Menopozdan korkma, tanı!

Güncelleme Tarihi:

Menopozdan korkma, tanı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 1998 00:00

Haberin Devamı

Ortayaş kadınının ‘‘öcü’’sü güç kaybediyor. Video Kolposkopi ile takip son silahlardan biri Menopoza girmiş kadın denilince, ‘‘sıcaklar basan’’, alıngan, birdenbire terleme nöbeti tutan, unutkan, uykusuz, gergin bir kadın tipi akla geliyor. Yüzde 75'inde bu böyle. Kalanı ise hafif geçiriyor. Bu üç beş yıl devam ediyor, sonra bitiyor. Herkes menopozu bu sanıyor. Ama öyle değil'' şeklinde ifade ediyor Ulusal Menopoz Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Ertüngealp: ‘‘Menopoz kadının fizyolojik olarak değişim gösterdiği bir dönem. Hayatının büyük bölümünü östrojenle geçiren kadın ömrünün kalanını östrojensiz geçiriyor. Terim olarak yüzyılımıza 1900'lü yılların başlarında girmiş. Menopozla birlikte deride meydana gelen bozukluklar çok önemli. Cilt inceliyor, kırışmalar artıyor. Östrojensizlikten kadının hücreleri kuruyor, vajen dahi inceliyor. Ve bu yüzden cinsel yaşam bozuluyor. Üriner sisteme çok etkisi var. İdrar torbasında istem dışı gelişen altına kaçırma meydana geliyor.’’

Bütün bunlar kadına psikolojik olarak ihtiyarlamış hissini verdiği için menopoz, kadın için yalnızca fizyolojik bir değişim dönemi değil. Sonrasında daha ağır bir tablo var. Erkekleri tehdit eden kalp krizi, menopoz dönemi sonrasında da oklarını kadına çeviriyor. Prof. Ertüngealp kalp hastalıklarından sonra gelen bir sonraki problemi kemik erimesi olarak görüyor: ‘‘Osteoropoz halk tarafından kemik erimesi olarak biliniyor. Doğrusu, kemiğin mineral dokusunun azalması. Kemiğin görünüşü normal ama içinin mukavemeti azalıyor bu yüzden kemik kırılıyor.’’

Araştırmalar kalça kemiği kırığından kadınların hayatını kaybeden kadınların sayısının çokluğuna işaret ediyor. Prof. Ertüngealp menopozun bir halk sağlığı problemi olduğu görüşünde: ‘‘Kırığın tedavi masrafları çok yüksek. Bir iki milyarı buluyor. Tedavisi uzun, hasta uzun süre yatağa bağımlı kalıyor. Protez konuyor, bel kemiği kırığı ise felce yol açabiliyor. Beyin damarlarına da hasarı var.’’

ÖSTROJEN TEDAVİSİ

Kadında östrojen eksikliği, beraberinde hastalıklar getirdiğinden tedavi şart. Dünyada kadınlar arasında akciğer kanserinden sonra en çok ölüm nedeni meme kanseri. ‘‘Bu yüzden 20 yaşından sonra smear testiyle birlikte meme taraması yapılmalı’’ diyor uzmanlar. Menopoz öncesi ve sonrası yılda bir mamografi, vajinal ultrasonografi gerekiyor.

Vajina kanseri de menopoz sonrasında çok görülen hastalıklar arasında. Rahimiçi kanseri de keza öyle. Prof. Ertüngealp, kolestrol ve lipid seviyesinin ölçülmesine de değiniyor: ‘‘Yemeğe dikkat edilmeli. Kolestrol yükseltici yiyeceklerden kaçınılmalı. Güneş ışığından yararlanılmalı. Ve mutlaka kalsiyum alınmalı. Diyet sütlerle protein alınması lazım. Her yaşta pasif jimnastik hareketlerini yapmak gerekiyor ama orta yaştan sonra hergün egzersiz yapılmasında fayda var.’’

