Güncelleme Tarihi:
Onlar kafa kafaya verip hemcinslerine düzenli mamografi, meme muayenesi alışkanlığı kazandırmanın yollarını arıyor. Karşılarına çıkıyor ve anlatıyorlar. Ekranlar, sayfalar, kitaplar, defilelerle hep aynı mesajı veriyorlar: 40 yaşından sonra yılda iki kez mamografi çektirin. Her ay memenizi kendiniz kontrol edin.
Meme Kanseri ile Mücadele Kampanyası, 1996’da Avon tarafından başlatıldı ve bugüne kadar 585 bin dolarlık bir fon toplandı. Bununla 5 hastaneye; Paşabahçe Devlet Hastanesi, Bursa Çekirge Devlet Hastanesi, SSK Okmeydanı Hastanesi, Hacettepe ile İstanbul Tıp fakültelerine mamografi cihazı bağışlandı. 13 ilde 4 binin üzerinde kadın mamografi taramasından geçirildi. Erzurum’dan Gaziantep’e, İstanbul’dan İskenderun’a binlerce kadın bu proje kapsamında hayatında ilk kez mamografi çektirmiş oldu.
Aslında bu fon, kadınlar güzelleşirken toplandı. Çünkü Avon bir kozmetik firması. Kozmetiklerin ve aksesuvarların yanında satışa çıkarılan yaka iğnesi, kalem, fihrist gibi eşyalardan elde edilen gelir, fona aktarıldı. Kadınlar, rujun, parfümün yanında aldıkları bu ürünlerle meme kanserine karşı destek verdiler. Şimdi ise gönüllü elçilerle kampanya başka bir aşamaya girdi. Projenin en önemli etkinlerinden biri de Meme Kanseriyle Mücadele Yürüyüşü olacak. Gönüllü elçiler, bu yürüyüşe de katılacak.
Tuluhan Tekelioğlu (Gazeteci)
Biz kadınlar kendimize değer vermiyoruz
İlk kez adından bahsedildiğini duyduğumda 13 yaşındaydım. Babaannem meme kanseri olmuştu. Birkaç sene sonra da hayatını kaybetti. Büyüdükçe daha sık duyar oldum. Yakın bir arkadaşım, sonra da teyzem meme kanseri oldu. Ancak zaman geçtikçe sadece adının korkutucu olduğunu farkettim. Teyzem de arkadaşım da iyileşti. Şu an son derece sağlıklılar. Çünkü ikisininki de erken teşhis edilmişti. 4 senedir bu işin içinde gönüllü çalışan biri olarak farkettim ki, biz kadınlar, kendimize hiç değer vermiyoruz. Önce çocuklar, sonra kocalar derken sağlığımızla ilgili pekçok şeyi erteliyoruz. Mememizde ancak bir kızarıklık vs. gördüğümüzde doktora gidiyoruz. Ama bugün kaçınılmaz bir gerçek var, her 7 kadından biri hayatının bir bölümünde mutlaka meme kanseri oluyor. Geç farkederse, tehlike büyüyor.
Ahu Özyurt (Gazeteci)
Bu savaş eninde sonunda kazanılacak
Meme kanseri tıp dünyasının en önemli sınavlarından biri haline geldi. Son dönemde giderek artan araştırma, ilaç üretimi, alternatif metotlar bu kanseri belki bir gün aşıyla bile yok edilebilen bir hastalık haline getirecek. Ama o güne kadar hiçbirimizin muayeneleri atlama, mamografiyi ihmal etme lüksümüz yok. Pekçok ünlü, güçlü kadın kanserle mücadele etti ve kazandı. Bu savaş eninde sonunda kazanılacak. Evinize, çocuklarınıza gösterdiğiniz önemi kendi bedeninizden esirgemeyin.
