Hidayet Pelit tam 50 yıldır sinemayla uğraşıyor. Set işçisi, oyuncu, yönetmen yardımcısı, senarist, yapımcı, en sonunda yönetmen olmuş. İlk filmi Kızım Sana Emanet’i 1970’te çekmiş. 20 senaryo yazmış, belgeseller, dizi filmler yapmış. İki oğlu ve kızı da sinema ve seslendirme alanında çalışıyor. Yani, Hidayet Pelit’in sinemayla mutlu serüveni yolundaymış. Taa ki "Meçhule Gidenler" TV dizisi için çalışmaya başlayana kadar.
Pelit, yıllar önce, bir genelev patroniçesinin hayatını anlatan aynı isimli Yeşilçam filminin senaryosunu yazmış, 1962’de çekilen filmin başrollerini Nebahat Çehre ve Özcan Tekgül paylaşmış.
43 yıl sonra Hidayet Pelit, Matild Manukyan’dan esinlenerek senaryoyu günümüze uyarlayıp, oğlu Bülent Pelit’le birlikte yeniden yazdı. Geçen aralık ayında, Show TV yöneticilerinden Emin Demirel’e götürdü. Demirel, "Hemen başlayın, sponsor bulup beş bölüm çekip getirin, devamı için size bütçe çıkarırım" deyince işe koyuldu.
BANA ROL VERİR MİSİNİZ?Hidayet Pelit’in sponsor aradığı günlerde, ofisine bir ziyaretçi geldi. Çektiği filmlerde uzun yıllar ışıkçılık yapan Ahmet Çorbacıoğlu, sponsor olmak istiyordu. "Abi diziyle biz de ilgileniyoruz. Şimdilik sponsor aramanıza gerek yok. Harcamaları biz yapalım.
Film bitince masrafları çıkarır, kalan parayı yarı yarıya bölüşürüz" dedi.
Yanında, Pelit’in bir başka tanıdığı vardı. "Vahap Kubaşık, 1970’lerde Cihangir’de otururken çocuklarımın arkadaşıydı. Üvey babası dövüp sokağa atar, bizim hanım karda kışta çocuğu yedirip, içirir, oğullarımın yanında yatırırdı. Yıllar sonra Beyoğlu’nda karşılaştığımızda serseri olmuştu. Önünü ilikleyip selam verse de uzak dururdum. Çorbacıoğlu’yla ofisime geldiklerinde üstü başı düzgündü. Filme ortak olacağını söyleyip bir ricada bulundu: Hidayet Amca, çocukluk hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Mümkünse filmde bir rol verir misiniz, diye sordu. Senaryodaki, çek senet tahsilatçılığı yapan, psikopat rolünden bahsettim. Denerim, dedi."
Pelit, 22 Şubat 2006’da ikisiyle bir protokol yapıp çekimlere başladı. Ahu Tuğba, Nefise Karatay, Teoman Ayık, Nuri Alço, İstemi Betil gibi oyuncuların rol aldığı dizinin çekimine başlandı.
Pelit’in anlattığına göre 40 yaşındaki Kubaşık, psikopat rolünde hayret verecek kadar başarılıydı: "İlk andan itibaren müthiş performans çıkardı. Evlat, sen doğuştan oyuncusun, Allah vergisi bir kabiliyetin var, dedim. Sonra olacakları nereden bilebilirdim ki."
Yeni ortaklar, ilk beş bölüm için 50 bin YTL ödemeyi taahhüt etmişti. 10 bin YTL’sini ödedikten bir hafta sonra Pelit’e paralarının bittiğini, çekimleri durdurma kararı aldıklarını beyan ettiler. Hidayet Pelit’in iddiasına göre, masrafların tahminlerini aştığını belirten ikili, toplam 67 bin YTL harcadıklarını ve paralarının derhal ödenmesini istedi. Harcamanın sadece 10 bin YTL olduğu hatırlatılınca, tehdit ettiler. Biri 30 bin YTL, diğeri 37 bin YTL tutarındaki iki senedi zorla imzalattılar:
"Tıpkı çektiğimiz filmdeki sahne gibiydi her şey. İki silahlı adam ve bir mağdur. O zaman anladım ki, Kubaşık’ın yeteneği Allah vergisi değil, bir tür alışkanlık. Aslında kendini oynuyormuş. Senetlerle yetinmeyip ofisimdeki ışıklara, kostüm ve dekorlara, kamyon ve minibüse el koydular. Çocuklarımı öldüreceklerini söyledikleri için polise de gidemedim."
