MEDYADAN MUHTELİF

Güncelleme Tarihi:

MEDYADAN MUHTELİF
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2005 21:14

TÜRKİYE GAZETESİNDEN 2005’İN ATLATMA HABERİ : PAPA ÖLDÜ! – Acaba ‘Medyayı biraz üstüme çekeyim de Başbakan nefes alsın’ diye mi düşündü – Eşi hanımefendi Maliye Bakanı’nı kıskanıyormuş – Faizül takiye – Fas mı Türkiye’yi örnek alıyor, Türkiye mi Fas’ı – Bunlar=Araplar – Olay Kaymakam eski polis çıktı, başlığı – Sartre de demek istedi diye sorar mışım – Murat Bardakçı, Serdar Turgut’u nasıl atlattı... vs alıntılar!


KKTC Başbakanı Talat ‘Kıbrıs’ta kim Cumhurbaşkanı olur?’ diye soranlara ‘Benden sonra mı?’ diye cevap veriyormuş. (ÜSTTE)
www.acikgazete.com adresindeki AÇIK GAZETE'den bir alıntı...

*

TÜRKİYE BİR GARİP MEMLEKET

Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara’da bir sergi açtı: Türkiye’de bugüne kadar yasaklanmış kitaplar sergisi!

Sevinmeli mi, üzülmeli mi, gülmeli mi, ağlamalı mı?

Hürriyet, 28 Mart

*

MEDYAYI BİRAZ ÜSTÜME ÇEKEYİM Kİ BAŞBAKAN NEFES ALSIN

... mı diye düşündü acaba? Yoksa Milli Savunma Bakanı’nın ne üstüne vazife? Bu konudan ona ne?

Batılı kadın ‘Keşke Türk kadınlarının yerinde olsaydık’ diyormuş. Nereden biliyorsun, hangi bilgiye, veriye dayanarak konuşuyorsun, diye sormazlar mı adama?

Bitmedi, Bakan Bey gaza gelmiş, diyor ki “Avrupa’da 450 milyon insan yaşıyor, bunların yüzde 27’si evlilik dışı doğmuştur. Demek ki 100 milyondan fazla insan, evlilik dışı doğmuş. Bunun ahlaki tarafını bir kenara bırakıyorum...”

Bu ne demektir? Bu nasıl bir kafadır? Ya Avrupalı, Türkiye’de resmî nikahsız doğmuş çocukların ‘ahlâkî durumunu’ konu ederse, bu lafı yutacak mı Sayın Bakan?

Hürriyet, 28 Mart

*

HÜRRİYET’İN CİNNAH FISILTILARI’ndan

Geçilecek en iyi parti ‘garden party’

SOLDA yeni parti tartışmaları Meclis kulislerinde ince esprilere konu oluyor. CHP Hatay Milletvekili İnal Batu, kuliste Fikret Ünlü, Gülsün Bilgehan ve bazı gazetecilerle sohbet ederken, ‘Gece yatakta sabaha kadar dönüp durdum. Acaba Yaşar Nuri’nin partisine mi girsem, yoksa Erkan Mumcu’nun genel başkanlığını mı beklesem diye uykularım kaçıyor’ dedi. Tam bu sırada Zülfü Livaneli söze girdi: ‘Acele etmeyin, İngiliz Büyükelçiliği yazın ‘garden party’ veriyor, oraya katılırsınız.’

Hürriyet, 28 Mart

*

KAPARLAR DİYE KORKUYORDUR

Deniz Güçer’in Kafe Kulis’ine bakarsanız, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın her toplantıya, her geziye eşiyle gitmesinin sebebi... Ansen Hanım’ın kocasını çok kıskanmasıymış!

Eee, bu kadar esprili ve yakışıklı bir erkekle evlenirsen, kapıp kaçarlar diye korkarsın tabii ki! J

Vatan, 28 Mart

*

FAİZÜL TAKİYE

Dincilerin yüz karasıdır takiye, ama her konuda. Hani ‘şarap günahtır, biraz tuz at, sirke olsun’ geyiği vardır ya, ‘faiz günahtır, kâr payı verelim’ yalanı da böyle...

