Güncelleme Tarihi:
MERHAMET DİZİSİNDEN FOTOĞRAFLAR
ÖZGÜ NAMAL (NARİN): NARİN’DE BUGÜNE KADAR TANIDIĞIM BÜTÜN KADINLAR VAR
Proje size geldiğinde romanı daha önce okumuş muydunuz?
- Hayır okumamıştım. Telefon geldi “okur musun” diye, ondan sonra okudum.
Öncelikle hangi karakterin öyküsü sizi etkiledi?
- Tabii ki Narin ve Fırat.. Yaşamın iki ayrı insan için nasıl da farklı aktığına, nasıl farklı algılandığına ve yaşandığına şahit olmak, ortak paydada buluşacakken sadece kadın ve erkek olmanın kaderi yaratırken bu kadar baskın olmasına şaşmamak, etkilenmemek elde değil...
Narin rolüne nasıl hazırlandınız?
- Özel olarak bir şey yapmadım. Narin karakterinde bugüne kadar tanıdığım bütün kadınlar var. Gözlemlediğim, arkadaş olduğum bütün kadınlar... Narin de herkes gibi, hepimiz gibi bir kadın... Acıları, anıları, mutlulukları, travması, yaşanmışlığı ve derinliği olan bir karakter... Hande yazarken, Mahinur Ergun da uyarlarken hep bu gücü ve yaşanmışlığı göz önünde tutmuş. Etkileyiciliği gerçekliğinden geliyor. Eğer okuduğunuz roman ya da hikaye gerçekse, mutlaka sizden bir şey barındırıyodur.
Peki onun sizi en çok etkileyen yanı neydi?
- Gücü... Bütün yaşadıklarına, olanlara rağmen hayata tutunuşu, pes etmemesi... Kendini sevgisizlikten, yoksunluktan kurtarması, kendine sahip çıkması... Bir de büyürken öğrenmediği bir sürü durumu ve ilişkiyi yaşarken öğreniyor Narin... Dostluğu Deniz’den, istikrarı patronundan, yaşamı okuldan...
Narin’in iki dönemini de canlandırıyorsunuz. Bu değişimde en çok dikkatinizi çeken ayrıntılar nelerdi?
- Her genç kızın büyürken geçtiği süreçlerden geçiyor Narin... Sadece eksikliklerle büyüyor... Sevgi gibi, güven gibi, sahiplenme gibi duyguların eksikliğiyle. Dolayısıyla yarım büyüyor. Donanımlı, eğitimli bir kadın oluyor ama eksik bir kadın. Kendine güvenen, dost, vefalı, bilgili bir kadınken sadece aşk dağıtıyor onu. İçindeki çocuğa dokunuyor. Yaralı çocuğa... Aşkın sahiplenmesine, güvenine ihtiyaç duyuyor...
Narin’le benzeyen yanlarınız nelerdir?
- Ben de kadınım. Her kadın gibi, her insan gibi yaralarım, zaaflarım, yoksunluklarım vardır. İnsan olmanın, yaşamanın en güzel tarafı da bu... Zaaflar ve mükemmel olmama hali... İnsan olmanın zarafeti, asaleti, kaybetmenin büyüsü... Her insan kadar benzeriz, her insan kadar farklıyız.
İBRAHİM ÇELİKKOL (FIRAT): FIRAT BU AŞKI NE KADAR BASTIRABİLİR Kİ!
Bize biraz canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz?
- Dizide Fırat ı canlandırıyorum. Fırat, özgüveni yüksek, iş hayatında başarılı, çevresinden değer gören, ailesine önem veren bir adam.
Fırat’ın hikayesinde kendinize en yakın bulduğunuz şey neydi?
- Fırat, duygusal bir adam. Bir replik var dizinin içinde geçen; “Hatırladın mı?” sorusuna “Seni nasıl unuturum? Kimse bana senin kadar güzel bakmadı” diye cevap veriyor. Bu sözü etkiledi beni en çok. Ben de genelde geçmişin izlerini kolay unutan biri değilimdir. Bu aşk da olabilir, başka bir şey de... Ayrıca etrafındakileri koruyan, kollayan, lider bir tavrı var hayata karşı. Bu tarafı da benziyor bana.
Kitabı daha önce okumuş muydunuz?
- Hayır, projeden önce kitabı okumamıştım. Projeyi değerlendirme sürecinde okuma fırsatım oldu.
Okudurken en çok hangi karakterin öyküsü sizi etkiledi?
- Her karakterin ayrı bir hikayesi, hepsinin derinliğinde ayrı noktalar var okurları hayatlarının bir yerlerinden yakalayan. Ama tabii bütününde Narin etkiledi beni.
Fırat-Narin aşkı için ne diyeceksiniz?
- Yarım kalmış bir aşk bu. Fırat geçmişiyle yüzleştiği ilk andan itibaren de o yarım kalan hikaye tekrar canlanıyor. Tutkuyla aşık, ama çevresine belli edemiyor ilk etapta. Bastırıyor, susturuyor, ama ne kadar dayanabilir ki?
MUSTAFA ÜSTÜNDAĞ (SERMET): SERMET KARAKTERİ AĞZIMI SULANDIRDI
Proje size geldiğinde kitabı okumuş muydunuz? ve öncelikle hangi karakter sizi etkiledi?
