Güncelleme Tarihi:
Hamamda kadınlar kovaladı
ZÜLFÜ LİVANELİ
Zülfü Bey; bir yaz günü, Sabri Bey ve Şükriye Hanım’ın çocukları olarak Konya Ilgın’da dünyaya geliyor. “Babam ilk savcılık görevini Ilgın’da yaparken konağın bahçesinde sarışın bir kızı, annemi görüyor. Onunla evleniyor. Ben de Ilgın’da doğuyorum. Ama doğumumdan sonra babamın tayini dolayısıyla Fethiye’ye gidiyoruz. Bu yüzden Ilgın’ı yaz tatillerinde tanıdım” diyor. Ilgın yıllarını “Bir masal gibiydi” diyerek anlatıyor: “Konakta izbe dediğimiz bir yer vardı, kiler gibi. Çok güzel yemekler hazırlanırdı. O lezzetler romanlarıma da yansıdı...” Livaneli, hamamlarıyla meşhur Ilgın’da geçen bir anısını anlatıyor ve hepimizi güldürüyor. Artık pek de küçük olmadığı zamanlarda annesiyle gittiğinde hamam taslarıyla kovalıyorlar. Bir yandan “Babanı da getirseydin” diye bağırıyorlar.
Yaşamak için resmen direndi
MELTEM CUMBUL
Meltem Hanım’ı İzmirli bilirdim. Ancak bir yanının Konya’ya bir yanının da Ege’ye dayandığını söylüyor. Anne tarafı Selanik’ten İzmir’e göçmüş. Baba tarafının kökleriyse Konya’dan Akşehir’e uzanıyor. O duruşunu ve oturuşunu bile Konyalı olmasına bağlıyor. Annesinin bütün çocuklarını İzmir’de doğurup Meltem Hanım’ı neden Konya’da doğurduğunu soruyorum. “Ben dördüncü çocuğum. Annem artık İzmir’de doğum yapıp gelmekten yorulmuş olacak ki, ben Akşehir’de kordon boynuma dolanmış şekilde, evde ve ebeyle dünyaya gelmişim” diyor. Konya’da doğduğu evi yıllar sonra ziyaret edip onu hayata döndüren ebe Semiha’yla da tanışmış güzel ve başarılı oyuncu. Ve ondan şu cümleyi duymuş: “Hiçbir bebek senin kadar yaşamak istemedi...”
Mevlana gibi hoşgörü simgesi
IŞINSU KESTELLİ
Zülfü Bey gibi anne tarafından Konyalı Işınsu Hanım yıllardır tanıdığım, hoşgörülü, pozitif, inançlı, mücadeleci ve iyilik meleği diyebileceğim ender insanlardan. Annesinin onu Mevlânâ ve hoşgörünün diyarı Konya’nın hamuruyla yoğurduğuna inanıyorum. Annesi Işınsu’yu dünyaya getirmek için özellikle Konya’ya gelmiş. Yani Konyalı olması için epeyce çaba sarf etmiş: “Ben Konya’da doğup İzmir’de büyüyen biri olarak kendimi çok şanslı görüyorum. İki şehirden ve kültürlerinden çok etkilendiğimi düşünüyorum. Çünkü İzmir’de yaşarken de Konya’yla bağım hiç kopmadı. Dolayısıyla Konya kültürüyle İzmir’de, İzmirli gibi yaşadım. Her şeyden önce çok inançlı bir insanım. Yüce Mevlânâ’nın tabii ki hepimizde etkisi var” diyor.
ETLİ EKMEK TOPALAK VE ARABAŞI
Konu dönüp dolaşıp yemeklere geliyor. Konya’nın meşhur yemeklerini Işınsu’ya soruyorum. Bamya çorbasından, etli ekmekten ve annesinin hâlâ çok sık yaptığı topalaktan bahsediyor bize.
HANYA İLE KONYA
Konyalılarla buluşmadan önce daha önce hiç fark etmeden çok sık kullandığım “Hanya’yı, Konya’yı görürsün” deyiminin ne demek olduğunu öğrendim: Girit adasını 250 yıl egemenliği altında tutan Osmanlı için, Hanya’ya gönderilmek sürgün demekmiş. Osmanlı’nın yerleştirdiği ilk göçmenler Konyalı Bektaşiler olduğu için, iki yöre arasındaki süren bu uzun yolculuk deyimin kökeni.
BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN
Etli ekmek, saç böreği, Mevlana böreği, papara yemeği, tirit kebabı, batırık, etli topalak, fırın kebabı, düğün pilavından yemeden...
Arabaşı ve bamya çorbasından içmeden...
Dedeman Konya, Rixos Konya ve Hilton Garden Inn Konya’da kalmadan...
Mevlânâ şekerinden, Konya’nın köylerinde dokunan keçe halı ve kilimlerden almadan
Alaaddin Tepesi’nde çay içmeden, Mevlana Müzesi’ni ziyaret etmeden, Çatalhöyük, Sille ve Kilistra’yı görmeden, Şeb-i Arus törenlerine katılmadan...
KONYALI ÜNLÜLER
Ali Kırca
Kenan Doğulu
Mustafa Altıoklar
Selahattin Duman
Selda Alkor
Zuhal Yorgancıoğlu
Elif Dağdeviren
Livaneli’den bir şarkı söylemesini istedim. Prensiplerine uymadığını söyleyerek reddetti. “Biz de sizinle söylemek istiyoruz” diye ısrar edince, hep birlikte ‘Karlı Kayın Ormanı’na uzandık. Ayrılırken; “Aynur, prensiplerimi bozdurdun ya aferin sana!” dedi.
Bu sohbeti bugün saat 16.00’da, CNN Türk ekranlarında izleyebilirsiniz.