Adını vermeyeceğim bir gazetenin birinci sayfasında, adını vermeyeceğim bir Finans Kurumu’nun ‘kâr payı’ tablosu:

28 Mart 2005 itibariyle brüt olarak... 1.000 YTL’ye 30 günlük 15,30 - 90 günlük 49,12 - 180 günlük 107,11 - Yıllık 238,43 YTL

Bunun adı faiz değil, kâr payı!

Bir yıl öncesinden kâr mı edecek zarar mı belli değilken... 1.000 liraya şu kadar kâr payı!

Faizin günah olduğunu düşünen insanları ya kandırıyorlar, ya da takiye yapmalarına vesile oluyorlar, bahane veriyorlar. Allah’ı kandırabilirler mi, şüpheli...

Bir gazete, 28 Mart

*

GİZLİ REKLAMA GICIK OLUYORUM

Her gördüğümde itiraz edeceğim. Bu seferki Milliyet’ten. Aşağıdaki bir HABER değildir RESMEN REKLAMDIR. Üzerinde ‘Bu bir reklamdır’ diye yazmadığından (1) Yapan muhabiri, editörü, gazeteyi töhmet altında bırakmakta (2) okuru aldatmaktadır.

Okuyun ve kendiniz karar verin:

Prenslerin gözdesi kolejde yaz okulu

TATİLDE çocuğunun yabancı dilini ilerletmesini isteyen veliler, şimdiden yaz okulu arayışına girdi. Yurtdışı için dünyanın en prestijli okullarından İskoçya'daki Gordonstoun College çok iyi bir fırsat. İngilizce eğitim veren Gordonstoun'un mezunları arasında İngiltere Veliaht Prensi Charles ve ablası Prenses Anne'nin kızları da var. İlgilenenler, 30 Mart - 2 Nisan arası İstanbul'da olacak Yaz Okulu Müdiresi Jenny Needham'a, 0212 334 44 44 no'lu telefondan ulaşabilir. 3.5 haftalık yaz okulunun ücreti 3 bin 350 pound.

Milliyet, 30 Mart

*

EEE, YANİ NE DEMEK İSTİYORSUNUZ?

Endonezya’yı ikinci kere vurdu felaket, tsunamiden sonra korkunç bir deprem...

Vatan haberin devamını yaparken bir de küçük kutu açıyor, diyor ki.

DİPNOT - Noel tatilinde gerçekleşen (!) 26 Aralık depreminin ardından önceki günkü sarsıntı da Hıristiyanlarca kutsal sayılan Paskalya tatiline denk geldi.

Eee? Ne demek şimdi bu?

Vatan, 30 Mart

*

HADİ ORADAN !..

Gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine yatırım yapacağım diye Türkiye’nin AB’ye girişine karşı çıkan Fransız politikacı Nicolas Sarkozy ‘Türkiye Avrupalıysa Fas neden değil? Avrupa önce coğrafya kriterleriyle belirlenir. Ben okuldayken bana Ankara’nın Asya’da olduğunu öğrettiler’ demiş.

Bunu söylerken bir Allah’ın kulu da çıkıp ‘Sizin ders kitabında Kıbrıs yok muydu? Lefkoşe’nin nerede olduğunu öğretmediler mi?’ diye sormamış mı?

(Not: Bu arada, Sarkozy için çok dertlenmeyin. Bu ‘politikacı takımı’ böyledir, adayken Türkiye’ye karşı, başbakan yahut cumhurbaşkanı olunca Türkiye taraftarı... Chirac da bir zamanlar ‘Bugün Türkiye, yarın Rusya...’ diyordu.)

Vatan, 30 Mart

*

ESTAĞFURULLAH, ASIL BİZ SİZİ ÖRNEK ALIYORUZ

Şeriatla yönetilen ama bazı titrek açılımlar deneyen Fas’ın genç Kralı 6.Muhammed, Recep Tayyip Bey’e, ‘Fas olarak, Türkiye’ye örnek alıyoruz’ demiş.