Menopoz döneminde koruyucu hekimlere büyük iş düşüyor. Menopozu rahat ve hafif atlatmak için kadına menopoz öncesi dönemden başlayıp menopoz sonrasında devam ederek östrojen tedavisi yapılması gerekiyor. Takviye, ağızdan hapla ya da ciltten yapıştırma flaster şeklinde veriliyor: ‘‘Rahmi olan kadınlar östrojenle birlikte progesteron almalı. Yalnızca östrojen alınırsa rahim kanserini başlatan faktör ortaya çıkar. Kadının rahmi yoksa progestron gerekli değil. Ağır karaciğer hastası, böbrek yetmeliği olanlara hormon vermiyoruz. Onlara da hormon verilmeden yapılan tedavi uygulanıyor’’ diyor, Prof. Ertüngealp.

Edebiyatçının menopozu romanda

‘‘Menopoza girmiş olduğumu hiç düşünmüyorum nedense. Hastaneden çıkacağım gün bir ampul depo östrojen yapıyorlar kalçamdan. Hemşire menopoz yüzünden bunun gerekli olduğunu ve yaptığını, dozun bana bir ay yeteceğini söylüyor. Menopoza girmiş olduğum için huzurlu muyum, yoksa kaderime razı mı oluyorum, bilmiyorum.’’ Yazar İnci Aral, ‘‘İçimden Kuşlar Göçüyor’’ adlı kitabının bir yerinde böyle açıklıyor girdiği menopoz dönemini. Kitabında yalnızca menopoz sürecini değil, yaşadıklarını da hiçbir şeyin arkasına sığınmadan irdeliyor.

Menopozu ağır geçirmenizde döneme erken girmekten öte cerrahi menopoz geçirmeniz daha önemli, öyle değil mi?

-Evet. Fizyolojik ve psikolojik olarak ani girdim. Cerrahi menopoz geçirdim çünkü. Kendiliğinden yavaş bir şekilde geçirebilirdim, böyle olmadı. Organlarım alınarak birdenbire çok şiddetli bir biçimde girdim menopoza. Erken girmekten öte hazırlıksızdım.

Kitaptaki kadın niye hep hüzünlü?

- Menopoz kolay birşey değil. Hafife de almayalım. Fizyolojik ve psikolojik değişiklikler getiriyor. Yaşadığım herşeyi net olarak anlatmaya çalıştım. Aynen böyle yaşadım. Bu benim deneyimim. Ben hüzünlü yaşadım.

Kitapta ‘‘henüz genç olduğumu düşünürken, orta yaşlı, menopozlu kadınlar safına geçiveriyorum’’ diyorsunuz. Sonra bir dinginlik, yaşlanmayı kanıksama kaplıyor kitabın sayfalarını, neden?

- Evet. Yaşlanmanın bir huzur dönemi olduğunu yazdım. Bunu kabul etmek bu noktaya gelmek biraz zaman alıyor, insan hırpalanıyor. Ama bu bir süreç. Geçiyor sonra. Daha huzurlu, daha dengeli ve daha mutluyum çünkü. Yeniden 18-28-38 yaşında olmak istemiyorum. Bu yaştan hoşnutum. Çok daha duruldum. çok daha iyimser bakıyorum. Hayatı seviyorum.

Menopozla birlikte cinsel hayata da küsüyorsunuz?

- Ben hadım edildim. Yumurtalıklarım, rahmim alındı. Ameliyattan sonra da başıma gelecekler konusunda uyarılmadım. Kendi kendime başıma gelecekleri yaşayarak, yine kendi kendime anlam bulmaya çalıştım. Ve bu yüzden menopoz tedavisine başlamadan önce de cinselliğe olan bütün isteğimi yitirmiştim.

Cinselliği her kadın böyle yaşamıyor umarım.

- Kadınlar çok değişik belirtiler gösteriyor. Kimi aşırı ilgi gösteriyor. Kimi uzak kalmayı yeğliyor. Bireysel farklılık ve kendi duygusal dünyaları ile ilgili birşey bu konuda. Hep söylüyorum bu benim deneyimim. Birçok kadının deneyimi benimki ile örtüşebilir, örtüşmeyebilir.

Neden tek başına bir menopoz kitabı değil?

- Bu tek başına bir menopoz kitabı olamaz. Kitapta hayatın dönüm noktası sayılacak ölümcül bir hastalıkla menopozu bir arada yaşayarak kendimi ve kendi hayatımı sorgulama var. Ne tek başına bir menopoz kitabı ne de tek başına bir anı kitabı. Bunların iç içe olduğu bir kitap.

