Güncelleme Tarihi:
GOD SAVE THE BAŞBAKAN!
DB Tercüman, 24 Mayıs
Ilıcaklar’ın Tercüman’ı, Başbakan’a ve AKP’ye nasıl yağ çekeceğini bilemiyor artık.
Emine Hanım’ın babası vefat etti ya (Bu vesileyle ben de Cemal Bey’e rahmet, Emine Hanım ve ailesine sabır diliyorum!), Başbakan da resmî gezisini yarıda kesip cenazeye yetişti, kayınbabasının cenazesine yetişti...
“Omuzunda taşıdı” diye başlık atmış DBT...
“Başbakan kayınpederinin cenazesini omuzlarında taşıdı...”
Taşımasa mıydı yani?
*
ALMAN’A ŞAKA YAPAR MISIN...
Hürriyet, 26 Mayıs
Almanya’daki en başarılı Türk iş adamlarından turizmci Vural Öger bir şaka yapmış, Almanya birbirine girmiş.
Bir yemekte, bir Alman tarihçi “Sizi Viyana önlerinden nasıl püskürttüysek, AB’ye de almayacağız” diye takılınca, Öger de espriye espriyle cevap vermiş: “Kanunî Sultan Süleyman’ın gerçekleştiremediğini Almanya’daki doğum oranı yüksek kadınlarımızla gerçekleştireceğiz” demiş.
Vay efendim kadınları doğum makinesi gözüyle görüyormuş da, yok Batı düşmanlığıymış da...
Vural Bey, yıllardır Almanya’da yaşıyorsunuz, Almanlar’ın böyle ince bir espriyi anlamayacağını bilmiyor musunuz!
*
BEN DE ÜÇ BEŞ KELİME ÖĞRENSEM BARİ...
Hürriyet, 26 Mayıs
Kürtçe kursuna ilgi yok, diyordu haber.
Batman’da 480 öğrenci kapasiteli bir Kürtçe kursuna sadece 74 kişi yazılmış.
Kürtçe kursu dedikleri nedir acaba, zaten ana dili Kürtçe olan Batmanlılar’a Kürtçe öğretilecekse, pek giden olmaz...
Biliyor musunuz, İstanbul’da böyle bir kurs açılırsa belki ben bile giderim. O kadar çok Doğu’ya gidip geliyorum ki, hal hatır soracak kadar Kürtçe öğrenmem farz oldu!
(Bu konuda bir ‘anket’ yaptık sizinle, biliyorsunuz. Konuya ayrıca değineceğim...)
*
İNSAN’IN İSYAN EDESİ GELİYOR
Posta, 27 Mayıs
Mürsel, Bursa Kız Lisesi’nin son sınıf öğrencisiymiş. Kalbi delikmiş. Ailesinin imkanı olmadığından, arkadaşları para toplayıp ameliyat ettirmişler. Mürsel hastaneden yeni taburcu olmuş, ama ilaçlarını almak için 2 km mesafedeki bir anlaşmalı eczaneye kadar yürümesi gerekiyormuş. Ve geçen gün, yolda bir kamyonetin altında kalıp ağır yaralanmış... Yeniden yaşam mücadelesi veriyormuş hastanede.
Hani Allah’ın gücüne gitmesin ama, bazen insanın isyan edesi geliyor...
*
SADDAM’IN DA ELİ KESİLSİN!
Hürriyet, 27 Mayıs
George W.Bush, ‘Protez eller’i kabul etmiş. Bunlar, 1995’te Saddam’ın emriyle bir eli kesilen kuyumcu, tekstilci hatta bir de gazeteci imiş.
Saddam bu insanların elini niye kesmiş?
“Düşman ABD’nin parası olan Dolar’la alışveriş yaptıkları” için...
Saddam’ın Amerikalı askerlerce yakalandığı sıçan deliğinde, başının altında ne bulundu hatırlıyor musunuz?
Bir sandık dolusu Amerikan Doları...
Eee, Allah’ın sopası yok!