Gazeteler yazmadı ama, eminim, Recep Tayyip Bey de altta kalmamıştır ve ‘Biz de Türkiye olarak Fas’ı örnek alıyoruz’ demiştir.

Yalan da değil...

Hürriyet, 31 Mart

*

BUNLAR BİZDEN İLERDE...

Sadece Fas’ı mı, Tunus’u da örnek almalıyız. Mesela... Başbakan Erdoğan, Tunus Meclisi’ndeki üyelerin % 30’unun kadın olduğunu öğrenince ‘Gördünüz mü Türkiye nerelerde? Bunlar bizden ileride...’ demiş.

Tunuslular’dan ‘Bunlar’ diye bahsetmesinin diplomatik teamüllerdeki yeri bir yana (eşi hanımefendi de Etiyopyalı zenci çocuklardan bahisle ‘Bunlardan iki tane götürsek...’ demişti) Başbakan, Türk kadınının layık olduğu yere gelemediğini söylerken, yanında oturan yere kadar tesettürlü, başı türbanlı Emine Hanım da herhalde bu görüşe katılıyordu.

Milliyet, 31 Mart

*

PAMUK DA OLSA...

HOT, malum, MHP’ye epey yakın duran bir gazetedir. Ama, Isparta’da bir kaymakamın kitap yakma talimatına karşı tavır aldı, alırken de rengini acıcık belli etti.

Başlık: Pamuk da olsa, kitap yakılamaz

Demokratlık budur işte! J

HO Tercüman, 31 Mart

*

SARTRE DE DEMEK İSTEDİ, DİYE SORAR MIŞIM!

Vatan’ın başaltı yazarı Ruhat Mengi’nin Ne demişler? kutucuğunda bugün:

İnsan yaşamı genellikle ümitsizliğin uzak bir köşesinde başlar. Jean-Paul Sartre

Şimdi ben Ruhat Hanım’a, ‘Sartre burada ne demek istemiş, bi’ anlat bize!’ diye sorarmışım...

Vatan, 31 Mart

*

OLAY KAYMAKAM ESKİ POLİS ÇIKTI

Cengizhan Özen uyardı:

Hürriyet’te koskoca bir başlık: ‘Olay kaymakam’ eski polis çıktı

Ve spot: Orhan Pamuk’un kitaplarını toplatıp imha ettirmeye kalkarak olay kaymakam haline gelen Sütçüler Kaymakamı Mustafa Altınpınar’ın eski polis olduğu öğrenildi. 31 yaşındaki Altınpınar, 2.5 yıl süreyle komiser yardımcılığı yaptıktan sonra kaymakamlığı atanmış.

Polisliktan gelen mülki amirlerin zihniyetinin (polisten geldikleri için) daha baskıcı olması mümkündür, belki muhtemeldir, yani hukukçu kökenli bir kaymakamın hayata bakışıyla, çalışma metoduyla, polis kökenli bir kaymakamınki farklı olabilir.

Ama, ‘Olay kaymakam’ eski polis çıktı şeklindeki bir kalıp, Türkçede, hele hele ‘gazete başlığı Türkçesinde’ bu iki farklı manaya gelebilir:

(1) ‘Olay kaymakam’ eski sabıkalı çıktı - ‘Olay kaymakam’ eski kitap düşmanı çıktı - ‘Olay kaymakam’ eski hırsız çıktı... gibi, ‘ondan da zaten bu beklenirdi / yaptığına şaşmamak gerekir’ anlamı...

(2) ‘Olay kaymakam’ eski yazar çıktı - ‘Olay kaymakam’ eski yayıncı çıktı - ‘Olay kaymakam’ eski gazeteci çıktı... gibi, ‘Hiç yakıştı mı bu ona’ anlamı...