Menopozla birlikte hastalığın nüksetmesi ölümü düşündürdü mü size?

- Evet, ölümle ciddi olarak yüz yüze geldim. Bizim hayatımız ölümlü olduğumuz gerçeğini unutmakla geçiyor. Oysa ölüm çok gerçek ve çok yanımızda.

Sanırım kitabınızı erkekler de okumalı.

- Bu kitabı eşlerin de okuması gerekiyor. Yaşanan şeyleri erkeklerin de çok iyi tanımaları gerekiyor. Örneğin eşim çok büyük destek oldu. Halen de desteği devam ediyor. Jimnastik yapmam konusunda hiç rahat bırakmaz. Kilomu korumam konusunda dikkat gösterir. Yaptığım işle ilgili de büyük destek veren bir insan.

Menopozun yıkımlarını atlatmada tedavi de etkili olmuş olmalı.

- Ayrıntılı olarak durduğum şey menopozun tedavi gerektiren bir durum olduğu. Evet. Tedavi edildikten sonra, uğradığım yıkıntının üzerinden geçtim. Çok iyi oldu. Hala tedaviye devam ediyorum.

Kitabınız ses getirdi mi?

- En çok kadınlar telefon ediyor. Arayanlar çok değişik kesimlerden ve çeşitli yaşlardan. Kitapta kendimizden çok şey bulduk diyorlar. Çok iyi tepkiler alıyorum. Doğrusu bu kadarını beklemiyordum. O yüzden doğru birşey yaptığımı düşünüyorum.

Menopoz arifesindeki kadınlara ne önerirsiniz?

- Öncelikle jinekoloğa görünecekler. Gerçi çok yeni Türkiye'de. Bir kaç yıllık bir geçmişi var. Benim yaşadığım dönemde bu tedaviyi yapan çok az hekim vardı. Gerekli olduğu da bu yoğunlukta henüz kavranamamıştı. Ben el yordamıyla bir yol bulmaya çalıştım. Şimdi ise birçok hastanede menopoz klinikleri var. Şimdiki kadınlar ve bundan sonraki kuşaklar daha şanslı.

Gözlerimle görüyorum!

Her kadının özellikle 40 yaşından sonra yılda bir defa jinekolojik muayene yaptırması gerekiyor. Çünkü rahim kanserinin görülme oranı bu yaştan sonra artıyor. Özellikle de menopoz öncesi dönemde kadınların bu muayeneyi yaptırmaları şart. Eskiden rahim ağzından dökülen hücreler bir fırça yardımı ile alınır, tespit edip, mikroskop altında bakılırdı. Bu işlemler yapılırken rahim içi bir ışıklandırma yardımıyla görülebiliyordu. Şimdi ise video kolposkopi denilen bir cihaz çıktı. Cihaz renkli bir televizyon ekranına benziyor. Video kolposkopide gözle görülemeyen şüpheli hücreler rahatlıkla görülebiliyor. Çünkü cihaz kanser öncesi gözle görülmeyen hasarlı hücreyi büyüterek gösteriyor. Daha sonra şüpheli görülen bölgeden smear alınıyor. Kanser olmadan hücreyi yakalandığında ise yüzde yüz sonuç alınabiliyor. Üstelik hasta da hekim de işlemi ekranda anında görebiliyor. Cihaz yalnızca jinekologların imdadına yetişmemiş. Fizyoterapist, ortopedist, psikiyatr, kardiyolog ve geriatrlara da faydası olan var. Prof. Ertüngealp hastanın içinin rahat etmesi için herkesin bundan faydalanması gerektiğini söylüyor: ‘‘Görüntü hasta eğitimi açısından faydalı. Yara (rahim ağzı erozyonu) varsa yarayı, damarlanma varsa damarları görüyor. Eskiden yara var diyorduk, hasta 'yara ne demek?' diyordu. Rahim poliplerini bile görme şansları var. Hastanın kafasındaki acabayı kaldırıyor. İkinci muayenede tekrar yara var mı, geçip geçmediğini görüyor. Cihaz özellikle menopoz için önemli. Menopoz dönemindeki hastalar rutin olarak video kolposkopi ile takip ediliyor.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!