Tam o günlerde Pelit’in evine geçmişten tanıdığı, askeri istihbaratta çalıştığını sandığı bir dostu geldi. "Başının dertte olduğunu duydum, senet imzalatmışlar. Tanıdığım biri yardımcı olacak" dedi. Onun aracılığıyla, Tepebaşı Öğretmenevi’nde tanıştığı Metin Yaşar Gültekin de sorunu çözme, hatta diziye sponsor bulma sözü verdi. Gerisini, Hidayet Pelit’in İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifadeden takip edelim:
"Gültekin’le tanışmamızdan iki gün sonra Vahap Kubaşık aradı. Arkadaşlarıyla evime doğru geldiklerini, para hazır değilse, gelinler ve torunlar dahil hepimizi öldüreceklerini söyledi. Küfretti. Oğlum, Gültekin’i arayıp yardım istedi. Adresi verdi. 5 kişi geldiler. Kubaşık, tekrar arayıp kaza geçirdiklerini, infazı ertelediklerini bildirdi. Birkaç gün sonra Gültekin beni öğretmenevine çağırdı. Yanındaki Kubaşık elimi öptü, sonra dışarı çıktı. Gültekin ise korumak için yazıhaneme yerleşeceğini, alacaklılara dağıtmak ve masraflar için 150 bin YTL istediğini bildirdi. 67 bin YTL’lik beş adet çeki teslim ettim. Çekleri almakla yetinmeyen Gültekin, 6 Temmuz’da aradı. Ertesi gün saat 12.00’ye kadar 150 bin YTL’yi ödemediğim takdirde ailemle beni öldüreceğini söyledi. Bir müddet sonra oğlum Levent aradı. Taksim Çay Bahçesi’nde Vahap Abi’yle, diyordu ki telefon kapandı. Arkasından kızım Pervin telefon etti. Levent’in kaçırıldığını öğrenmiş. Diğer oğlum Bülent’i arayanlar ablası 200 bin YTL’lik çek yazarsa Levent’i serbest bırakacaklarını söylemiş. Bunun üzerine polisi arayıp sanıkların cep numaralarını, bulunmaları muhtemel adresleri ihbar ettim. Ardından oğlum Bülent aradı. Levent’in vurulduğunu, Taksim İlkyardım Hastanesi’nde ameliyata alındığını söyledi."
TUTUKLANIP SERBEST BIRAKILDILevent Pelit’in (33) ifadesinden öğrendiğimize göre, genç adam Kubaşık ve Çorbacıoğlu tarafından Gültekin’e ait Gaziosmanpaşa’daki eve götürülmüştü. Polisin devreye girdiğini öğrenen ikili onu Beyoğlu Liva Sokak’ta Kubaşık’a ait eve getirdi. Her ikisi birden Levent Pelit’e toplam altı kurşun sıktı, öldüğünü sanıp kaçtı. Levent hastaneye kaldırıldı. Kaçan ikili ise Hidayet Pelit’i üst üste defalarca arayıp, şikayetçi olmamasını istedi.
