Memleketten uzaktaysan rakının kokteylini bile yaparsın

Bir eylül ikindisinde Kumkapı’daki Kör Agop Meyhanesi’nde Arzu Balkan, Tamer KaradaÄŸlı ve Emrah Yücel’le birlikteyiz. Tiyatro sanatçısı olan Arzu Balkan ve Tamer KaradaÄŸlı çiftini herkes tanıyor. Arzu Balkan KaradaÄŸlı, seslendirme iÅŸine lise yıllarında baÅŸladı. TRT çocuk oyunlarında rol aldı. 22 yaşında Bilkent Ãœniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu.BeÅŸ yaşından beri piyano çalıyor. Dizi filmlerde oynuyor. Türkiye’de Çocuklar Duymasın ve YaÄŸmur Zamanı adlı dizilerle tanınan Tamer KaradaÄŸlı, Yunanistan’da çevrilen ‘Bir Tutam Baharat - Politiki Kouzina’ filmiyle zirveye ulaÅŸtı. Yunanistan’da bu filmi dört milyondan fazla insan izledi. KaradaÄŸlı, Mustafa tiplemesini canlandırdığı bu filmdeki rolüyle tüm Yunanistan’da tanındı. Åžimdi ABD’de film çevirecek. Emrah Yücel, New York ve Los Angeles’ta yaÅŸayan bir grafik tasarımcı. Sinema afiÅŸlerinde sektörün en önemli ödülü olan KeyArt ödüllerini iki kez üst üste kazandı. Selma Hayek’in oynadığı ‘Frida’ filminin kampanyası en baÅŸarılı uluslararası kampanya olarak deÄŸerlendirildi. Nicole Kidman ve Jude Law’in oynadığı ‘SoÄŸuk Dağ’, Umma Thurman’ın oynadığı ‘Kill Bill’ ve hasılat rekortmeni Çin filmi ‘Kahraman’ (Hero), Yücel’in imzasını taşıyan afiÅŸ ve kampanyalardan sadece birkaçı. Bu üçlüyü bir araya getirmemizin nedeni 20 yıldır arkadaÅŸ olmaları. Üçü de Ankara TED Koleji’nden. Okullar bitince iÅŸ hayatına dalmışlar. Mutfak ve içki konusunda bu üçlü tam bir derya. Kumkapı’da oturduÄŸumuzda palamut zamanıydı. 1936’dan beri masalarında yüz binlerce balık ve içkiperveri misafir eden Kör Agop’ta topikle baÅŸlayıp balıkla neticelenen bir sofrada yemekten içmekten konuÅŸtuk.Emrah Yücel’in çocukluÄŸu doÄŸum yeri olan Antep’te geçmiÅŸ. Ä°lk hatırladığı kıpkırmızı renkli bir ÅŸurup. Büyükannesi şöyle büyük büyük kavanozlarda yazdan hazırlarmış bu ÅŸurubu. Sonbaharda ilk kavanoz açıldığında evin içine karanfil kokusu yayılırmış. Emrah Yücel devam etsin: ‘Bu koku evin kıyı bucak her yanına yayılırdı. Bilirdim ki hanede misafir var. Ve emin olurdum ki büyükannem şöyle küçük bir bardakla bana da tadımlık ikram edecektir bu ÅŸuruptan. Hemen eteÄŸinin dibinde biter, ÅŸirinlikler yapardım büyükkanneme.’ Yücel, yıllar sonra viÅŸne ÅŸurubu niyetine içtiÄŸinin aslında bal gibi viÅŸne likörü olduÄŸunu anlayacaktır. Büyükkanesi, viÅŸneleri kavanoza yerleÅŸtirir, kök karanfilleri arasına dizer, üstüne de ‘maya’ dökermiÅŸ. ‘Maya dediÄŸi aslında votkadan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi’ diye anlatıyor Yücel. Emrah Yücel, iÅŸte böyle tanışmış içkiyle.Karslı olan Tamer KaradaÄŸlı, tam bu noktada lafa girerek, ‘Tabii Anteplilerin yemekleri de insanı deli edecek kadar güzel. Ben askerliÄŸimi Antep’te