Mikroenjeksiyon son çare olmalı

Güncelleme Tarihi:

Mikroenjeksiyon son çare olmalı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 1999 00:00

Haberin Devamı

Yapay üreme yöntemleri arasında en travmatik ve risklisinin mikroenjeksiyon olduğunu belirten Belçikalı Profesör Sterteghem ’’Tüp bebek denendikten sonra bu yönteme başvurulmalı’’ dedi.

Acıbadem Hastanesi Üreme Sağlığı Merkezi'nin açılış toplantısında konuşan yapay üreme yöntemlerinden mikroenjeksiyonun (ICSI) önde gelen uzmanı Belçikalı Prof. Dr. Andre Van Sterteghem, tedavi edilemeyen erkek kısırlığında 1980'lerden bu yana önemli mesafe katedildiğini söyledi. Sperm sayısı çok az olsa bile mikroenjeksiyonla gebelik oluşturulabildiğini anlatan Prof. Dr. Sterteghem, tüp bebek yöntemlerinin başarısında en önemli faktörlerden birinin kadın hastanın yaşı olduğunu belirtti.

Hastanenin Konferans Salonu'ndaki toplantıda konuşan Prof. Dr. Sterteghem, kadının yaşının, yumurta sayısı ve kalitesini etkilediğini, bunun döllenmiş yumurta (embriyo) açısından önem taşıdığını vurguladı. Kısırlığın hala açıklanamayan nedenleri de bulunduğunu belirten Prof. Dr. Sterteghem, şunları söyledi:

‘‘Son yıllarda ICSI uygulamalarında artış görülüyor. Ancak her çifte, önce bu yöntemi uygulamak hatalı. Eğer, tüp bebek yöntemiyle döllenme elde edilebiliyorsa, önce bu kullanılmalı. Bazen sperm ve yumurta normal de olsa açıklayamadığımız nedenlerle, tüp bebekte döllenme elde edemiyoruz. ICSI, ancak bu durumda uygulanmalı. Çünkü çok travmatik bir yöntem. Dölleme için yumurta zarı deliniyor. Stoplazma kaybetme riski var. Zarın elastikiyeti hasara uğruyor. Yani, yapay üreme yöntemleri içinde tüp bebeğin hala yeri var.’’

Emriyona genetik tanı

Belçika'daki merkezlerinde, yapay üreme yöntemleriyle, 8 bin kadar bebek dünyaya geldiğini belirten Prof. Dr. Sterteghem, ‘‘Cinsiyet dağılımı açısından normal doğumlara göre fark yok. Zaten, merkezimizde, tüm doğumların yüzde 1-2'si tüp bebek yöntemiyle oluyor’’ dedi. Genetik tanı konusunda araştırmalar yapan Belçikalı Prof Dr. Ingeborg Liebaers da implantasyon öncesi genetik tanı yöntemiyle embriyonun genetik yapısının araştırıldığını belirterek, ‘‘Özellikle genetik hastalık riski olan anne babaların yumurta ve sperminden elde edilen embriyolarında genetik araştırmayla, risk belirleniyor. Sağlıklı embriyolar, rahime yerleştiriliyor’’ dedi.

12 hastanede uygulanıyor

İstanbul'da şu hastaneler mikroenjeksiyon sistemi uyguluyor: Acıbadem Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Gaziosmanpaşa Şafak Hastanesi, İnternational Hospital, Amerikan Hastanesi, Alman Hastanesi, Bilgi Hastanesi, Pakize Tarzi Hastanesi, Metropolitan Florence Nightingale Hastanesi, Üro-Adroloji Hastanesi, Şifa Hastanesi, Cerrahi Hastanesi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!