Güncelleme Tarihi:
Hürriyet, 20 Nisan
Birinci sayfanın göbeğindeki haber. İlk icraat asker çekme, ikincisi koca dayağı, diyor.
Spot: “Yeni İspanya Hükümeti’nin (İspanyol Hükümeti yani) yarısı, 350 milletvekilinin ise 125’i kadınlardan oluştu.”
Ve bir fotoğraf (YANDA) : İspanyol Parlamentosu’nda başbakanı ayakta alkışlayan milletvekilleri. Fotoğraftaki kadın milletvekillerinin hepsi, tek tek yuvarlak içine alınmış.
Eğer fotoğraftakilerin hangilerinin kadın olduğu gösterilmemiş olmaydı, bir anlayamazdık, iyi olmuş.
*
GÜNDE 1 SAAT UYKU, HEM DE İKİ YIL BOYUNCA...
Posta, 19 Nisan
40 yaşındaki diş hekimi (az kaldı dişçi diyecektim, med.dent’s kızacaktı), fotoğrafçı, dalgıç ve yelkenci Hakan Öge, yelkenli teknesiyle tek başına dünya turuna çıkacakmış. Haberin spot diyor ki “Teknenin tüm işlerini kendisi yapacağı için günde 1 saatten fazla uyumayacak. Hedefi bu macerayı 2 yılda tamamlamak.”
2 yıl boyunca günde 1 saatten fazla uyumayacak olan diş doktorunun dönüşte neye benzeyeceğini merak ederim doğrusu.
Hani bir laf vardır, ya hesap bilmiyor, ya dayak yememiş diye...
*
YANLIŞ ANLAŞILIR FİLAN...
Star, 19 Nisan
Necef Uğurlu, Çetin Altan’la röportaj yapmış. (Röportajdan sonra hâlâ sağ imiş, merak etmeyin!)
Bir suale verdiği cevapta usta diyor ki: “Almanlar vatanı sevmese ne olacak, (Almanya) yeryüzü ekonomisinin yüzde 18’i. Türkiye binde beşini oluşturuyor...”
Alman ekonomisi “yeryüzü ekonomisinin” % 18’ini mi oluşturuyormuş tek başına?
Şimdi “Çetin Usta ya hesap bilmiyor, ya da...” desem, tatsız hatıraları depreşir, ayıp olur!
*
HA BUNLAR NERELİDUR?
Gazeteler, 19 Nisan
Ankara’da iki hırsız bir araçtan konfeksiyon malzemesi çalmış, ertesi gün Tuzluçayır’da bir mağazaya gidip çalıntı malları ucuza vermeyi önermişler.
“Çalıntı malı ucuza alır mısın?” dedikleri dükkan ... çalıntı malın sahibiymiş, enselenmişler.
Acemi hırsızların “nereli” olduğu haberde yazılmamış!
*
YANLIŞ ADAM REKTÖR OLURSA...
Hürriyet, 20 Nisan
Yalçın Doğan’ın köşesinden.
Yunanistan’ın hani kırdığı potlardan, patavatsızlığından dolayı ‘dangalos’ adını taktığımız bir dışişleri bakanı vardı, Pangalos adında. İşte bu Pangalos, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun ‘Kıbrıs’ı alırız, Yunanistan’ı da alırız’ mealindeki lafları için bakın ne demiş:
“Biz rektörü tanıyoruz, onun için sözlerini ciddiye almadık!”
Ne kadar acıklı değil mi, bir dangalosun Türkiye’nin en büyük üniversitesinin rektörü hakkında bu kadar aşağılayıcı bir ifade kullanabilmesi!
Üstelik haklı da olması...
*
LİDERE BAK SÜNGÜYE DAVRAN
HO Tercüman, 20 Nisan
Hani Time dergisi “Dünyanın en etkili 100 lideri” arasına bizim başbakanı da koydu da, dili dışarıda basınımız çok sevindi ya.
HOT, Time’in kimin “en etkili” olduğunu belirlerken temel aldığı 3 kriteri yayımlamış.
