Güncelleme Tarihi:
Metin Hara, 14 Temmuz’da Hürriyet’te yayınlanan Ayşe Arman ile röportajında Adriana Lima ile öpüşürken görüntülenmesiyle ilgili olarak şöyle demişti: “Bu sefer purolu, yatlı, fabrikalı adamlar kazanmadı, 30 TL’ye alınan bir müzik kutusu, bir kâğıda yazılan şiir kazandı! Gençler bunu bilsin. Artık sadece parayla olmuyor bu işler. Sadece dünyayı, havayı, insanları, çalışanları sömürenler kazanmıyor. Gönlü geniş, sıfatların ötesinde güzel bir kadın bile, bir tane şiire, bir müzik kutusuna, gayet rahat vurulabiliyor! Sana âşık oluyor! Gençler bunu örnek alsın, çekemeyenler de sodalarını içsinler!”
hürriyet.com.tr’nin Türkiye’nin en büyük online alışveriş sitesi Hepsiburada’dan aldığı bilgiye göre, son bir ayda müzik kutusu arama ve ciro hacimleri iki katına çıktı. Ulaştığımız bir Hepsiburada yetkilisi, “Metin Hara röportajının yayınlandığı günden bu yana sitede yapılan müzik kutusu aramaları ve satışları yüzde 119 arttı” dedi.
Röportajda geçen 30 TL civarında bir ücret karşılığında çok sayıda farklı model müzik kutusu bulunabiliyor. Buna karşın müzik kutularının tarihine bakıldığında, birçok insanın satın almak bir yana yanına bile yaklaşamayacağı eserler de görülüyor.
Mekanizmasının ilk örnekleri 15. yüzyıla kadar götürülebilecek müzik kutuları, bildiğimiz şekliyle 19. yüzyılında ortasında Avrupa’da ortaya çıktı. Saat yapımıyla meşhur İsviçre’nin Sainte-Croix köyünde ilk müzik kutusu Charles Reuge tarafından 1865’te üretildi. Reuge, saatlere müziği entegre edebilmek amacıyla bu buluşu yapmıştı. Ardından saat mekanizmasına üzerinde delikler ve çıkıntılar olan bir silindir ile minyatür bir tarak da ekleyerek bugünküne benzeyen ilk müzik kutusunu satmaya başladı.
1870’de Alman mucitler İsviçre tipi müzik kutusundaki silindiri diske çevirdi. Böylece diski değiştirerek bir müzik kutusuyla birden fazla şarkı çalabilmek mümkün hala geldi. Thomas Edison’un 1877’de icat ettiği gramofon, insanlığın eğlence anlayışını ve müzik endüstrisini bambaşka bir boyuta taşıyacaktı.
Japon Sankyo (Seiki) firması İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra müzik kutularını daha da minyatürleştirip seri halde üretmeye başladı. Müzik kutuları böylece popüler bir hediyelik eşya haline gelmeye başladı.
Antika niteliğindeki müzik kutularından birer sanat eseri niteliğinde olanlar bugün bile yüksek fiyatlara alıcı buluyor. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en pahalı müzik kutusu, 1901’de bir İran prensi için İsviçre'de üretilmişti. Bu müzik kutusu, 1985’te Londra’da yapılan müzayede de 20 bin 900 sterline (97 bin TL) alıcı buldu.