Güncelleme Tarihi:
Ali Özgentürk'ün Mektup adlı filminin galası yarın akşam KA-DER yararına yapılacak
Yeni bir film daha gösterime giriyor. Film yeni ama siz onunla ilgili haberleri çok önceden okumaya başladınız. Son dönem çevrilen Türk filmlerinin çok tutulmasıyla birlikte ‘‘burun kıvırmalar’’ da tarihe karıştı. Artık Türk filmleri büyük bir merak ve heyecanla bekleniyor.
Sadece senaryo ve çekimleriyle değil müzikleriyle de çok tutuluyor Türk filmleri. Film gişe rekorları kırarken müzik kasetleri de satış rekorları kırıyor.
Bu sezon gösterime girecek filmin adı Mektup. Bir Ali Özgentürk filmi. Tarık Akan, Zişan Uğurlu, Cüneyt Gökçer, Ahmet Mekin, Jessica Campbell, Nail Çakırhan ve Necdet Mahfi Ayral gibi isimler önemli rolleri paylaşıyor filmde. Müzikleri Hasan Cihat Örter'e ait. Şarkıları seslendiren Erkan Oğur. Tunuslu müzisyen Anouar Brahem'in ‘‘Khomsa’’ albümünden bazı parçalar da filmde kullanılmış.
Filmde yabancı isimler de görüyoruz. Çingeneler Zamanı, Arizona Dream, Underground ve Babam İş Gezisi'nde filmlerinde kameraman olarak çalışan Mirsad Herovic, Mektup filminin görüntü yönetmeni. Yine Emir Kusturica'nın bütün filmlerinde montaj ve kurgu yönetmenliği yapan Andrija Zafranovic filmin kurgusunu yapmış.
İnsanın kendi içine yaptığı yolculuğu anlatan Mektup filminin galası, KA-DER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği) yararına yarın gece Beyoğlu Emek Sineması'nda yapılacak. Film 26 Eylül'de gösterime girecek.
FİLMİN KONUSU...Yeni bir yolculuğa doğru
Çok küçük yaşlarda annesiyle birlikte Amerika'ya yerleşen nükleer mühendis Ragıp'ın İstanbul'a gelmesiyle başlıyor film. Ragıp ölü olduğunu sandığı babasının hayatına dair izleri, kendisine eşlik eden bir rehber kızla aramaya başlıyor. Babasının aşklarıyla, onu tanıyan kumarhane sahipleriyle, yaşlı komünistlerle konuşuyor. Bu arada, İstanbul'un onun için tehlikeli olduğunu düşünen annesi ve karısı Amerika'ya dönmesi konusunda sürekli baskı yapmaktadır. Ama Ragıp'ın yaşamını değiştiren iki şey birden olur. Önce onu gezdiren rehber kıza aşık olur. Ardından da babasının sahte bir cenaze töreni düzenlettirerek ortadan kaybolduğunu, gerçekte halen yaşamakta olduğunu öğrenir. Bir mafya liderinden babasının yıllar önce kendisine yazdığı mektubu bulup babasının yerini öğrenir ve onu bulur. Fakat babası Ragıp'ı tanımamakta ısrar eder. Babayı bulma arayışı aslında Ragıp'ın kendini bulmasını sağlar. Bu yeni bir yolculuktur.
FİLMİN MÜZİKLERİNİ YAPAN HASAN CİHAT ÖRTER: Müzik olmazsa film olmaz
Film gösterime girmeden önce, Mektup'un ana tema ve jenerik müziklerini besteleyen Hasan Cihat Örter'le, Türkiye'de film müziği ve Mektup'un soundtrack'i üzerine konuştuk.
Türk filmlerinin de soundtrack'leri tutulmaya başladı artık. Bu, film müziklerine yeni yeni gösterilmeye başlanan özenden mi geliyor sizce de?