Eminim, Hürriyet, ‘Olay kaymakam’ eski polis çıktı diye başlık atarken ‘Eski bir polise hiç yakışmadı’ demek istemiştir !
J

Hürriyet, 1 Nisan

*

AĞAR BİLE...

Hürriyet’ten bir alıntı:

Partisinin Batman İl Kongresi’nde konuşan Ağar, geçen pazartesi Diyarbakır’da partililere Kürtçe ve Zazaca veda etmesinin, önceki gece de Batman’da bir yemekte Kürtçe ‘Rındamın’ şarkısına eşlik etmesinin, bazı kişilerce malzeme yapılmaya çalışıldığını söyledi. Ağar, ‘Kürtçe konuştum diye hakkımda kim dava açarsa açsın. Kürtçe Allahaısmarladık’ demenin, ‘Merhaba’ demenin, şarkı ve ezgilere Kürtçe eşlik etmenin bu ülkeye hiçbir zararı yok’ dedi. İnsanların ana dilleriyle söylemlerini dile getirmelerinden ötürü kimsenin rahatsızlık duymaması gerektiğini dile getiren Ağar, ‘Kürtçe dili de bir zenginliktir, güzelliktir. Herkesin geçmişten ders alması gerekiyor’ diye konuştu.

Hey gibi oy kaygısı, hey gidi siyaset, sen nelere kadirsin!

Hürriyet, 1 Nisan

*

NASIL SEÇECEK ACABA?

Başbakan eleştirilere kızmış: Gezilere artık ‘seçme’ işadamlarıyla giderim

Seçme mi, seçmece mi?

Bir de, nasıl seçecek acaba?

Hürriyet, 1 Nisan

*

BAŞBAKAN ‘DÜĞMEYE BASMA’ İDDALARINA AÇIKLIK GETİRMİŞ

Milliyet diyor ki:

Erdoğan, "Birileri düğmeye bastı" sözlerine de "Düğme tek değil, düğme çok. Kim ben güç dengesiyim diyorsa, onun önünde bir düğme var ve güç dengeleri de bu düğmeleri kendilerine göre kullanıyorlar. Bunun şu veya bu olduğunu, sizler de benim kadar takdir edersiniz. Çünkü şu veya bu yok, şunlar veya bunlar var" DİYE AÇIKLIK GETİRDİ.

Gerçekten ‘açıklık’ getirmiş, ya ‘kapaklık’ getirseydi?

Milliyet, 1 Nisan

*

2005’İN EN ATLATMA HABERİYDİ

Ne Türkiye fark etti, ne Dünya, oysa meslektaşımız Türkiye Gazetesi, 2005 yılının atlatma haberini yaptı. Bence Pulitzer Ödülüne hak kazandı. Diğer gazeteler ve gazeteciler kıskançlıklarından görmezden geldiler, bari ben yazayım dedim.

Türkiye gazetesi, birinci sayfadan okurlarına duyurdu:

PAPA ÖLDÜ

Katoliklerin ruhani lideri Papa 2.Jean Paul hayatını kaybetti. Papa’nın ölümüyle Katolik dünyası yasa boğulurken, gözler yerine seçilecek yeni papaya çevrildi.

Diyeceksiniz ki bunda ne var, 3 Nisan sabahı ne kadar gazete varsa verdi bu haberi!

İyi de, Türkiye gazetesi, Papa’nın öldüğü haberini PAPA ÖLMEDEN 24 SAAT ÖNCE vererek hem dünya basınını hem de Azrail’i atlatmış oldu ! J

(Not: Resmi açıklamaya göre Papa Johannes Paulus II, 2 Nisan Cumartesi gecesi TSİ 22.37’de öldü. Halbuki Türkiye, Papa’yı 24 saat öncesinden öbür dünyaya sevk etti bile...)

Türkiye, 2 Nisan

*

HERKESE UYGULAMAYA ŞEYİNİZ, GÜCÜNÜZ YETER Mİ?

