiyor. Sinan da Timur ile Mine’nin evlendiğini ve çocuk beklediğini biliyor ama çocuk kendinden mi onu bilmiyor. Sonuçta Sinan gitti, Mine yine başının çaresine kendi bakıyor. Olabildiğince hatasız bir biçimde yol almaya çalışıyor. Timur ile evlenmeli miydi yoksa kendi başına mı bu çocuğu büyütmeliydi derseniz, bence bugüne kadar ki en mantıklı hatasını yapıyor.
* Mine doğru bir karar mı verdi sizce?
- Bülent ınal: Mine’nin aldığı kararın bir önemi yok, Timur’un aldığı karar önemli. Timur’un kendi gerçekliğinde evlilik doğru bir karar. Bencillikleri olan bir adam ama emin olmadığı kararları uygulamıyor. Mine ile evlenmek istedi, buna da ulaştı. Ama mutlu mu, şu an değil.
* Ama bu evlilik evde bir kaosa neden oluyor.
- B.İ: Zaten Timur böyle bir şey olacağını biliyordu. Yaptığı bir plan var muhtemelen ve bunları uyguluyor. Bir süre sonra Mine’nin onu seveceğini ve mutlu olacaklarını düşünüyor. Tüm uğraşı bu yüzden, ama başaracak mı bilemiyoruz.
* Merve ile Mine anlaşabilecek mi peki?
- B.İ: Anlaşırlarsa dizi biter.
AH KIZIM NEDEN HAMİLE KALDIN!
* Başladığı ilk günlerde dizinin adı da tepki çekmişti. Bu ismin sonradan size dönüşleri nasıl oldu?
- B.İ: “Bir Çocuk Sevdim”de “çocuk sevdim” adına takıldılar, ama bunları çok dikkate almadık. Belki kendi aralarında konuştularsa da izleyicimiz bize negatif bir şey yansıtmadı. Genelde diziyi beğendiklerini söylediler.
* Seyirci sizleri karşısında kanlı canlı gördüğünde ilk tepkisi ne oluyor?
- G.A: “Ah kızım, neden böyle bir şey yaptın, neden hamile kaldın?” deyip yanaklarımı sıkıyorlar. Diziyi izleyen teyzelerden genelde böyle yorumlar alıyorum.
- B.İ: Bana o tür ilginç tepkiler gelmiyor. Genel olarak beğendiklerini söylüyorlar.
* Sette nasılsınız peki?
- B.İ: Hiçbir sıkıntımız yok. Ben çok yaşamadım ama çok duydum; genelde sette bir iki çıkıntı olur ve huzur bozulur. Bu dizide öyle bir sorun yok. Başından bu yana tüm ekip arasında uyum var.
- G.A: Ekipte herkesin uyumu çok iyi. Bir şey oldu mu kimse beklemiyor, hemen yardıma koşuyor. Set çok sıcak ve çok rahat.
DİĞER DİZİLERDEN BİR FARKIMIZ VAR
* Karşılıklı sahnelerinizde kopup gittiğiniz oluyor mu?
- B.İ: Bazen kaş göz yapıp oyunlarını bozuyorum ama provalarda yapıyoruz bunu. 15 saat set başka türlü de geçmez. Gerçi bazen hiçbir şey yokken sinirlerin bozulduğu, gülme krizine girildiği de oluyor.
- G.A: Senaryo gereği eğlenceli şeyler çekemiyoruz ama buna rağmen Bülent’le çok eğleniyorum.
- B.İ: Sağ olasın. Ne ısmarlayayım, ne istersin (gülüyor)...
* Diziyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- B.İ: Diğer dizilerden bir farkımız var. Bir dilimiz var. Görüntüsünden senaryosuna kadar... Naif bir anlatımı var. Reyting olarak yüksek veriler almasa da bir dili ve izleyici kitlesi oluştu. Ben o dili seviyorum.
* İzlerken sinir olduğunuz bir karakter var mı?
- G.A: Yok... Hepsinin kendince bir nedeni olduğu için, “O da öyle tepki verecek, ne yapsın” diyorsun. Mesela “Merve neden böyle davranıyor?” diye soranlar var. Ama söz konusu olan babası ve o yaşta biz kız eve gelen hiç tanımadığı insana böyle bir tepki verebilir yani...
EKONOMİK KRİZDE İLK VURULAN BİZİM SEKTÖR
* Reyting gerçeğiyle ne kadar ilgilisiniz?
- B.İ: Her yıl çok ciddi rakamlar konuşuluyor ve reyting yüzünden bir sürü yapım ilk bölümlerinde ekrana veda ediyor. Bir anlamda milli serveti çöpe atıyoruz. Türkiye’de belli bir sistem oluşmadı. Sektörün kendi anayasası olmadığı için her yayın ertesi ekip reytinge bakıyor. Acaba devam mı ediyoruz, sonumuz mu geldi diye... Televizyon ve dizi dünyası riskli. Birkaç hafta sonra ne yaşayacağımızı, önümüzdeki yıl devam edip etmeyeceğimizi bilmiyoruz. Dizi sektörüne girmek büyük stres, büyük gerginlik ve büyük soru işaretleri demek. Uzun vadeli planlar kimse yapamaz. Diziniz 20 reyting de alsa yapamazsınız çünkü yarın öbür gün bir ekonomik kriz olur, dizi sektörü ilk vurulandır.
* Bir B planınız var mı?
- B.İ: Yapacağımız yine oyunculuk. Benim başka bildiğim bir iş yok. Televizyon olmasa tiyatro yaparsınız. Televizyonun ilk kurulduğu yıllarda herkesin bir çekincesi vardı; dizi yapılır mı tiyatro varken diye. Sonra anlaşıldı ki oyuncuların refah düzeyini diziler artırıyor. Böyle olunca da oyuncular için diziler vazgeçilmez hale gemldi. Bence her şey düzelecek. Çünkü bence kanal olarak da yapımcı olarak da para batırmak kimsenin hoşuna gitmiyor.
- G.A: Daha çok yeniyim, bir sıkıntı çekmedim. ınşallah çıkmaz öyle sıkıntılar.
BÜLENT İNAL: EVLİLİK YAŞAM TARZIMI DEĞİŞTİRMEDİ
* Evlendiğinizden peki pek dışarılarda görünmüyorsunuz Bülent Bey...
- B.İ: Eskiden de çok görünmüyordum ki... Ben yine aynı şekilde yaşıyorum, aynı yerlere gidiyorum. Hiçbir önlem almadım. Hakkımda çıkan yalan haberler azaldı sadece.
* Yeni evlisiniz, evinize, eşinize zaman ayırabiliyor musunuz?
- B.İ: Evet... Dizi ilk başladığında çok yoğundu ama artık haftada bir iki günü evde geçirebiliyorum.