Reha ERUS/VENEDİK
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2004 01:11
Hollywood’un dahisi Woody Allen ile yaşadığı büyük aşkla bir döneme damgasını vuran karizmatik yıldız Mia Farrow, aradan geçen bunca yıla rağmen Allen’ın evlatlıkları Soon Yi ile evlenmesini kabul edemiyor. Güzel yıldız bu ihaneti tek kelimeyle özetliyor: Vicdansızlık.
Asıl adı Maria de Lourdes Villes Farrow olan Mia Farrow’u tanımlamak için ‘Rosemary’s Baby’ filmini izlemek, Frank Sinatra ile genç yaşta evlendiğini, sonra Woody Allen ile büyük bir aşk yaşayarak bir çok yapıtında oynadığını bilmek, tabii bu arada 14 çocuğu evlat ettiğini de unutmamak gerek.
Bir zamanların büyük yıldızı şimdilerde UNICEF için ‘İyi Niyet Elçiliği’ yapmakta. Meslek yaşamına pek çok başarıyı sığdıran güzel yıldızın unutamadığı tek olay ise eski kocası Andre Previn ile birlikte evlat edindiği Koreli Soon Yi’nin, Woody Allen’i baştan çıkartarak evlenmesi. 61’inci Venedik
Film Festivali’ne UNICEF’in iyi niyet elçisi olarak katılan Mia Farrow’a 16 yaşındaki Woody Allen’den olma ‘Dahi’ diye tanımlanan oğlu Satchel O’Sullivan, aile içindeki adıyla ‘Seamus’ eşlik etti.
- Mrs. Farrow herkes oğlunuz Seamus’tan söz ediyor.
Zekası babası Woody Allen’e çekmiş. İnanılır gibi değil. 8 yaşındayken Kafka, Sartre okur bizlerle tartışırdı. Henüz 11 yaşındayken üniversiteye alındı. Bu yıl Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Şimdi aynı üniversitede Afrika’da İnsan Hakları tezini hazırlıyor. Belki Amerika’nın en genç tez öğrencisi.
- Bu kadar çok çocuk evlat edindiniz. Bu heves nereden geldi?
Babam erken ölünce aileyi ben geçindirmek zorunda kaldım. Küçük yaşta önce tiyatro, sonra da beyazperdede gece gündüz çalıştığımı bilirim. Bunun için kimsesiz çocuklara adadım kendimi. Maalesef üzerinde titrediğim Tam erken öldü. Soon Yi ise benim için başka türlü öldü.
- Büyük aşkınız Woody Allen’in Koreli evlatlığınız Soon-Yi ile evlenmesini nasıl kabul ettiniz?
Hiçbir zaman etmedim. Hatta bu gerçeği şimdi bile hazmedemiyorum. İnanılması güç bir olay. Bu vicdansızlığa tanık olan kardeşi Moses, boşanma avukatlığını meslek olarak edindi. Geniş aile içindeki psikolojik olumsuz etkiye bakar mısınız? Oğlum Seamus şimdi Woody Allen’in hem oğlu hem de kayınbiraderi. Böyle bir şey var mı?
- Roman Polanski’nin ‘Rosemary’s Baby’si ile şöhreti yakaladınız. Bunun dışında sizi etkileyen bir başka filminiz var mı?
Birkaç tane var. ‘Hannah and Her Sisters’ (Hannah ve kız kardeşleri), ‘Radio Days’ (Radyo Günleri) ve ‘The Purple Rose of Cairo’ (Kahire’nin Mor Gülü)üzerinde titrediğim filmlerdir.
- Venedik’te hayır işleri için bulunuyorsunuz.
Afrika’daki aç çocuklar için UNICEF olarak bir vakıf kurduk. Venedik’te balo düzenledik. Bu bağışlarla oğlum Seamus da ilgilendi. Ne yazık ki, Woody ile 20 yıl önce bu festivale birlikte katılmıştık. Yazık oldu.