Güncelleme Tarihi:
Eşini çok sevdiğini söyleyen ve onun sanılanın aksine hiç de gergin bir adam olmadığını belirten Arzum Onan, "Tahammül edemeyeceğim tek şey gerginliktir. Mehmet gergin olmadığı gibi, herhangi bir gergin ortamı yumuşatmak için çabası da müthiştir. Üstelik sabahları türküler söyleyerek uyanan bir adamdır" dedi. Hep sırça köşkte yaşayan bir prenses sandığımız Arzum Onan, çocukluk günlerini, babasıyla ilişkisini ve aradığı huzuru eşi Mehmet Aslantuğ’da nasıl bulduğunu Elele dergisine anlattı. Sonuçta kızlar hep babalarını arıyor, bulma yollarını da kendileri icat ediyor.
- Babam kanserdi, ben tek çocuktum. Babam dünya iyisi bir insan olmasına rağmen sevgisini gösterebilen bir baba değildi. Babamın beni çok sevdiğini geçirdiğim bir apandisit ameliyatı sırasında anladım. Babam üç gün, üç gece ağladı ve içti. Ölmeden beş sene önceydi. Babam hiçbir zaman bana kendiliğinden sarılmamış, "Canım kızım seni çok seviyorum" dememişti. Ben gene de bilirdim tabii, ama yapı olarak çok sinirliydi, zor bir insandı. Mesela ben babama hep "siz" dedim.
Ölene kadar mı?
- Hastalanana kadar... Hastalığıyla birlikte "siz"i kırdım, o da beni sarıp sarmaladı ve ilk defa "Seni seviyorum" dedi.
Anneniz, zor babanıza karşı nasıl bir eşti?
- O kadar aşıktı ki babama... Babam da anneme. Babam çok küçük şeylere sinirlenip boş yere gerginlik yaratır, annem de müthiş bir toleransla onu idare etmeye çalışırdı. Annem ekonomik özgürlüğünü elde etmiş, bir bankanın üst düzey yöneticilerinden biriydi. İstese çok kolay, farklı bir yönde verebilirdi kararını. Ama çok sevdi.
Mehmet Bey sanıldığı gibi otoriter, hatta baskıcı bir erkek olmuş olsa, siz onun karşısında nasıl dururdunuz?
- Mehmet ile babamın karakterlerini kıyaslarsam eğer, tek bir ortak noktaları olabilir: O da ikisinin de çok iyi insanlar olması... Mehmet’in otoriter görünmesine gelirsek, sanıyorum onun hakkındaki bu düşünce, basınla olan ilişkisinden kaynaklanıyor.
Bu cevaptan Mehmet Aslantuğ’un gergin bir adam olmadığı sonucu çıkıyor...
- Mehmet gergin olmadığı gibi, herhangi bir gergin ortamı yumuşatmak için çabası müthiştir. Tabii ki yeri gelince o da sinirlenebilir. Ama sabahları türküler söyleyerek uyanan bir adamdır.
Peki ya kıskançlık... Mehmet Bey’in telefonlarına gelen kadın hayranların mesajları...
Hakkınızı nasıl savunursunuz?
- Bir bakışımla, tavrımla, suskunluğumla, küskünlüğümle... Suratım düşebilir. Masaya yumruk atmam, ama karşımdaki anlar bozulduğumu... Ben çocuğuma bile avazım çıktığı kadar bağırmamışımdır.
Evliliğiniz hakkında birilerinin olumsuz yayınlarını nasıl karşılıyorsunuz?
- Biz hayatımızı tavizler vererek yaşamıyoruz. Çok huzursuz olduğumuzda çıkıp konuşuyor, konuyu kapatıyoruz. Onun dışında kimseden puan toplamak gibi bir yaklaşımımız yok. Bu tarz
Sizce bu yayınların sebebi ne?
- Bize yüklenen bir mutlu aile misyonu var işin içinde. Ama bu demek değil ki, insanlar bizi böyle gördü de böyle gitsin. Zaten doğal olarak devam eden süreç bu. Gerisi, yani birtakım insanların fikirleri o kadar da önemli değil. Yani bunu bir mutlu aile misyonunun gerginliği içinde de yaşamıyoruz. 1996’da evlendik, ondan öncesinde iki yılımız var. Yani 13 yıldır mutluyuz, Can yedi yaşında oldu bile.
Yaşıtım biriyle mutlu olamazdım
- Mehmet Aslantuğ ile aranızda kaç yaş fark var?
12 yaş var. Yaşıtım biriyle mutlu olamazdım ben. Yani onun olgunluğu, hayat tecrübesi, olaylara bakış açısından anlıyorum ki, o 12 yaş fark, olması gereken bir fark.