Medyalardan : Hafif-zarif

Güncelleme Tarihi:

Medyalardan : Hafif-zarif
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2002 18:13

Medyalardan bir iki alıntı daha, ama bu sefer siyasî değil : Fuhuşa limon sıkmak diye buna derler – İkinci el Sophia Loren reklamı – Sahibi olmayana sahiplenmek bize mahsustur ve diğer haberler...

Haberin Devamı


YALNIZ KARANLIK GECELER ŞAHİTTİ

Nurseli İdiz alkol sınırını aşmış. Yanında da, 17 yaşındaki kızı. İçler acısı bir görüntüydü. (Show-Pazar Keyfi, 13 ekim) Aynı gün,Star’ın Box ilavesinde bu konuda bir haber okudum Sinan Tosun – Orkun Bulut imzalı, son ve en vurucu paragrafı şöyleydi :

“Nurseli o gece bitmişliğin, tükenmişliğin en çarpıcı örneğini sergiliyordu. Ve görevlilerin kendisini zar zor bindirdikleri taksi gecenin karanlığını yırtarak uzaklaşırken, sanki bir dönemin ünlü yıldızını da koyu karanlıklara taşıyordu...”




ADAM RESMEN FUHUŞA LİMON SIKMIŞ 

Gazetelerde “AIDS’ten korunmanın en iyi yolu limon suyu” diye bir haber görünce, başımıza gelecekleri hemen anlamıştım. Gözcü haberi çakmakta gecikmedi (13 ekim pazar), fena halde aspar kokuyor, ama canları sağolsun, kaçmazdı hakikaten:

“Evine getirdiği Svetlana Lrundov adlı kadına önce limon suyu içiren Adnan D., sıktığı iki limonun suyunu da kadının cinsel organına döktü. Acı içinde kıvranmaya başlayan kadın, hastanede yapılan müdahaleyle kendine geldi. Adnan K. ‘Haberde, limon suyuna batırılmış pamuk kullanılması öneriliyordu, ben garanti olsun diye limon suyunu kullandım’ dedi.”

No comment!


*

İKİNCİ EL SOPHIA LOREN

Gerçi Ali Atıf Bir Hoca’nın konusuna girer, ama dayanamadım : Hürriyet’te bir ilan (13 ekim) : “Garantili İkinci El Honda – Yıllar geçse de eskimeyen Honda’lar H2’de” ... bir de resim : Sophia Loren.

Sophia Loren “Yıllar geçse de eskimeyen ikinci el” reklamı için çok para almış mıdır acep?


*

SAHİBİ YOK ZANNETTİM ABİCİM...

İki Alman ev hanımı, pişirdikleri 3 bin çeşit ekmekle Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi hedefliyormuş. Rekor denemesi için güvenliğiyle meşhur Maritim Hotel’i tercih etmişler. Sabah yedide otelin lobisine gelip stand kurmuşlar, ekmekleri dizip, kimse dokunmasın diye standın etrafını kırmızı şeritlerle çevirmişler. Standın önüne de ‘Fırın-Ekmek Dünya Rekoru’ diye bir afiş asmışlar. 

Ancak, Alman kadınlar çok önemli bir detayı atlamışlar : Gece geç saatte otele dönecek olan Türk müşterileri.

Sabah, hakem heyeti ekmekleri saydığında, rekor için gereken 3000 farklı çeşit ekmeğin yerine 2.970 ekmek olduğu tespit etmişler ve rekor denemesinin başarısızlıkla sonuçlandığını duyurmuş.

Meğer bizimkiler, otel lobisinde çeşit çeşit ekmekleri görünce, odalarına çıkarken birer tane alıvermişler. (Milliyet, 11.10.2002)

Bu haberi okurken, yine Almanya’da cereyan eden gerçek bir olay geldi aklıma:

Bir Türk, şehirlerarası yolda giderken, kenarda garip bir alet görüp durmuş. Üç ayak üzerinde elektronik bir kamera. Sağa sola bakmış, kimse yok, arabasının bagajına attığı gibi yola koyulmuş.

Birkaç yüz metre ötede polis çevirmiş adamı. Bagajını açtırmışlar ve hayret içinde sormuşlar adama : “Hız ölçümü yapmak için yola koyduğumuz radarı niye bagaja koyup götürdünüz?” Bizimki sadece bir Türk’ün bulabileceği bir cevap vermiş : “Sahibi yoktu zannettim!”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!