1- Bulunduğu konumunu halktan aldığı güçle elde edenler
2- Zamanın önemli olaylarında etkili olanlar
3- Ahlakî açıdan örnek olanlar
Şimdi size RTE ile birlikte “bulunduğu konumunu halktan aldığı güçle elde eden, zamanın önemli olaylarında etkili olan ve ahlakî açıdan örnek” birkaç “dünya lideri” sayayım:
ABD Başkanı George W.Bush
Iraklı Şiî lider Ali Sistani
El Kaide üyesi Ebu El Zarkavi
Komünist Kore diktatörü Kim Jong Ill
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin
El Kaide’nin elebaşı Usame Bin Ladin
“Başbakanımız ilk 100’e girdi” diye biraz erken sevindik galiba...
*
RAHMETE KATKI
Posta, 20 Nisan
Adam, kendine ipotekli arsa sattı diye, 15 senelik arkadaşını tabancayla vurup öldürmüş, hâkim karşısına çıkmış, 15 sene yemiş ve son sözünü söylemiş:
“Rahmetliyle iyi dosttuk. Allah gani gani rahmet eylesin!”
*
ANKETÇİDİR, KONUYU İYİ BİLİR
Gözcü, 20 Nisan
Hani Devlet İstatistik Enstitüsü “Türk halkı fakir ama mutlu” şeklinde bir araştırma yayımladı ya, en kahraman muhalif CHP buna itiraz etti, biraz geç etti ama olsun.
Manşet: Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar
DİE’ye yalancı diyen kim? Bülent Tanla...
Lahavle ...
*
DOĞRU LAFA NE DENİR
Hürriyet, 21 Nisan
Fotoğraftaki ben ve annem değiliz, diyor haberin başlığı.
Vasili Floridi isimli bir işadamı Patrik Bartholomeos’u mahkemeye verdi ve din adamının SD isimli bir “gayri meşru çocuğu olduğunu iddia etti.” Bu SD ile annesinin de Yunanistan’da yayımlanan bulvar gazetelerinde resmi yayımlandı.
Sonra bu SD çıktı “O fotoğraftaki genç ben değilim, yanımdaki kadın da annem değil” diye bu iddiaları reddetti.
Buraya kadar güzel. Ama Baran Büke adlı okurum “O fotoğraftaki genç ben değilim. Yanımdaki kadın da annem değildir” lafına takmış, soruyor: Madem ki o fotoğraftaki genç sen değilsin, ‘yanımdaki kadın’ ne demek, sen o fotoğrafta yoksun ki...
Doğru söze ne denir!
*
EN İYİ REFERANS
Şok, 21 Nisan
“Sosyetenin (Bir de böyle bir tanım var, “sosyetinin bilmem nesi”) gözde diyetesisyeni Taylan Kümeli ... geçtiğimiz cumartesi günü yorgunluktan ve açlıktan bayılmış, hemen hastaneye kaldırılmış.”
Taylan Hanım kendi beslenmesini bayılacak kadar iyi düzenlediğine göre, zayıflama reçetelerine güvenebiliriz demektir...
*
HAKİKATEN BEYİN KALMADI MEMLEKETTE
Sabah, 21 Nisan
Kampus sayfasında nal gibi bir başlık: 19 bin 248 beyin Türkiye’den göçtü!
Haberin girişi: Türkiye büyük bir hızla ‘beyin göçü’ yaşıyor.
Spot: Yurtdışındaki üniversitelerde öğrenim gören Türk öğrenci sayısı büyük bir ilçe nüfusuna ulaştı. 19 bin 248 Türk öğrenci 69 ülkede öğrenim görüyor.
Güya eğitim haberi yapıyorsunuz. Yurtdışına öğrenci gitmesi ‘beyin göçü’ müdür? Türkiye yurtdışına 20 bine yakın öğrenci gönderebiliyor, diye sevineceğinize...
(Anlattım size daha önce, şimdi Ayfer Hanım’dan laf işittirmeyin bana... Hani Kurban Bayramı’nda gittiğimiz lokantada, Karslı garson, ‘Yarım baş istedik, bunun beyni nerede?’ diye sorunca, bize ‘Weallah gomitan, ben da anlamamişem, bu heywanda heç beyin çıhmamiştır’ cevabını vermişti... O hesap!)