- Kitapla, senaryoyu okuduktan sonra tanıştım. Sadece şu karakter etkiledi diye bir nokta atışı yapamam. Tüm karakterler yaşıyor, dokunduğunuz her karakter bir hikaye anlatıyor.
Sermet sizce nasıl biri? Sermet’i nasıl yorumluyorsunuz?
- Sermet kitapta olmayan bir karakter, daha doğrusu Babür’ün dönüşmüş hâli... Sermet için Mahinur Hanım’a teşekkür etmemiz lazım. Okuduğumda ağzım sulandı (gülüyor). Sermet gözü kara, aşık, delifişek bir adam..
Sermet’le kesiştiğini düşündüğünüz özellikleriniz neler?
- Evet, Sermet’le benzer taraflarımız var, mesela aynı bedeni kullanıyoruz. Şaka değil; aynı gözleri kullanıyoruz, ama benim gibi bakmıyor. Hayatı çözme, anlama ve yaşama yöntemlerimiz Sermet’le aynı değil ama duygularımız ortak; güçlü bir hikayemiz, sağlam bir senaryomuz, sıkı bir ekibimiz var.
YASEMİN ALLEN (IRMAK): GERÇEK HAYATTA TANIŞSAM IRMAK’TAN HOŞLANMAZDIM
Proje size geldiğinde kitabı daha önce okumuş muydunuz?
- Yok, okumamıştım. Irmak’ı oynayacağım kesinleşince okudum. Çok güzel bir hikaye.
En çok hangi karakter sizi etkiledi peki?
- Narin, çok tatlı bir karakter. Hatalarıyla, insaniyetiyle çok samimi. Ama tek bir karakterden ziyade Deniz’le Narin’in ilişkisi beni çok etkiledi. Birbirini o şekilde tamamlayan iki arkadaşın yaşadıklarını okumak bende önemli bir noktaya dokunuyor. Arkadaşlık bazıları için çok basit bir kavram haline gelmişken, o iki kızın yaşadığı samimiyet gerçekten hoşuma gitti.
Bizleri nasıl bir Irmak bekliyor? Hikayede Irmak neler yaşayacak?
- Tabii ki kitaptan televizyona uyarlanmış projelerde olduğu gibi Irmak’ın yaşadıkları kitaptakiyle birebir aynı olmayacak. O yüzden ben de çok bilmiyorum. Kalbi kırılacak, hırslar yaşayacak, belli... Sevdiği adamı elinde tutabilmek için türlü şeyler deneyecek muhtemelen. Irmak, önemsediği durumların (iş, kişisel ilişkiler) kendi kontrolünün dışında gelişmesine dayanamayan bir kız. Histerik biraz; soğuk ve kontrollü durmaya çalışıyor ama aslında o kalıbın altında ablasının kardeşi yatıyor. Kadınsı, yüksek enerjili, sivri, duygularına ve hırslarına yenilen bir kız.
Irmak rolü sizin için ne anlam ifade ediyor?
- Irmak benim için çok önemli bir rol. İlk defa gerçek hayatta tanışsam büyük ihtimal hoşlanmayacağım bir kızı oynuyorum. Şimdiye kadar oynadığım karakterlerden kendi karakterime en uzak olanı diyebilirim. Dış görüntümden dolayı bana daha çok masum, romantik roller için teklifler gelirdi. Irmak’ı oynamak insanlardaki bu önyargıyı kırmak için iyi bir fırsat bence.
Irmak’la benzeyen yönleriniz var mı?
- Küçük noktalar vardır illa ki ama fazla değil. İkimiz de dışardan soğukkanlı görünmemize rağmen duyguları ve tepkileri yüksek insanlarız, öyle diyebilirim. Sahip olduğumuz ve ait hissettiğimiz şeyleri koruma içgüdülerimiz de benziyor, ama farklı şekilde yansıtıyoruz. Irmak başına gelen talihsiz olayların ve insanların ondan beklentilerinin kendisini olumsuz bir şekilde etkilemesine izin vermiş. Benim de muallağa düştüğüm dönemler, anlar olsa da hep iyi niyetimi korumaya çalışırım.
BURÇİN TERZİOĞLU (DENİZ): DENİZ BİRAZ KADIN, BİRAZ ÇOCUK
Proje size geldiğinde kitabı daha önce okumuş muydunuz?
- Romanı teklif geldikten sonra okudum. Birkaç saat içinde bitirmiştim. Her karakterin içsel bir yolculuğu ve hepsinin Türkiye’de bir karşılığı var.
Öncelikle hangi karakterin öyküsü sizi etkiledi?
- Ben Kara Hatice’nin içinde yaşadığı kaostan çok etkilendim.
Deniz karakterinden biraz bahseder misiniz?
- Deniz duygularını hiç frenlemeden yaşayan, gösterişli yaşantısına rağmen samimi ve doğal tarafını korumuş biri. Enerjik, eğlenceli ve anaç bir yapıya sahip. Biraz kadın, biraz çocuk ama her zaman iyi bir dost.
Deniz’i oynama konusunda sizi en çok heyecanlandıran şey nedir?
- Deniz’in duygu geçişleri, önceden kestirilemeyen davranışları ve mutlu gibi görünen hayatının yanında içinde yaşadığı yalnızlık benim için cezbediciydi.
Bundan önceki rollerinizle karşılaştırınca Deniz nasıl bir yerde duruyor?
- Bir romanın kahramanlarından birini ete kemiğe büründürmek heyecan verici bir durum benim için...