Trafikte yeni bir uygulama başlatıldı ve ne hikmetse gazeteler bunu bir müjde gibi duyurdu: Polis artık yasak yere park eden araçları hemen çekmeyecek, en az yarımşar saat arayla 3 kez ceza kesecek, sonra, hâlâ araç yerinde duruyorsa, çekiciyle götürecekmiş.

Benim Trafik Müdürlüğü’ne bir sorum var: Bu karar HER ARAÇ İÇİN geçerli mi, yoksa eskisi gibi ‘kimi lokantaların, iş yerlerinin önünde duran’ araçlara, yahut da Mercedes, BMW, Jeep gibi zengin arabalarına İSTİSNA devam edecek mi?

Vatan, 2 Nisan

*

ÖNCE BİRAZ UYGULASAYDIK KEŞKE...

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, TCK’nın 1 Nisan’da yürürlüğü girmemesine üzülmüş çünkü yürürlüğü girseymiş ‘Pratikte çıkacak sorunların daha iyi kavranabileceğini ve yasadaki düzeltmelerin buna göre yapılacağını’ düşünüyormuş.

Yani bir iki gazeteci hapse girerdi, uygulamadaki hatalar böylece ortaya çıkınca, Hükümet gerekli düzeltmeleri yapardı... Haklı vallahi!

Milliyet, 2 Nisan

*

YENİ PAPAYA TESTİS KONTROLÜ YAPILACAK

Murat Bardakçı yine yaptı yapacağını. Papa’nın öldüğü gün yeni Papa’nın nasıl seçileceğini şu detaydan ‘ele alarak’ anlattı:

Yeni Papa, seçilir seçilmez delikli koltukta testis kontrolünden geçecek

(...) Derken, kardinallerin en yaşlısı yeni Papa’nın ayıptır söylemesi, testislerini muayene edecek ve Latince ‘Duo testis bene benedata!’ yani ‘İki adet testisi var, uygundur!’ diye müjde verip yeni ruhani liderin ‘erkekliğini’ ilán edecek... Bu adet taaa 9. asırdan buyana sessiz-sadasız uygulanıyor ve uygulanmasının sebebi de 853 yılında Joan adında bir kadını erkek zannederek Papa seçen ve Joan’ın ayin sırasında doğuruvermesiyle allak bullak olan Vatikan’ın yeni Papa’nın ‘erkekliği’ konusunda kendisini garantiye almak istemesi...

Hasılı, Bardakçı bir kere daha Serdar Turgut’u fena atlattı!

Hürriyet, 3 Nisan

*

BU LAF KİME ŞİMDİ?

Bülent Arınç’a sormuşlar, ‘Medyayı çok ağır eleştiriyor, Başbakan’ın bu kadar yakınması doğru mu?’ diye, beklenmedik bir cevap vermiş:

- Akıllı bir siyasetçi medya ile fazla konuşmaz!


Yani?

Hürriyet, 3 Nisan

*

ÇEVİR KEDİYİ YANMASIN

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Altaylı’ya demiş ki:

Ben kediye benzetilmeye kızmadım. İmam hatip meselesini birbirine dolaştırmış, yumak yapmışım, buna kızdım. Bu tartışmadan en çok primi kediler yaptı’ !

Buna Türkçede ÇEVİR KEDİYİ YANMASIN derler!

Hürriyet, 3 Nisan

*

KİM PROVAKE EDİYOR DA BUNLARI?

Başbakan ‘Başörtüsü konusunda hiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmediklerimizi vaat edilmiş gibi gösteren, PROVAKE edenler var’ demiş.

AKP Kampını izleyen Deniz Güçer’in haberinden okuyorum.

Haberin içinde de ısrarla PROVAKE ETMEK diyor... Diyen Başbakan mıdır, yoksa meslektaşım mıdır? Hangisi daha vahimdir?

Vatan, 3 Nisan

*

MUSTAFA SARIGÜL ‘KİMSE BENİ SUSTURAMAZ’ DEMİŞ!

Biliyoruz maalesef...

Takvim, 3 Nisan

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!