*
BAYKAL’IN BİZE SON KAZIĞI
Hürriyet, 27 Mayıs
Gözünü CHP Genel Başkanlığı’na diken Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Yalçın Bayer’e ‘Beni durduramazlar’ demiş.
Biliyoruz, maalesef biliyoruz...
Sarıgül, Deniz Baykal’ın CHP’ye, Türk soluna ve Türk siyasetine verdiği son zarar olacak galiba!
*
EZAN KAYA İÇİN FRANSIZ MODELİ
Birgün, 2 Haziran
AKP’den Köşk’e Fransız modeli, diyordu haber.
Spot: Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun hazırladığı Anayasa değişiklik paketinde, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin iki öneri yer alıyor: (1) Cumhurbaşkanının 5 yıllığına ve en fazla 2 kez seçilebilmesi. (2) Fransa’daki gibi cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi. Bu model aynı zamanda Türkiye’de yarı başkanlık sistemine geçilmesinin önünü açacak.
Mümkündür, çünkü 2007’de Tayyip Bey böyle bir ikilemle karşılaşacak. Kendini Cumhurbaşkanı seçtirse, asıl iktidarı, yani Başbakanlığı bir arkadaşına, mesela Abdullah Gül’e bırakmak zorunda kalacak. Yok Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirirse (TBMM Başkanı kendini harcadı çünkü) bu sefer 7 senelik “garanti” bir makamı kaçırmış olacak ve Gül’ün önünde düğmesini iliklemesi gerekecek...
Ayrıca, Meclis bir AKP’liyi, bir İmam Hatipli’yi Çankaya’ya seçerse, ortalık karışır halbuki halk doğrudan seçerse kimse laf edemez...
Böyle bir formül düşünmelerine hiç şaşmam..
*
TRAJİK HABERE MAGA-TÜRKÇE
Takvim, 2 Haziran
Korkunç bir haberdi. Kuveyt’te 3 kişi 6 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etmişler sonra da başını kesip öldürmüşler. Bu üç sapık, 3 bin kişinin gözleri önünde idam edilmiş geçen hafta.
Takvim bu korkunç habere şu cümleyle giriyor:
“Kuveyt’te akıl almaz bir kötülüğün önderliğini yapan 3 kişi...”
Haydi hayırlısı...
“... ölüm cezasına çarptırıldı. Suudî kardeşler Marzuk El Said ve Said El Said ile arkadaşları Hamed El Deyhani, 1 Mayıs 2002’de kaçırdıkları minik kızı doğduğuna pişman etti.”
Üçü de 6 yaşındaki kıza tecavüz etmişler, sonra kafasını kesip öldürmüşler...
Bunun adı “doğduğuna pişman etmek” imiş!
Ben, magazin Türkçesi’ne söyleniyorum diye Selim arkadaşım alınıyor ama, gelinen nokta budur işte...
*
TEKNE 3 YAŞINDA OLSA OLMAZ MI?
Hürriyet, 2 Haziran
Birinci sayfadan verilen haberin spotu:
“İşadamı Rahmi Koç yıllardır hayalini kurduğu iki yıllık tekne ile dünya turuna eylül ayında çıkacak.”
Tekneler de yarış atı gibi midir?
İki yaşında tekneyle dünya turu, üç yıllık tekneyle dünya turu diye bir ayrım var mıdır?
“İşadamı Rahmi Koç, yıllardır hayalini kurduğu, tekne ile iki yıllık dünya turuna eylül ayında çıkacak” demek çok zor mudur?
*
MERAKLI TURŞUCULAR
Posta, 1 Haziran
Yozgat Boğazlıyan’da bir talihliye Sayısal Loto’dan 2,5 trilyon lira çıktı.
Vatandaşlar önünde ‘diğelip’ loto bayiini seyrediyorlarmış, saatlerce.
Posta “merak izdihamı” diyor.
İnsanlar Sayısal Loto bayiinin nesini merak ederler acaba?
Garip bir milletiz vallahi...