- Film müziği ülkemizde yeni yeni anlaşılmaya başlamış bir olgu. Önce hep film geliyordu, bir müzik var arkada ama bu müziğin niteliği nedir? Çalarız plaktan bir parça, olur biter zihniyeti. Son zamanlarda yabancı senaristlerin ve de yabancı müzisyenlerinin gündeme gelmesinin hep film müzikleriyle olduğu anlaşıldı. Goran Bregoviç, Vangelis.. Bunlar hep benim gibi ülkelerinde konsertist olup film müziği ile çıkış yapan insanlar. Ülkemizde de İstanbul Kanatlarımın Altında ile Tuluyhan Uğurlu, Eşkiya filmi ile Erkan Uğur var.
Film müziği yapmak nasıl bir şey?
- Film müziği yapmak çok çileli. Ali Özgentürk sanatsal bakış açısı ağır bir yönetmen. Müzikleri yaparken yaz boz tahtası oldum. Bir sürü örnek vermek zorunda kaldım. Bir de benim şanssızlığım Ali hem senaryo yazarı, hem de yönetmen. O yüzden çok titizleniyor. Müziği yaparken senaryoyu çok iyi inceledikten sonra filmi de 30-40 kere seyretmek gerekiyor. Film müziğinin nerelerde hangi konularda, hangi tematik ögelerde olacağı tamamen müzikal kompozisyonu ilgilendiren bir şey. Onu da, senaryonun akışını bozmadan yapmak gerek.
Nasıl temalar kullandınız?
- Daha çok duygusal temalar kullandım. Duygusal ve bizden. Türk motifleri var. Zaten benim yapmış olduğum müzik tarzı da bu. En son Re-formation'ı yaptım. Orada Türk saz eserlerinin new age uyarlamasını yaptım. Jenerik müziği, kendi bestem çok duygusal bir parça. Birazcık Azeri ezgilerinin yanında sofistike motifler var. Kısaca özü Türk müziği ama caz da var.
Müzik filme ne katıyor?
- Valla müzik olmazsa film olmaz. Müziği çekin çok büyük bir boşluk olur. Müzik insanların üçüncü duygularına hitabediyor, bilhassa da enstrümantal müzik. Müziği dinlediği zaman insan başka bir boyuta geçer. Ama film öyle değil, insanlar müziğin büyüsünü keşfetmeseydi, dizi filmler çekilmezdi. Filmi takip ettiren müzik. Duygusal bir bağ kuruluyor.
Boston Üniversitesi Berklee Müzik Akademisi'nde eğitim gördünüz.
- Ben orada kompozisyon ve caz gitar eğitimi aldım. Sonra Belçika Kraliyet Rıeje Konservatuarı'nda kompozisyon çalıştım. Çok değerli hocalarım oldu orada. Döndüm, ülkemi çok seviyorum, insanlarını, duygusallığını, müziğini... Bilhassa batılıları tanıdıktan sonra daha çok seviyorum.
Film müziği yapmanın ayrı eğitimi var. Piyasa içinde de böyle bir ayrıma gidiliyor mu?
- Tabii ki, kesinlikle bu konuda branşlaşılması lazım. İnsanın mimiklerini, o andaki haleti ruhiyesini, iyisini kötüsünü müziklendiriyorsunuz. Rüzgarı, sıcağı, soğuğu müziklendiriyorsunuz. Bir insan sözle seni seviyorum diyebilir ama onu müzikle anlatmak kolay değil. Love Story çaldığı zaman aşk olduğunu hatırlıyorsun hemen. Müzikler filmin konusunu anlatıyor.
Mektup hem film hem de film müziği olarak nasıl bir yerde, özelliği ne?
- Tarık Akan'ın filmdeki aktör olarak özelliği neyse benim müziğimin de özelliğinin o olmasını gönlüm arzu ediyor. Onun oyundaki gücü neyse benim yaptığım müziğin gücü de öyle olsun.