Metronun izinli müzisyenleri

Güncelleme Tarihi:

Metronun izinli müzisyenleri
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 20, 2005 00:00

Ä°stanbul metrosunu kullananları yerin metrelerce altında hoÅŸ müzikler karşılıyor. Metronun koridorları günün deÄŸiÅŸik saatlerinde akordeon, baÄŸlama, darbuka, buzuki, flüt sesleriyle doluyor. Bu iÅŸ sokak müzisyenlerinin marifeti. Bazıları Türk, bazıları da dünyayı gezen yabancı müzisyenler.Hepsinin ilginç hayat hikayeleri var. Metro onlara para vermiyor, aldıkları bahÅŸiÅŸler karşılığında bu iÅŸi yapıyorlar. Ama kazançları hiç de fena sayılmaz. Ä°yi bir günde 100 YTL bahÅŸiÅŸ çıkıyor. Fakat her çalgısını kapan metroda müzik yapamıyor. AÅŸağıda tezgah açmak metro idaresinin iznine tabi. BaÅŸvurular Ä°stanbul Ulaşım’ın halkla iliÅŸkiler birimine yapılıyor. Uygun görülenlere aylık izin belgeleri çıkarılıyor. Memnun kalınan müzisyenlerinki süresi bitince yenileniyor. Müzisyen seçimini yapan Ä°stanbul BüyükÅŸehir Halkla Ä°liÅŸkiler Sorumlusu Ä°rfan Baytan ‘Metro Ä°stanbul için bir prestij alanı. Bunu gözeterek eleme yapıyoruz’ diyor. Grup Caravan’ın CD’si çıktıEn saÄŸda flüt çalan Nevin Yıldırım (34). Ortadaki Alek Lisov (28) Ukraynalı ama buzuki çalıyor. Solda darbuka çalan ise Yuli Grosbom, (29) o da Macar. Grupları Caravan dünya folk müziÄŸi yapıyor. Bir de CD çıkarmışlar: ‘One More Tune Before The Road- Yola Çıkmadan Son Bir Name Daha’. Albümlerine buldukları bu isim tam da onlara göre, çünkü çat orada, çat burada yaşıyorlar. Yuli ile Alek BudapeÅŸte’de tanışmışlar. Ä°stanbul’a gezmeye gelmiÅŸler. Alek, Nevin’le burada tanışmış, evlenmiÅŸler. Sokak müziÄŸi onların hayat felsefesi. Bir buçuk yıldır metroda çalıyorlar. Onlara kalsa Ä°stanbul’da bu kadar kalınmaz ama Nevin, Türk vatandaşı olduÄŸu için onun vize sorunları ayak bağı oluyor. Varsın olsun, onlar da yazın Güney turuna çıkıyorlar, CD’lerini satıp, sokakta müzik yaparak geçiniyorlar. Ä°dolü KaracaoÄŸlanAli Osman Kırış (49) Julia’dan sonra Taksim istasyonuna geliyor. Yani mesai saat 16.00’da baÅŸlıyor. Zor bir hayatı olmuÅŸ, 49 yaşında ama 70 gösteriyor. Onun aleti baÄŸlama. Hiç ders almamış, kendi kendine öğrenmiÅŸ çalmayı. Vaktiyle sesi de çok güzelmiÅŸ ama askerdeyken guatr ameliyatı olmuÅŸ, bu ameliyattan sonra sesi gitmiÅŸ. O yüzden gece kulübünde, barda çalışamıyor. Temizlik yaparak evi geçindiren eÅŸi de geçen yıl felç olunca iÅŸ baÅŸa düşmüş: Bakılacak beÅŸ çocuk var. ‘Bir gün burada birinin böyle müzik yaptığını ve para topladığını gördüm’ diyor. Ben de yapayım diye kapmış baÄŸlamayı ama metro görevlileri dakikasında yanında bitmiÅŸ: ‘Sonra izin aldım, koyverdiler’. BaÄŸlaması elektro ama o klasiklere hayran. Ozanlardan en çok KaracaoÄŸlan’ı beÄŸeniyor. Çalmayı en sevdiÄŸi türkü ise ‘İşte Gidiyorum ÇeÅŸmi Siyahım’. Günde 50-60 YTL kazanıyor. Londra ve Singapur metrolarında çaldıRecep Ahu (39) Levent istasyonunda akordeon çalıyor. Her gün 09.00-16.00 burada. Asıl iÅŸi kaptanlık. 30 yıl dünyayı dolaÅŸmış, 80 ülke görmüş: ‘İngiltere’de, Singapur’da metroda akordeon çaldım. Venedik’teki San Marco meydanında bile’. Babasının eski akordeonunu çalarak baÅŸlamış müziÄŸe. Ona göre metronun akustiÄŸi mükemmel. Nostaljik ÅŸarkılar çalıyor. Günde en az 50, en çok 100 YTL kazanıyor. Aslında akÅŸam çalmak daha kárlıymış ama ona yetiyor. Çünkü on aylık bir bebeÄŸi var ve erkenden evine gitmek istiyor. Üç çocuÄŸu Rusya’da, biri yanındaJulia Klauser (35) metronun Taksim istasyonunda sabah 09.00’dan akÅŸamüstü 16.00’ya kadar Ä°rlanda flütü çalıyor. Buraya eÅŸiyle Rusya-St Petersburg’dan gelmiÅŸ. EÅŸi de müzisyen. Dört çocuÄŸu var, biri yanında, üçü Rusya’da babaanneyle birlikte. Türkiye’ye geleli iki ay olmuÅŸ, bir hafta sonra vizesi bitiyor, o zaman gidecek. Zaten gezmeyi çok sevdiÄŸini söylüyor. Kocasıyla bütün Avrupa’yı bu ÅŸekilde dolaÅŸmışlar. Kendi besteleri de var ama çoÄŸunlukla Ä°rlanda halk müziÄŸi çalıyor. Çalarken kendini kaptırıyor etrafına bakmıyor bile. Günde 100 YTL bahÅŸiÅŸ topladığını söylüyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!