yaptım. Herkes askerlikte zayıflar. Ben kilo alıp döndüm Ankara’ya’ dedi. Biraz soluklanıp ‘Ama Kars’ın yemeklerine haksızlık yapmamak lazım’ diye devam etti. Kars da Antep gibi bir kültürler kavÅŸağı deÄŸil miydi? Hamur iÅŸinin, reyhanın, daÄŸ kekiklerinin, yabani baharatların, sımışkanın, gernoÅŸanın, çaÄŸ kebabının, envai çeÅŸit peynirin anavatanı. KaradaÄŸlı ailesi, Ankara’ya yanlarında bu zengin kültürle gelmiÅŸ.BÄ°Z YEMEKTE YEMEK KONUÅžAN DÃœNYADAKÄ° TEK MÄ°LLETÄ°ZSözün devamını Tamer KaradaÄŸlı getirsin: ‘Haftada birkaç akÅŸam masalar kurulurdu evimizde. Peynirler baÅŸ köşeye oturur, salatalar yerleÅŸir, mezeler dizilir ve rakının kapağı açılınca artık ilk çatalın, ilk tabaÄŸa deÄŸmesinin zamanı gelmiÅŸ olurdu. Ben ilk kez babamla içtim rakıyı. Åžimdi de tıpkı babam gibi içiyorum. Babam rakıya su koyar ama buz koymazdı. Buzu su bardağına atar, buzlu sudan rakıya takviye yapardı.’‘Biz yemekte yemek konuÅŸan dünyadaki belki de tek milletiz’ diyerek Arzu Hanım girdi söze: ‘Çünkü yaÅŸadığımız topraklarda onlarca kültür bir araya gelmiÅŸ. Åžimdi ben size bir çırpıda 300’e yakın yemek adı verebilirim. Hepsinin kökleri farklı yerden gelip Türkiye’de hemhal olmuÅŸ.’Arzu Balkan’ın kökleri masadaki bu geniÅŸ kenar üçgenin en uç köşesine; taa Selanik’e uzanıyor. Büyükkanesi, Atatürk’ün evinin bitiÅŸiÄŸindeki konakta doÄŸmuÅŸ. Baba tarafı Makedonya’dan gelip Ankara’ya yerleÅŸmiÅŸ: ‘Babam ve annem içki içer. Babam rakı sever. Ä°lk içkiyi, küçük yudumlarla onların masasında içtim. Küçükken hastalanıp zayıf düştüm. Ä°ÅŸtah ÅŸurupları verdiler ama kar etmedi. Büyükannem ‘ben bunun çaresini biliyorum’ deyip kırmızı ÅŸarap içirmeye baÅŸladı bana. Birkaç ay içinde iÅŸtahım geldi yerine...’Arzu Hanım, daha çok ÅŸarap içiyor. Rakıyı balıkla birlikte seviyor. Margarita ve burbona bayılıyor. KaradaÄŸlı çifti yoÄŸun tempoya raÄŸmen arada bir yemek yapmaya fırsat buluyorlarmış. ‘Birlikte mi yaparsınız?’ diye sordum, ‘Öyle sayılır’ diye gülerek yanıtladı evin hanımı. ‘Ben yemek yapınca gelir tepemde durur, ‘fasulyeye ÅŸeker atmasan iyi olur’ gibi tacizlerde bulunur. Kendisi yaptığında ise, ‘soÄŸanları kağıt inceliÄŸinde kes’ gibi talimatlar verir. Buna birlikte yemek yapmak denirse eh iÅŸte yapıyoruz diyelim...’Arzu Hanım, Emrah Yücel’in üniversite yıllarından bu yana yüzlerce çeÅŸit kokteyl yapmasıyla ünlü olduÄŸunu söyleyince, Tamer KaradaÄŸlı atılıp ‘Aman ne çeÅŸitler, ne renkler ve tatlar. Hiçbir barmende rastlayamazsınız bu ustalığa’ dedi. Emrah Bey, başıyla söylenenleri onayladıktan sonra ‘Ama ben rakı fanatiÄŸiyim’ dedi. ‘ABD’de rakı bulmak zor olmuyor mu?’ diye sorduÄŸumda. ‘Elbette zor. Buradan götürüyoruz. Stoklar bitince, baÅŸka ülkelerin bizim rakıya benzer içkilerine yöneliyoruz’ diye anlattı: LOS ANGELES’TA KAVUN SUYU, RAKI VE