*
HER EMİNE 'O' EMİNE MİDİR?
Posta, 22 Nisan
Ankara Rüzgarı köşesinde Mete Belovacıklı aktarıyor.
Devlet Demiryolları Genel Müdürü bir basın toplantısı yapmış, DDY’deki son gelişmeleri anlatmış. Artık trenlerin saatinde kalkıp, vaktinde vardığını müjdelerken “Demiryollarının telefonlarında bekletme müziği olarak kullanılan ‘Kara tren gecikir’ türküsünün de değiştirileceğini”, daha hızlı bir parça seçeceklerini söylemiş.
Toplantıyı izleyen bir işgüzar gazeteci, “Eminem’in hızlı parçalarından birini” önerince, DDY Genel Müdürü “Emine Hanım buna ne der onu bilmiyorum” diye cevap vermiş.
Rapçı Eminem’i tanımayan Genel Müdür, Emine Erdoğan’dan bahsediliyor zannetmiş de!!!
*
MANASIN BİLMEZ Mİ Kİ?
HO Tercüman, 23 Nisan
Gazetenin genel yayın yönetmeni Aydın Candabakoğlu, BM’deki Rus vetosundan bahseden başyazısında şöyle diyor: “Türkiye’nin bu kararlı tavrı karşısında 5 Ocak 1997’de imzalanan Rus-Rum Anlaşması uygulanamadı. Ellerinde patladı.”
Candabakoğlu’nu tanıyanlar bilirler, asla küfürlü konuşmaz! Bu son “deyimin” nereden geldiğini bilmez mi ola?
*
BOK BOKU PARİS’TE BULMUŞ
Milliyet, 23 Nisan
Fransa’da Türk düşmanı Ermeniler ile ırkçı neo-nazi Löpenciler, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı birlikte hareket ediyorlarmış.
Bakalım Avrupa bu işbirliğini görünce, asıl ırkçının, faşistin ve soykırımcının kim olduğunu anlayabilecek mi? Şaşarım...
*
OLACAĞI BUDUR
CNN-Türk, 23 Nisan
CNN-Türk’ün Haber Koordinatörü Çiğdem Amad, seçim öncesi Kıbrıs’tan canlı yayında. Meyhane gibi bir yerde bir masaya oturmuş, önünde bir şişe viski, elinde bir tef... arada ayağa kalkıyor, hem tef çalıp şarkı söylüyor, hem haberini yapıyor.
Eeee, Seda Sayanlar’ı sunucu, Hülya Avşarlar’ı röportör yaparsan, marifet iltifata tabidir deyü, Çiğdem Anad da haber programında tef çalıp oynar.
*
NASA
Vatan, 25 Nisan
NASA’da araştırmacı olarak çalışan Doç.Dr.Neva Çiftçioğlu anlatıyor:
“Anne ve babamın çevresi benim ne iş yaptığımı bir türlü anlayamıyor... Mesela babama bir tanıdığı ne yaptığımı sorup, NASA’da yanıtını alınca, ‘Ya aferin, demek Sabancı’da (işe) başladı’ demiş...”
*
BİR İSİM VER, DİŞİMİ KIRAYIM
Gözcü, 25 Nisan
Biliyorsunuz, “Diplomatik çevreler ... dediler”, “Vatandaşlar ... diye tepki gösterdiler” yahut “Görenler ... demekten kendilerini alamadılar” türünden, bulvar gazetelerinin çok kullandığı, yalan haberlerden “tiskinirim” ben.
Ne diyeceksen adam gibi de, fikrini söyleme cesaretin yoksa sus, olmayan kaynakları konuşturma...
İşte Gözcü’nün manşeti: Verdiler ama kurtulamadılar
Gözcü, Kıbrıs’ta hayırcıydı ya...
Spot: Amerika’nın ve Avrupa’nın baskısıyla KKTC’de Annan Planı’nın kabul edilmesini yorumlayan siyasî çevreler, “Ver kurtulcular Kıbrıs’ı vermek için yırtındı ama aç gözlü davranan Rumlar daha fazlasını istedi” dediler.
Kimmiş bu siyasî çevreler, belli değil. Çünkü...