Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2006 00:00
Pritzker Ödülü mimarların Nobel’i. Daha önemlisi, daha değerlisi yok. 1979’dan beri her yıl eserleriyle insanlığa, doğaya ve sanata katkıda bulunan bir mimara veriliyor. Daha önceki yıllarda, Rafael Moneo, Norman Foster, Frank Gehry, Zaha Hadid ve Thom Mayne gibi bugün artık yaptıkları binalar müze gibi gezilen mimarlar almıştı.
Bu yıl Brezilyalı Paulo Mendes da Rocha. Ödül tören ise geçen hafta İstanbul’da yapıldı. 78 yaşındaki Mendes da Rocha’yla mimarlık anlayışını ve bugünün şehirlerini konuştuk.
1950’de Sao Paulo’daki avant-garde akımının bir parçası olarak başladı kariyeriniz. O günden bugüne neler değişti mesleğinizle ilgili?
-Ben hiçbir mimarlık akımına bağlı olduğumu düşünmüyorum. Hiçbir zaman da olmadım. Zaten kendini böylesine etiketlemek, bir gruba ait hissetmek çok Amerikanvari bir düşünme tarzı. Başlangıçtan beri değişmeyen bir bakış açım var. Ben çevreme baktığımda gördüğüm her şeyi bir problem gibi görüyorum. Bir yere baktığımda kendime "Şu anda buradaki sorun nedir" diye sorarım. İşte benim mimarlıktan anladığım herhangi bir mekanda mevcut sorunu çözmek üstünedir. Mimarlık bir binayı inşa etmeden önce başlar. Bir kilise ya da müze yapacağım. Nasıl yapacağım diye kendine sorarsın. O soruya verdiğiniz cevap sizin mimari anlayışınızı belirler.
Sizin mimari anlayışınızın merkezinde ne yatıyor? Işık mı, su mu, toprak mı?
-Benim yaptığım binalara girdiğinizde suyun kendisini göremezsiniz belki, yani küçük bir gölet ya da bir şelale göremezsiniz ama orada olduğunu bilirsiniz. Suyun berraklığı ve akışkanlığı o binanın temelini oluşturur. Zaten bugün dünyayı kasıp kavuran modern mimari akımın temelinde de doğa vardır. Doğadan ilham alınır. Doğaya yakın olmak istenir.
Pritzker Ödülü’nü kazanan ikinci Brezilyalı mimarsınız. Latin mimarisinin özellikleri nelerdir?-Ben mimarinin böyle sınıflandırılması taraftarı değilim. Yani Batı, Arap, Latin diye ayırıp ondan sonra da onların özelliklerini belirleyemeyiz. Fakat genel olarak Brezilya’daki binaların insan merkezli olduğunu söyleyebilirim. Bir de bugünün şehrini inşa etme gayretindedir Brezilyalı mimarlar.
Bugünün şehrini inşa ederken ne gibi kaygılar taşıyor mimarlar?
-Çağdaş şehir anlayışında yoğunluk vardır. Bu her anlamda olabilir. İnsan yoğunluğu, bina yoğunluğu. Bizi bugün bir metropolde boğan şey bu yoğunluğun dağınık olması, organize edilememesi. İşte bu nedenle mimari hiç olmadığı kadar önemli bir yere sahip hayatımızda. Mimarlar için bir fırsatlar evreni bugünün şehirleri. Sorunlara binlerce farklı çözüm bulunabilir. Asıl amaç şehrin içindeki hayatın hiçbir engele takılmadan bir nehir gibi akabilmesidir. Ama bugün insanlığın barıştan uzak, huzursuz ve şiddet dolu bir hayat yaşadığını görüyoruz. Barış sağlanmadıkça sadece mimari düzenlemeler şehirleri daha yaşanılır kılamaz. Burada mimarlık eğitimi veren üniversitelere de büyük rol düşüyor. Öğrencilerine bilgi verirken taze ve geniş bir bakış açısı da kazandırmaya çalışmalılar.
Bir proje üstünde çalışırken elinizdeki bütçeyi düşünür müsünüz? Yani elimde binayı böyle yapmak istiyorum ama para yeter mi sıkıntısına düşer misiniz?
-Hiçbir zaman. Çünkü mimari ticari bir ürün değildir. Sanat eseridir eninde sonunda. Yapım aşamasında onun içine parayı karıştırırsanız bitmişsinizdir. Elbette sizin için çalışan insanlara para vereceksiniz, malzeme için para gerekli ama bunlar sizin düşünmeniz gereken birincil sorunlar değil.
PAULO MENDES DA ROCHA KİMDİRHyatt Vakfı Başkanı Thomas J. Priztker, Pritzker jürisinin kararını açıklarken şöyle konuştu: "Mendes Da Rocha özel konutlar, siteler, bir kilise, müzeler ve futbol stadyumundan kamu alanı için kent planlamasına kadar tasarlamış olduğu çok çeşitli binalarla derin alan ve ölçek anlayışı göstermiştir. Bu binaların sadece birkaç tanesi Brezilya dışında
yapılmış olsa da, hem mesleğini icra eden bir mimar hem de bir öğretmen olarak yapmış olduğu çalışmalardan alınacak olan ders evrenseldir." Gerçekten de 60 yıllık kariyerini, inşa ettiği binalarda yaşayanların ve toplumun yararına karşı duyduğu sorumluluk hissine adamıştır Mendes da Rocha. Sao Paulo Üniversitesi’nde ders verdi. Brezilya Mimarlar Enstitüsü Başkanı olarak mesleki cemiyetine katkıda bulundu. Güney Amerika ve Avrupa’da konferanslar verdi. 2000’de Latin Amerika Mimarisi için Mies van der Rohe Ödülü aldığında tüm dünya tarafından tanındı.
En çok bilinen çalışmaları arasında Sao Paulo’da bir bölümü bahçeye gömülü olan Brezilya Heykel Müzesi var. Aynı şehirde bulunan Forma Mobilya Galerisi mimariye olan yaklaşımının bir simgesi olarak düşünülür. Ön cephesinde binayı kentsel alanın genel görünümüne açan bir penceresi vardır.
Sao Paulo’nun en eski Güzel Sanatlar Müzesi’ni (Pinacoteca do Estado) yenilemesi Brezilya’nın mirasına olan anlayışını ve saygısını doğrular. 19. yüzyıldan kalma binanın temel yapısını bazı çarpıcı işlevsel eklemelerle restore etti.
Mendes da Rocha, bulvarın üzerinde yüzüyormuş gibi görünen muazzam bir çelik gök kubbe ekleyerek, Sao Paulo’nun kalbinde bulunan Patriarch Plaza adlı meydanı da yeniden canlandırdı.
Uluslararası alanda, 1972’de Paris’teki Centre Pompidou yarışmasında finalist oldu ve 1970’de Osaka Japonya’daki Expo’70’de Brezilya pavyonunun mimarı olarak görev aldı. Şu anda, İspanya’nın kuzeybatısında bulunan Galicia’da Vigo Üniversitesi’nin bir bölümü olan Teknoloji Şehri için bir ana plan geliştiriyor. Görevi, birçok farklı İspanyol mimar tarafından tasarlanmış olan yeni binaları (kütüphane, mühendislik bölümleri, öğrenci konutları, yönetim ofisleri) genel bir peyzaj düzeni ile birleştirmek.