ROMLA KOKTEYL‘İtalyanların sumbuca’sı var. Anasonlu ama bizimkinden tatlı. Lübnanlıların arac’ları, Yunanlıların uzo’su. Bir de portakal suyuyla içilen Pastis Pernad var. Los Angeles’ta bir Türk haftası yapıldı. ÇıraÄŸan Oteli’nin ÅŸefleri de oradaydı. Rakı, kavun suyu ve romdan bir kokteyl yaptılar ki olmaz böyle bir lezzet ÅŸaşırırsınız. Åžimdi bazıları diyecek ki, rakıdan kokteyl yapmak karizmayı çizer. Ben öyle düşünmüyorum. Los Angeles’ta dünyanın her yanından millet var. Onlara rakılı kokteyller ikram ettiÄŸimde bardağı yalamadıkları kalıyor. Tamam, rakıyı adabına göre içmek eÅŸi bulunmaz bir zevk. Ama ya uzaktaysan ve ortada sofra yoksa veya ayakta da içmek istiyorsan? Ya KırkaÄŸaç kavunu, Ezine peyniri bulunmuyorsa masada rakıya sırtını mı döneceksin?...’KEÅžKE Ä°NSAN YEDİĞİNDE DEĞİL YALAN SÖYLEDİĞİNDE KÄ°LO ALSAKaradaÄŸlı ailesi yemek yapmayı da yemeyi de çok seviyor ve Tamer Bey isyan ediyor: ‘KeÅŸke, insan yemek yediÄŸinde deÄŸil de yalan söylediÄŸinde kilo alsa. Ben yemeyip, içmeyip gergin ve mutsuz formda bir adam olacağıma, hafif toplu ve mutlu bir adam olmayı tercih ederim...’RAKININ YANINDA SU BARDAÄžI YERÄ°NE KADEH KONUNCA Ä°SYAN ETTÄ°MEmrah Yücel geçen yıl, eÅŸiyle birlikte Amerika’dan kalkıp memleket hasreti gidermek için Antalya’ya gelmiÅŸ. Kaleiçi’nde Türk yemekleri yaptığı iddia edilen bir lokantaya girmiÅŸler. Rakı için klasik limonata bardağı getirmiÅŸler ama su bardağı olarak obez bir ayaklı kadeh oturtmuÅŸlar yanına. ‘Yahu, rakı bardağıyla su bardağı aynı olmalı’ diyecek olmuÅŸ. DinletememiÅŸ. Çoban salatasının ortasında koca bir mayonez topağı oturtularak servis edilmiÅŸ. ‘Burası Türk restoranı deÄŸil mi kardeÅŸim?’ diye sormuÅŸ garsona. ‘Evet’ yanıtını alınca, ‘Bizde salataya sadece zeytinyağı ve limon katılmaz mı peki?’ demiÅŸ. ‘Bizde sadece balzamık sirke var’ yanıtını alınca artık tepesi atmış ve kalkıp terk etmiÅŸler lokantayı. YUNANLILAR RAKI ADABINI YAÅžATIYORBu konuda KaradaÄŸlı çiftinin de söyleyecekleri var. Arzu Hanım, birçok lokantadan ince belli çay bardağının kaldırılmasından ÅŸikayetçi. Dahası da var: ‘Bir Türk lokantasında Türk kahvesinin olmamasını anlayamıyorum. Espresso fincanıyla Türk kahvesinin getirilmesi beni çileden çıkarıyor...’ Tamer Bey ise sallama çaydan yana dertli: ‘Tek kaprisim çayla ilgilidir. Önüme poÅŸet çay getirdiklerinde geri çevirir ve ‘personel için çay demliyorsanız bana da ondan getirin’ derim.’Tamer KaradaÄŸlı, Bir Tutam Baharat’ın çekimleri sırasında eÅŸiyle beraber defalarca Yunanistan’a gitmiÅŸ. Türk lokantası iÅŸletiyorum diyen adamları Yunanistan’a götürmek gerektiÄŸine inanıyor. ‘Adamlar, o kadar baÄŸlılar ki kültürel köklerine. Rakı içme adapları ve ritüellerini olduÄŸu gibi korumuÅŸlar. Eskilerin anlattığı Agora Meyhanesi kültürünü sürdürüyorlar...’Â