Hangi birini yazayım ki; Dil Şad Olacak Diye'yi mi, Ağla Gitar'ı mı, Akşamın Olduğu Yerde'yi mi, Bir Alev Bir Işık'ı mı, Bir Ateşim Yanarım'ı mı, yoksa Kader Kime Şikayet Edeyim Seni'yi mi ya da Mihrabım Diyerek'i mi, Sevmiyorum
Seni Artık'ı mı?..
O zaman, Sen Körfeze Geldiğin Zaman,
Rüya Gibi Uçan Yıllar, Unutamıyorum, Yağmur Duası, Yalan Yıllar, Bir Kere Bakanlar darılmaz mı?..
Ya hepsinin babası, yılların dostu Avni Anıl ne der?..
İzmir'in Üçkuyular semtinden otoyol çıkışına tırmanırken solunuzdaki Nar Apartmanı'nın ikinci kat balkonuna bakın. Eğer elinde sigara şarkı söyleyen kalın gözlüklü, ak sakallı, kısa boylu bir adam görürseniz o Avni Anıl'dır. Perdenin gerisinden kendisine içeri görmesini işaret eden kısa siyah saçlı kadın ise kendisinden 14 yaş küçük 38 yıllık vefakár ve cefakár eşi Mine'dir.
Avni hocayla İzmir Radyosu'nda kendisinin hazırlayıp sunduğu canlı programını izledikten sonra kayınpederinin armağanı olan Üçkuyular'daki mütevazi apartman dairesine gittik. Küçük salonda çay içip, su böreği yedikten sonra Çilehane adını verdiği çalışma odasında saatler boyu anılar meşk ettik. Buyrun, Üsküdar İhsaniye 23 Nisan 1928 tevellütlü bu hassas İstanbul beyefendisinin çilehane'sine.
Nevit Kodallı'yı affetmemDünyaca ünlü Klasik Batı Müziği kompozitörümüz Nevit Kodallı'nın Türk müziği hakkındaki bize anlattığı görüşleri Avni hocayı derinden etkilemiş.
- Ne münasebet Yener'ciğim, meyhanede Batı müziği de, Türk müziği de, halk müziği de çalınır. Meyhanede klasik Türk müziği de, klasik Batı müziği de çalınmaz. Itri'nin Nevakar'ı, Tamburi Ali Efendi'nin Hüseyni şarkısı meyhanede çalınmaz. ‘‘Yunus Emre Oratoryosu’’ için Yahya Kemal ‘‘Vatikan Mevlidi’’ demiş. Nevit Kodallı'ya büyük saygı duyuyorum ama, benim musikime taarruzunu hiçbir zaman affetmedim, affetmeyeceğim. Bunlar Batı müziği yapan Türk sanatçılar, Türk müziğinin nesini tanıtmışlar Batıya? Klasik Batı müziğini çok iyi çalan kemancı Suna Kan için ayağa kalkarım ama, aynı kişi, ‘‘Itri ve eserleri Ankara'ya girerse Devlet Sanatçılığı unvanımı iade ederim’’ dediğinde parlarım. Rahmetli Adnan Saygun, çok büyük bir Batı müziği kompozitörü, hocası, bir şey dediğimiz yok. Ama besteleri tanpere sistemle oluşturduğu klasik Batı müziği eserleridir, Türk müziğiyle ilgisi yok. Sözleri Yunus Emre'nin diye Türk müziği mi oluyor? Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi müziği asla klasik Batı müziği değildir, sanat ulusal olduğu zaman evrenseldir, bu hiç değişmez.
Atatürk, ‘‘Elinizi şakağınıza koyup bağırmayın, bir okul yapın, disipline edin’’ demiş. Canı gibi sevdiği, kendi okuduğu musikisini yok eder mi? Benim musikim teksesli ama, içinde o kadar çok ses var ki, nesini daha çok seslendireceksin? Disipline etmemişiz biz, okula sokmamışız, beraberliğimiz olmamış. Çok hırpaladılar Türk müziğini ama, yine de bir şey yapamadılar, yapamayacaklar. Eğer Küçük Mücennet beş komalı diyezi bilselerdi, oratoryoyu ‘‘mahur’’ ezgilerle daha da güzel yaparlardı.
Tatlıses iki Karadeniz, iki Ege türküsü okuyamazTürk Pop Müziği ve de İbrahim Tatlıses ne olacak?
