Güncelleme Tarihi:
Broadway’de açıldığı günden beri kapalı gişe oynamasının ve bütün dünyada 14 milyon insanın ‘gözlerini üzerlerinden alamamasının’ nedeni ne olabilir ki? Cevap, belki de söyledikleri şarkının bir başka mısraında saklıdır: “Too Good to Be True / Gerçek olamayacak kadar güzel”...
Çünkü yönetmen Anton Luitingh’a göre orta halli bu dört gencin 50 yıllık öyküsünü bugün insanlar için hâlâ bu kadar ilginç kılan aslında bir ‘fakirlikten zenginliğe geçiş’ düşü olması. “Jersey Boys, dört mavi yakalı gencin şehrin arka sokaklarından zirveye yükselişini ve tüm zamanların en parlak pop yıldızları arasına yükselmelerini anlatıyor. Bu da, tüm dünyada izleyicinin kalbine dokunan bir hikâye. Evrensel bir duygudan bahsediyoruz, aslında. Herkesin kendini bulabileceği yanları var.”
Yapımcı Hazel Feldman da izleyicinin oyuncularla bu kadar kuvvetli bir duygusal bağ kurmasını aynı dürtüye bağlıyor: Varoştan doğan Frankie Valli ve Four Seasons grubunun sosyal merdivenleri üçer beşer tırmanışı...
Üstelik bu son derece hassas bir durum, fazla da dramatize etmemek lazım çünkü üzerinden yarım asır geçmesine rağmen hikâyenin gerçek kahramanları hâlâ hayatta. Hatta Frankie Valli ve Bob Gaudio bu müzikalin yaratım sürecinde projeyle yakından ilgilendiler.
NE ANLAYACAĞIZ?
Albümü Grammy’li, kendisi 54 en iyi müzikal ödüllü Jersey Boys Müzikali, 19 performans sanatçısı, 10 müzisyen ve 28 kişilik teknik ekibiyle 13-24 Kasım’da İstanbul Zorlu Center’a geliyor. Teknik imkânlar yeterli olduğundan şovun Broadway’de sergilenen halinden hiçbir farkı olmayacak.
Hiçbir farkı olmayacak da peki biz Türkler İngilizce bir müzikali ne kadar takip edip sevebileceğiz? Yapımcı Hazel Feldman’a sorarsanız müzikal çok hızlı akan ve seyircinin hikâyeyi iyi anlayabileceği bir enerjiye sahip: “Türkçe altyazımız olacak ama zaten müzikler, dil ve kültürü aşan bir etki yaratıyor.”
Yapımcı, “Malım kötü” demez tabii. Ama ya bu söyledikleri bir pazarlama tuzağıysa? Gerçekten emin miyiz müzikler tarafından sarılıp sarmalanacağımıza? Yüreklere Frankie Valli’yi canlandıran Grant Almirall su serpiyor: “Mesela benim babam The Four Seasons hayranıydı ama ben kim olduklarını bile bilmezdim. Sonradan fark ettim ki aslında birçok şarkılarını biliyormuşum.”
Bakalım siz de hatırlayabilecek misiniz: Can’t Take My Eyes Off You, Beggin, Sherry, Big Girls Don’t Cry, Rag Doll, Oh What a Night... Zaten hatırlamasanız da yakında kulaklarınıza kazınacak. Jersey Boys Clint Eastwood tarafından beyazperdeye de aktarılıyor. Yapımcı akıllı, ondan da umutlu: “Sinema daha geniş bir kitleye ulaşıyor. Dünya çapında hayran kitlemizi genişleteceğine inanıyorum ve merakla bekliyorum.”
YAŞ VAR MI YAŞ?
Biletler 59 TL’den başlayıp 252 TL’ye kadar çıkıyor. Bu paraya neredeyse 20 Türk filmi izleyip bütün sene doya doya ağlanır Türkiye’de. Peki Jersey Boys’a gidersek ağlama garanti mi? Şovun duygusal olarak tavan yaptığı anlar hangileri diye soruyorum. Frankie Valli’yi canlandıran Grant Almirall’e göre o an, ‘Can’t Take My Eyes Off You’nun söylendiği an. Çünkü o sahnede Frankie Valli hayatta tek başına ayakta durabileceğini anlıyor. Tommy de Vito’yu oynayan Daniel Buys da onunla hemfikir, seyircinin sahneyle en bütünleştiği an ‘Can’t Take My Eyes Off You’. Ama kendisi kişisel olarak The Four Seasons grubunun tekrar bir araya geldiği sahneden etkileniyor: ‘Who Loves You’ şarkısı. Bob Gaudio rolündeki Kenneth Meyer bambaşka bir telden çalıyor: “Grup seçmelere girer. Şarkı söylemeye başlar ve birer birer diğerleri de ona katılır. Bu an, şovda da ilk kez hepsini bir arada duyduğunuz andır. Tüyleriniz diken diken oluyor. O noktada ve söylediğimiz şarkı Cry For Me...”
Çevirmeye hacet var mı?
Ağla Benim İçin...
Kim, ne dedi?
-Chicago Tribune: Broadway’in gördüğü en heyecan verici müzikal
-The New York Times: Kalabalıklar onlarla coştu
-Time Magazine: Yüzyıllar boyu sürecek!