*
SEN ÖNCE BABANA BAK!
Posta, 3 Haziran
Bir türlü kurtulamadığımız Necmettin Erbakan’ın kızı Elif, Saadet Partisi Kocaeli Kadın Kolları’nın düzenlediği bir seminerde konuşmuş, demiş ki “Bir zamanlar Osmanlı’nın atının özengisini öpenler, şimdi başbakanın hanımını öpüyor!”
Hani Atina ziyareti sırasında Yunan Başbakanı Karamanlis, Emine Erdoğan’ı yanağından öptü ya, aklı sıra laf geçiriyor.
Elif kızım, bu hadisede bir kabahat varsa herhalde Emine Hanım’da değil. Ama ben, asıl, bir zamanlar tebamız olan bir Arap’tan Bedevî çadırında yediği hakaretleri “Allah bin bereket versin!” diye yalayıp yutan bir başbakan hatırlıyorum, babana sor, belki sana anlatır...
*
BU RAKAMLAR DOĞRU MUDUR ACABA?
Hürriyet, 3 Haziran
Belki gözünüzden kaçmıştır, Gazi Üniversitesi, Amerikalı araştırmacı P.A.Andrews’un çalışmalarına dayanarak bir istatistik çıkarmış ortaya. Yalçın Abi (Bayer) bu rakamları aktarıyor.
(Gazi’den Prof.Dr.Mehmet Şahingöz, Konda’nın ve TÜSES’in çalışmalarından da yararlanmış, diyordu Yalçın Bayer. Anlamadım, çünkü Konda’nın bu konuda tek araştırması vardır - Serdar kulunuz Konda’nın son yöneticisiydi de, oradan biliyorum - o da sadece İstanbul’la ilgilidir ve en az 10 yıllıktır.)
Türkiye’de yaşayan (yuvarlak) 70 milyon insanın dağılımı şöyleymiş:
60.347.000 Türk (Türk asıllı Türk) ve 9.653.000 Etnik nüfus.
Yani % 86,21’e 13.79 demek ki...
Bu 9.653.000 kişinin etnik kökeni ise şöyleymiş:
Kürtler 5.852.000 % 8.36
Zazalar 371.000 % 0.53
Çerkezler 1.520.000 % 2.14
Araplar 1.141.000 % 1.63
Lazlar 14.000 % 0.02
Diğer 700.000 % 1.00
Acaba mı?
*
DEDİM YA BİR TUHAF MİLLET OLDUK
Tan, 5 Haziran
Gazetenin manşet haberine göre, genç bir kız “Cinler emretti” diye evini ateşe vermiş, yanmaktan son anda kurtarılmış.
Aynı gazetenin bir diğer haberine göre ise 34 yaşındaki bir kadın, “ailemi geçindiremiyorum”diye Adana Celal Bayar Köprüsü’ne çıkarak “intihar şov” yapmış. Peki polisten ne istiyormuş bu kadın? “Kocam işsiz, ailemi geçindirmek için Seda Sayan’ın programına çıkarak sunuculuk yapmak istiyorum, yoksa kendimi öldürürüm!”
Bize bir şeyler oluyor ama...
*
TERBİYESİZLİĞİN BELGESİDİR...
Vatan, 5 Haziran
Çile bitiyor, diye manşet yapmış Vatan. “RTÜK dizileri sık sık bölüp araya dakikalarca reklam koyarak izleyicileri çıldırtan TV kanallarını son kez uyardı.”
Kurtlar Vadisi’ni ara ara seyrediyordum, ama reklamlar artık o kadar terbiyesizlik halini aldı ki, kestim. Vatan rakam da vermiş:
Kurtlar Vadisi : 60 dk dizi, 63 dk reklam
Bir İstanbul Masalı : 61 dk dizi, 49 dakika reklam
Kınalı Kar : 54 dk dizi, 61 dk reklam
Kurşun Yarası : 64 dk dizi, 51 dk reklam
Bu utanmazlığa niye eyvallah diyorsunuz? Seyretmeyin!..