Kubaşık ve Çorbacıoğlu bir ay sonra operasyonla ele geçirildi. Olayda kullanılan 9 milimetre çapındaki Browning marka tabanca Çorbacıoğlu’nun üzerinde bulundu. Polisin yaptığı araştırmada Kubaşık’ın 1984’ten bu yana birçok suç işlediği görüldü. "Şahsı darp edip pırlanta yüzüğünü ve kolyesini almak, oto çalmak, bıçakla yaralamak, yankesicilik, şahsı satırla yaralamak, zorla çek almak, silahla yaralamak" gibi olaylardan bahsediliyordu resmi kayıtlarda. Gözaltındaki ikiliden Çorbacıoğlu üstlendi Pelit’in yaralanmasını. Yine de çıkarıldıkları mahkemede iki zanlı birden, "silahla yaralama, ruhsatsız tabanca taşımak, tehditle senet imzalatmak ve tahsil etmeye çalışmak" suçlarından tutuklanıp cezaevine gönderildi. 28 gün sonra tekrar hakim huzuruna çıkarıldıklarında Kubaşık, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
TAHLİYEDEN SONRA TACİZHidayet Pelit, tahliye kararından hemen sonra Kubaşık’ın tacizine maruz kaldığını söylüyor: "Davayı çekeceksin. Borcun 250 bin YTL’ye çıktı. Devlet aç. Sizin gibilerden aldığımı yetkili mercilere dağıtıp her zaman özgür kalırım. Parayı ödemez, davayı çekmezsen her evladını toprağa verdikten sonra bana çuvalla para getireceksin, diyor."
11 Ağustos’ta Pelit Ailesi’nin avukatı Rüçhan Beşer, Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kubaşık’ın tahliyesine itiraz etti. Pelit Ailesi’nin tüm bireylerinin tehdit altında olduğunu belirttiği dilekçeye cevap verilmedi.
Bu arada Levent Pelit, dört ameliyat geçirdi. Beşi belden aşağı biri karnından toplam altı yerinden yaralandı ve sakat kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Bütün aile korku içinde bundan sonraki gelişmeleri bekliyor...
Geçmişte adliyelik hadisem çok ama bunlar filmci, bire bin katıp anlatırlar
30 yıldır ailece tanışırız. Aç kalsam kapılarına gidip ekmek istemeye utanırım.. Show TV’ye 39 bölümlük dizi çekeceklerini söylediler. 170 bin YTL’ye Cihangir’de bir bina sattım, şimdi değeri 500 bin YTL. Projeye yüzde 50 ortak olduk. Dizinin Kurtlar Vadisi kadar başarılı olabileceğini, ilk beş bölümün bile 3.5 milyon YTL getireceğini söylediler.
Ahu Tuğba, Nuri Alço, Nefise Karatay ve ayrıca Kurtlar Vadisi’nin en iyi oyuncuları bizdeydi. Ben de oynadım. Başarılı bulduklarını söylemişler. Oysa beni şu anda çakal durumuna soktular. Çekim başladıktan sonra, Show TV’yle anlaşmaları olmadığını anladık. Haftalık 8 bin YTL maliyetimiz var, dediler. 50 bin YTL harcadık. Bu arada, ortağıma "Aslında 100 bine çıkardı ama, elimizde malzemeler var, ucuza çıktı" demişler. Neticede esnaf olmayı beklerken, bu pozisyona düştük.
TEHDİT ETMİYORUMAslında olay, baştan sona filmlik hikaye. Bize iki kez mafya gönderdiler. İlki, Metin Yaşar Gültekin’di. Emekli komiser ve Sivas’taki Madımak Oteli’nin sahibi olduğunu söyledi. 39 aydını yaktık, siz de yanmayın, dedi. Hidayet Pelit’e kefil olup kendi otomobilini verdi. Sonra Sedat Peker’in bir adamını gönderdiler. Ahmet Karakoç’a da hikayeyi anlatınca geri çekildi.
Onlardan 67 bin YTL alacağımız var. Piyasaya da 200 bin YTL borçlandım. Levent Pelit’i kaçırmadık. Bize para getirecekti, senet getirmiş. Birlikte Metin Gültekin’in yanına gittik. Parayı getirmediğini söyledik. Levent ablasını aradı, para istedi. Sonra Cihangir’deki işyerime gittik. Tartışma başladığında ayrıldım. Ortağım Ahmet’le tartışmışlar, yaralama hadisesi meydana gelmiş.
Bunlar filmci, hadiseyi bire bin katıp anlatıyorlar. Benim de orada olduğumu iddia ediyorlar. Geçmişte adliyelik hadiselerimin olduğu doğrudur, hatta 17’den çoktur. Kimi doğru, çoğu suçlama. Bu film hadisesinde ise biz kandırıldık. Hidayet Bey’i tehdit etmiyorum. En son, borcunu bir hafta sonra ödeyeceğini söyledi, bekliyoruz.