Elif Ergu (Gazeteci)
Ben meme kanseriyle büyüdüm
Meme kanseri benim içimde hep hissettiğim bir yumruk, iki mememin tam ortasında düğümlenmiş sıkı bir yumruk. Anneannem, teyzem ve annem; üçü de meme kanserine yakalandıklarında 39 yaşındaydılar. Ben anneannemi hiç tanımadım. Annem 6 yaşındayken kaybetmiş annesini. Ben annemi kaybettiğimde 18 yaşındaydım, annem ise 40. Anlayacağınız, ailemizde kanser hikayesi ne yazık ki hayli güçlü. Ben meme kanseriyle büyüdüm. Çünkü her ölüm yaşamla ilgili derslerle dolu. 21 yaşından beri her yıl kontrol ettiriyorum memelerimi. Genetik testler yaptırdım, yakalanma olasılığımın hayli yüksek olduğu ortaya çıktı. Ve çok uzun zamandır da meme kanseriyle ilgili kadınlara el uzatmak istiyordum. Çünkü şuna inanıyorum, deneyimler paylaşılmalı. Her zaman yaşam iradesini gösterecek gücü bulmak gerekiyor.
Özlem Gürses (Gazeteci)
Röportaj yaptığım 4 kişiden bugün sadece biri hayatta
Kanserle ilk tanıştığımda ATV haber merkezinde muhabirdim. Benden bir kanser dizisi yapmam istenmişti. Ünlü isimler kanserleriyle nasıl yaşıyorlar, bu sorunun yanıtını arayacaktık. Gazeteci Gülçin Telci, şair Can Yücel, sanatçı Makbel Oktay ve gazeteci Nevval Sevindi. Röportaj yapıp, hikayesini derlediğim bu dört isimden ne yazık ki sadece biri, Nevval Sevindi hayatta. Ailesinin tüm kadınları meme kanseri olan Nevval Sevindi, bu bilinci trajik bir biçimde de olsa kazandığı için kendi kanserini erken yakalamıştı. Siz de 8 kadından biri olmayın! Önerilen biçimde meme taramanızı yaptırın.
Dilek Hanif (Modacı)
İmkanı olmayanlara imkan yaratmak önemli
Avon’la Sağlığa Yolculuk Projesi’nin ilk aktivitelerinden biri 2005 yılındaki defilemdi. Bilet gelirlerini daha fazla kadına teşhis imkanı sağlanabilmesi amacıyla kampanyaya aktarmıştık. Pek çok insan imkanları sayesinde gerekli taramaları yaptırabiliyor. Ama sadece imkansızlıklar sebebiyle gecikmiş bir teşhis yüzünden birçok kadın hayatını kaybediyor. İmkanı olmayan kadınlara imkan yaratmak, erken teşhisle kurtulunması kesin bu hastalık için yürütülen projenin parçası olmak, olabildiğince destek verebilmek benim için gerçekten çok önemli.
Güler Kazmacı (Gazeteci)
Silikon kadar mamografiye de ilgi duymalıyız
Ne yazık ki, Türk kadınları meme sağlığından çok meme estetiğiyle ilgileniyor. Silikon taktırmak, küçültmek veya büyütmek için cüzdanı sonuna kadar açıyor ama mamografi yaptırmaktan kaçınıyor. Bu yüzden yurtdışından "Burada para var" diye gelen estetikçiler artıyor ama meme sağlığı için ülkemize gelmek gereği duyan bir yabancı doktor duymadım.
Bu da meme kanseri bilgilendirme hattı
Proje kapsamında ücretsiz mamografi taramaları 2007 yılı sonuna kadar İstanbul, İzmir, Ankara, Trabzon, Kayseri, Diyarbakır ve Konya’da sürecek. Bu illerdeki 40 yaş ve üzeri kadınlar, (216) 454 10 20 No’lu telefonu arayıp kayıt yaptırarak kontenjan dahilinde ücretsiz taramalardan yaralanabilecek. Gazeteci Elif Ergu’nun yazdığı "Kanser Olan Mememdi, Ben Değil!" kitabından elde edilen gelir ücretsiz mamografi taramalarında kullanılmak üzere fona aktarılıyor. Türkiye’de bir ilk olan Meme Kanseri Bilgilendirme Hattı, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu işbirliğiyle iki aydır hizmet veriyor. 09.00-17.00 saatleri arasında 0800 314 99 99 No’lu ücretsiz telefon hattını arayan kadınlar, uzman hemşirelerden meme kanseriyle ilgili tüm sorularının yanıtlarını alabiliyorlar.