Metabolizmayı anlayın hızlandırmaya çalışın

Güncelleme Tarihi:

Metabolizmayı anlayın hızlandırmaya çalışın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 2005 00:09

Kilo sorunlarımızdan metabolizmamızı sorumlu tutmak çok hoşumuza gidiyor. Ancak metabolizma hakkındaki bilgimiz bazen yetersiz kalıyor. Metabolizma çoğumuz için özelliklerini bilmediğimiz bir bahane unsuru. Metabolizma ile ilgili gerçekleri öğrenmek istemez misiniz?

Elbette amacımız burada biyoloji dersi vermek değil. Sadece size şu kadarını belirtmek istiyoruz: Metabolizma, aldığımız besinlerin kalorilerini yakmamızı sağlayan bir sistemdir. Eğer metabolizmanız ağır çalışıyorsa, yediklerinizin enerjiye dönüşüp yakılması ihtimali azalır. Bir süre sonra yedikleriniz, fazla kilolar olarak size geri döner.

Gerektiği kadar vücut egzersizi yapmamak metabolizmayı yavaşlatır. Ayrıca yaşlılarda da metabolizmanın eski hızını kaybetmesi doğal karşılanmalı.

Aldığınız besinlerin miktarı, bu besinlerin türü, her gün yaktığınız kalorinin miktarı, aldığınız enerji ile harcadığınız enerji arasında bir denge kurulmasını sağlar. Daha az ve daha sık beslenmek, vücut egzersizlerini hiç ihmal etmemek, metabolizmanın hızlanmasında etkili olur. Egzersizin kas yapmaya da imkan verdiğini ve bu kaslar sayesinde daha çok kalori yakabildiğinizi de unutmayın.

Aldığınız kalsiyum ne kadar fazla olursa, vücudunuzun yağları yakması ve metabolizmayı hızlandırması da o kadar kolay olur. Kalsiyum içeren yiyecekleri sofranızdan hiç eksik etmeyin. Gerekirse, eksiğinizi kalsiyum haplarıyla giderin. Fazla kilolarınızı metabolizma bahanesinin arkasına gizlemeyin, onu hızlandırmaya çalışın.

Nezlenin mevsimi yoktur

Kış aylarında nezleye yakalanmamak için ne yapacağımızı şaşırırız. Ama yaz kapıya dayanınca kalkanları indirir, nezleye karşı önlem almamıza gerek kalmadığını düşünürüz. Öyle ya, artık dışarda hava ısınmıştır.

Soğuktan hastalanma derdini unutmanın zamanıdır. Oysa nezlenin, soğukalgınlığının mevsimi olmaz. Dikkat edilmezse, yaz ortasında da nezle gelir sizi bulur. Yılın dört mevsimi nezleden korunmak için şu basit kuralları uygulayın:

Ellerinizi sık sık sabunla yıkayın.

Tırnak arasına giren mikroplar için sık sık tırnaklarınızı fırça ile temizleyin.

Sigara içmeyi bırakın ya da hiç değilse, içtiğiniz sigaranın sayısını azaltın. Sigara alışkanlığı, bağışıklık sisteminin çalışmasını yavaşlatır ve burun içindeki nezle virüslerine karşı sizi koruyan kıllara zarar verir.

Evinizin havasını temiz tutmaya özen gösterin. Evdeki havanın fazla kuru olmamasına dikkat edin.

Kumaş mendil kullanmayın. Burnunuzu bir kez temizledikten sonra kağıt mendili hemen çöpe atın. Bir kez kullanılan kağıt mendilde tam 20 bin virüsün toplandığını hatırlatalım. Evde herkes ayrı bir havlu kullansın.

Kalıp sabun yerine sıvı sabun kullanmayı tercih edin.

Kalbinizin gerçek dostları

Kalbinizi korumak için tehlike çanlarının çalmasını beklemeyin. Yıllar yılı kalbinizin sağlığını ihmal ettikten sonra nihayet bir doktora göründüğünüz zaman tedbirsizliğinizin cezası çok ağır olabilir.

Siz en iyisi, kalbin gerçek dostları olarak bilinen besinleri sofranızdan eksik etmeyin.

1. Yağı alınmış yoğurt: Magnezyum, potasyum ve kalsiyum bakımından çok zengin olan yağsız yoğurt, kalbin en büyük düşmanı sayılan yüksek kan basıncı tehlikesini en aza indirir.

2. Kırmızı taneli meyveler: Kiraz, vişne ve böğürtlen gibi meyveler damarlardaki hasarı azaltan bir madde içerir. Ayrıca siyah üzüm ve siyah erik de kalp için çok yararlıdır.

3. Ceviz: Salatalarınıza bir miktar havanda dövülmüş ceviz serpin. Veya öğün aralarında bir avuç ceviz atın ağzınıza. Ceviz, kandaki zararlı kolesterolün oranını azaltır. Ayrıca B vitamini deposudur.

4. Tane fasulyeler: Tane fasulye türlerinin hepsinin içerdiği maddeler kalp krizi riskini yüzde 60 oranında azaltır.

Sihirli dokunuş

Minik bebeğinizin rahatlaması, daha iyi uyuması ve hatta daha hızlı büyümesini sağlamak için parmak uçlarınızdaki gizli güçten yararlanın.

Bebeğinizi her kucağınıza alışınızda onu sevgiyle okşamaktan elbette zevk alırsınız. Bebek de, kendini güvende hissettiği için bu uygulamalardan memnun kalır. Ancak, gelişigüzel okşamak yerine, bebeğe masaj yapmak çok daha etkili ve yararlı olur.

Bebeğin çıplak vücuduna parmak uçlarınızla masaj yaparsanız onun kan dolaşımı hızlanır, solunum ve sindirim sistemi düzene girer.

Son yıllarda geliştirilen özel bebek masajları, bebeği de masajı yapan kişiyi de rahatlatıyor.

Evden dışarı çıkamıyorum

Bazı kadınlar için evleri, dünyanın en güzel, en rahat ve en huzurlu ortamıdır. Ama bir de sokağa çıkmak istedikleri halde evden dışarı adım atmaya korkanlar var.

Böyleleri, evin dışında, onları büyük tehlikelerin beklediğine inanırlar. Sokağa çıkma isteğiyle, korku birbiriyle çatışır. Ama sonunda kazanan dışarı çıkma korkusu olur.

Agorafobi diye adlandırılan bu sorun, dışarı çıkmanın yanı sıra kalabalık ortamlarda bulunmaktan korkmayı da kapsar.

Bu sorundan kurtulmanın tek yolu, endişeyi kontrol altında tutabilmektir.

Tabii bunu söylemesi kolay da uygulaması pek öyle değil. Önceleri derin soluk alma egzersizlerini uygulamalısınız. Daha sonra kas gevşetme egzersizlerine sıra gelecek. Ayrıca yoganın da yararlı olduğunu belirtelim. Eğer bu uygulamalardan sonuç alamazsanız, bir terapiste başvurun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!