- Türk pop müziği diye bir şey olmaz, sadece pop müziği olur. Pop bizim müziğimiz değil. Hafif Türk müziğini yapanlar bizleriz, mesela ‘‘Bir Alev Bir Işık’’ gibi. Arabesk yaptığını söyleyen biri, 5 bin şarkı yaptığını söylüyor, tapuya dilekçe yazar gibi, kendi bile bilmez iki tanesini. İbrahim Tatlıses'in sağlam, volümlü, tınılı harika bir sesi var, onu bir tarafa koyalım. Onun Türk halk müziğinin en büyüğü olduğunu söylüyorlar ama, İbrahim iki tane Karadeniz, Ege okuyamaz. O yetiştiği yerdeki halkın acılarını çığırır; harika da çığırıyor Allah için. Arkasında senfoni orkestrasının kemanları çalıyor, büyük bir ritim, büyük bir olay ve adam çıkıp ‘‘Ah Keşkem’’ diyor. Çok akıllı, çok zeki, çok paralı adam, bravo. Selahattin Pınar üç dört şarkısıyla şahane yaşamalıydı, içkili gazinoda tamburuyla şarkı söyleyerek para kazanmamalıydı. Mustafa Nafiz Irmak Darülaceze köşelerinde ölmemeliydi.
Güftesini bestelemek için para teklif eden şairlerAvni Anıl bu, ne yorgun kalbinine aldırır, ne de 25 numara gözlüklerine. Çat Bursa'dadır, çat Kıbrıs'ta, Ankara'da, Erzurum'da.
- Ben şair değilim, şarkı formunun sözlü eserler bestecisiyim o kadar, haddimi bilirim. Saddetin Kaynak, Fehmi Tokay, Lemi Atlı gibi ben de ritm saz dahil hiçbir saz çalmıyorum. Şu anda bestelerimin sayısı 140, ben tembelin tekiyim yahu. Her gün 10-15 tanesi okunduğu için çok zannediliyor. Ben oturup aklıma geleni hemen yazan adam değilim, üç beş aydan evvel temayı alamam. Güftesini bestelemem karşılığında bana daire vermeye kalkışan şairler oldu, yapmadım, yapmam da. Beni bir yerlere götürecek sözcüklerden oluşan şiiri yakalamalayım. Seçtiğim güftedeki sözcüklerle aylarca boğuşurum. Sözcük şikayetçi mi, benim ezgilerim de mutlaka şikayeti anlatacak. Sitemkár mı, sitemkár olacak o ezgi. Özlem içinde mi, gurbette mi, coşkulu mu, hüzünlü mü, ezgi de mutlaka öyle olacak. Beste yapmak beni çok yoruyor, bitiriyor. Şarkıyı bitirdiğim zaman ben yarı yarıya giderim. Beste yaparken yorgunumdur, çok daha fazla sinirliyimdir. İki kez ince bağırsaklarımdan polip aldılar, iki kez de katarakt ameliyatı oldum. Geçen haftaki muayenede kalp damarlarımın tıkalı olduğu ortaya çıktı.
Nevit Kodallı ne demişti
Dünyaca ünlü bestecilerimizden Nevit Kodallı, geçen yıl arkadaşımız Yener Süsoy'la bir röportaj yapmış ve düşünceleriyle büyük tartışma yaratmıştı. Nevit Kodallı, şunları söylemişti:
* Ben Türk müziğini iyi bilirim. Bunun için eski yazıyı öğrenip konservatuvar arşivlerindeki bütün eski Türk müziği notalarını kağıda döktüm.
* Bu nedenle alaturka piyasa müziğinin gramer yanlışıyla ‘‘Türk sanat müziği’’ diye takdim edilmesine karşıyım.
* Müzik zaten sanattır; sanat resmi, sanat müziği, sanat şiiri yoktur.
* Başına bir de ‘‘Türk’’ koymuşlar, Türklükle hiç ilgisi yok, Arapta da aynı şey var.
* Klasik Türk müziği de olamaz, çünkü klasik olmanın kurallarına uymuyor. Hocam Mesut Cemil, bu müziğe ‘‘tarihi Türk musikisi’’ derdi.
* Klasik Türk müziği diyerek Enderun müziğine sınıf atlatmaya çalışıyorlar.
* Klasik adı altında çalıp söyledikleri Çakıl'ın, Kristal'in meyhane edebiyatı.
YARIN: Üstadın yorumuyla ünlü sanatçılar